29 Ekim konuşma metni! Öğrenci, öğretmen, müdür için Cumhuriyet Bayramı tören metni

29 Ekim konuşma metni! Öğrenci, öğretmen, müdür için Cumhuriyet Bayramı tören metni
Okullarda düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde öğrenci, öğretmen ve müdür için konuşma metinleri büyük önem arz etmektedir. Cumhuriyet Bayramının 98. yıl dönümünde 29 Ekim gününün anlam ve önemini belirten konuşma metinlerini sizler için hazırladık.

Okullarda öğrenci, öğretmen ve müdür tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının 98. yıl dönümünde günün anlam ve önemini anlatan konuşma metni büyük önem arz eder.

Öğrenciler için 29 Ekim konuşma metni

Cumhuriyet Bayramı her yıl 29 Ekim’de milletçe, gururla ve her geçen gün daha da büyük bir coşkuyla kutladığımız bir milli bayramımızdır. Bu günde yurdumuzun hemen hemen her yerinde ve okullarda törenler düzenlenir, çeşitli konuşmalar yapılır ve şiirler okunur.  

Bu bayram kuşkusuz ki bizim için önemli ve değerli bir gündür. Çünkü bugün yani 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetimiz kurulmuş ve insanlar Cumhuriyet sayesinde özgürlük ve eşitlik gibi kavramları tanımıştır. Cumhuriyet bir halk yönetimi şeklidir. Cumhuriyet sisteminde egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Zaten Büyük Liderimiz Atatürk’ün de dediği gibi : “ Türk ulusunun yaradılışına ve yaşamına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir.” Atatürk bu sözünde, Türk milletine yakışan yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğunu belirtmiştir. Çünkü Cumhuriyet rejimi bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik gibi unsurları içinde barındırmaktadır. Bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik Türk Milleti’nin en çok önem verdiği unsurlar olduğundan, Türk Milleti ancak Cumhuriyet şeklindeki bir yönetim anlayışı ile yönetilebilir. Cumhuriyete kavuşmamız elbette kolay olmamıştır. Çünkü atalarımız uzun yıllar bu uğurda savaşmış, kanlarını ve canlarını yine bu uğurda feda etmişlerdir.

Onlar ki bu uğurda cesurca savaşıp bizlere rahat, huzurlu ve mutlu bir yaşam bırakmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Biz Cumhuriyet sayesinde huzura, rahata ve mutlu bir yaşama kavuştuk. Bu yüzden bizden öncekilerin bizlere bıraktığı Cumhuriyetin anlam ve önemini her zamankinden daha çok kavrayarak gelecek nesile en iyi şekilde bırakmalıyız. Unutmayalım ki CUMHURİYET bizim için en büyük bayramdır ve de hep öyle kalacaktır.

Öğretmenler için 29 Ekim konuşma metni

Sayın Müdürüm, Müdür Yardımcım, Kıymetli Öğretmenlerimiz, Değerli Velilerimiz ve Geleceğimizin Teminatı Sevgili Çocuklar,

İlk olarak sizlerden başlarınızı çevirmenizi ve gönderde süzülen şanlı bayrağımıza bakmanızı rica ediyorum. Ay-yıldızlı bayrağımıza, onun en yukarılarda dalgalanışına bir bakmanızı….

Ben, ne zaman ve nerede bayrağımızı görsem orada içimi bir huzur ve coşku kaplar. Eminim sizler de benim gibi al kanlara boyalı bayrağımızı her gördüğünüzde yüreğinizde bir ferahlama, bir gurur hissediyorsunuzdur. Çünkü bayrak bir milletin namusu, özgürlüğünün nişanesi, bağımsızlığının sembolüdür.

Biz bugün; hastalıkta, sağlıkta, afetlerde, yangınlarda, hangi şartta olursak olalım, bu bayrağın altında dimdik durabiliyorsak bu, atalarımızın bizler ve bizlerin geleceği olan nesiller için verdiği soylu mücadelenin neticesidir. İşte bu sebeple konuşmama Kurtuluş Mücadele’sinin kıvılcımını yakan Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsız devletimizin kuruluşuna hizmet eden tüm vatan evlatlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilerek başlamak istiyorum. Ruhları şâd olsun!         

Kurtuluş Mücadelesi, “Kayıtsız ve şartsız, bağımsız bir Türkdevleti kurmak” gibi kutlu bir ülkü ile başlayan, “Ya İstiklâl ya ölüm!” andıyla nihai hedefe ulaşılan bir mücadeledir.

Sevgili Çocuklar,

Kurtuluş Savaşı, bu dünyanın görüp görebileceği en şanlı ve aynı zamanda en zorlu savaşlardan biriydi. Düşman çoktu; dört koldan saldırıyordu, her türlü silaha ve sayıca üstün bir orduya sahipti. Ancak… bilmedikleri ya da farkında olmadıkları bir şey vardı: Bu millet hür doğmuştu, hür yaşardı ve bayrağının yere inmesine son kişi de toprağa düşene kadar izin vermezdi. Kurtuluş Savaşı, var olmakla yok olmak arasındaki ince çizgide verilmiş ve yokluklar içinde kazanılmış bir var olma savaşıdır. Tamdört yıl sürmüştür. Savaş meydanlarında, düşman tarafından kuşatılmış köylerde, şehirlerde dört koca yıl; kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla verilmiş kutsal bir mücadeledir.

Cumhuriyet ise, bu mücadele sonunda Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan yeni devletin yönetim şeklidir. Aynı zamanda Cumhuriyet, yeni bir mücadelenin de başlangıcıdır. Bu yeni mücadelede düşman artık asker değildir. Düşman yoksulluktur, cehalettir, geri kalmışlıktır.

• Cumhuriyet, yurdun her yerine yayılacak olan bir seferberliğin ilk adımıdır.

• Cumhuriyet ayağında çarıkla gezen atalarımızın bastığı toprağa sahip çıkışıdır.

• Cumhuriyet, bir tas hoşafla tüm gün savaşan Mehmetçiğin ellerindeki kınadır.

• Cumhuriyet, cepheye yollarken eşini, oğlunu bir daha dönemeyeceğini bilmektir. Anaların, evlatların gözyaşıdır.

• Cumhuriyet, soğuk dağ başlarında kuru toprak üzerinde, düşman nereden vuracak diye diye uykuya dalamamaktır.

• Cumhuriyet, makineli tüfeğe karşı sabanla direnmektir.

• Cumhuriyet, “Geldikleri gibi giderler,” diyebilecek bir kararlılığa ve inanca sahip olmaktır.

• Atatürk gibi olmak, Atatürk gibi düşünmektir.

• Cumhuriyet, yoksulluğu, geri kalmışlığı ve cehaleti kabul etmemek, tüm dünyaya Türk’ün gücünü yeniden göstermektir.

• Cumhuriyet alın teridir, gözyaşıdır, emektir.

İşte bu sebeple sevgili çocuklarım, Cumhuriyet, bizlere korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bırakılmış bir emanettir. Emanetimize sahip çıkmanın en güzel yolu ise çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmaktır. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.”

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bayramımız kutlu, devletimiz baki olsun.

Müdürler için 29 Ekim konuşma metni

Ulus olarak büyük bir zafere ulaştırdığımız Kurtuluş Savaşı’mızı yeni, güçlü bir devletle ve Cumhuriyet yönetimi ile taçlandırışımızın üzerinden 98 yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu sebeple bu çok önemli ve anlamlı günde herkesi büyük bir içtenlikle kutluyorum. Bağımsız ve müstakil yaşama arzusuyla elde edilen bu büyük zaferi sürekli hale getirmek isteyen ve hedefi en baştan tam bağımsızlık ve de muasır medeniyetler seviyesini aşma olarak belirleyen Mustafa Kemal Atatürk, bu hedeflere ancak ve ancak cumhuriyet ve demokrasi ile varılabileceğini görmüştür. Cumhuriyetimizi, tıpkı kuruluşundaki temel mantıkta olduğu gibi, tam bağımsız, güçlü ve demokrasi içinde yaşayan bir dünya devleti olarak sürekli kılmak için bugün hepimize büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir.

Bu nedenle de, büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e doğru giden yolu çok iyi bilmek, anlamak, kavramak ve her zaman hatırlarımızda her daim canlı tutmak zorundayız. Çünkü bu süreç yüce devletimizin bekası ve ulusumsun geleceği, huzur ve refahı açısından çok önemli bir kılavuzdur. Mustafa Kemal Atatürk''ün rehberliğinde ve önderliğinde büyük Türk Milleti''nin kanı, canı ve büyük emekleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, tüm varlık ve değerleriyle sonsuza değin yaşatılması çocuktan kadına, yaşlıdan gence herkesin vazgeçilmez ortak sorumluluğu olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin milletler arası bağı güçlü, dışa dönük, ekonomik gelişmesini ve kalkınmasını tam anlamıyla gerçekleştirmiş, büyük ve lider bir ülke olarak istenilen hedeflere koşması ve ulaşması hepimizin kuşkusuz ki en büyük hedefidir. İnanıyorum ki bu duygular var oldukça Cumhuriyetimizin 100. yılında, dünyanın en güçlü ve lider ülkeleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de yer alması beklenen bir gelişme ve ulaşılmış bir hedef olacaktır. Bunun için hepimiz var güzümüzle çalışmalıyız.

Değerli Misafirler, ülkemiz, Büyük Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kuruluşta ortaya koydukları temel amaçlara ve hedeflere kuşkusuz ki ulaşacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, bu büyük günün 98. yıldönümünde, bütün halkımızın, bütün öğretmen arkadaşlarımın ve geleceğimizin teminatı olan siz değerli ve biricik öğrencilerimizin bu büyük bayramını kutluyor, vatanı uğruna seve seve canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.

(Alıntıdır)