40 Haramiler yasa çıkarırsa...

Okurumuz Altay Bozkurt, Abdullah Öcalan’ın  “En önemli realite sürecin yeni bir aşamaya gelmiş olmasıdır” sözü ile birlikte Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu’nun  “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı” aracılığıyla Tayyip Erdoğan’a sunduğu raporu hatırlatıyor. 26 Haziran 2013 tarihli Hürriyet’te yayınlanan raporun başlıkları şöyleydi: 

“1-Sürece zarar veren dilin (terör örgütü, bebek katili vb.) bırakılması...
2-Bu ülke artık ” tek din, tek dil “ gibi söylemleri kaldırmıyor...
3-Tekçilikten vazgeçilmeli. ” Tek dil, tek millet “ değil, ” ortak vatan, ortak devlet “ denmeli.
4-Kalıplaşmış deyimlerden vazgeçilmeli: ” Türk bayrağı, Türk milleti, Ne mutlu Türküm diyene, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, Türkiye Türklerindir, Bir Türk dünyaya bedeldir “gibi...
5-Yeni anayasa
6-Ana dilde eğitim
7-Seçim barajının kaldırılması
8-Siyasi partiler kanununun değiştirilmesi
9-Yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi (AB Yerel Yönetimler Özerklik yasasına konulan çekincelerin kaldırılması)
10-Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması
11-Siyasal genel af (Öcalan’ı da kapsayan)
12-Karakol ve kalekol yapımlarının durdurulması
13-Yer isimlerinin iadesi (Dersim, Gever, Çölemerik, Elaziz)
14-Cadde, okul, havaalanı gibi yerlerde İnönü, Fevzi Çakmak, Abdullah Alpdoğan, Sabiha Gökçen gibi isimlendirmelerin terk edilmesi
15-Öcalan serbest bırakılmazsa bile barışı yönetmesi sağlanmalı. Hiç olmazsa şartları iyileştirilmeli.
16-Irkçı, şoven ifadelerin dağlardan ve tabelalardan kaldırılması (Ne mutlu Türk’üm diyene)
17-Andımızın kaldırılması (kaldırıldı)
18-Devlet anlayışı değişmeli. Bir akil insanlar heyeti de devletin askerini, polisini sürece hazırlamalı..” 
Altay Bozkurt, 10 Temmuz 2014 günü kabul edilen  “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Yasa” nın bir maddesinin “Yasa kapsamında yapılacak çalışmalarda koordinasyon ve sekretarya hizmetleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütülecek” şeklinde olduğunu belirterek, 
“Çözüm sürecini, yukarıdaki 18 maddelik önerileri, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a sunan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yürüteceğine göre vay bu milletin ve devletin haline... Bu yasa, aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sona erdirilmesine dair yasadır” diyor. 

***

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, torba yasa aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını bildirdi. Bir maddede, atamalarda idare mahkemelerinin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarına iki yıl uyulmamasının yasa hükmü haline getirildiğini belirten Hamzaçebi,   “Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu personeli hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılması da yasayla engelleniyor. Yani, kanun tanımayan personel, yasayla koruma altına alınmaktadır. Bu, tam bir pervasızlıktır. Yasaya göre, ayrıca özelleştirme kararını müteakip, devir teslim üzerinden beş yıl geçtikten sonra daha önce iptal yönünde verilmiş mahkeme kararları uygulanmayacaktır. Bu maddeyle bugüne kadar mahkeme kararlarına uymamalarını yasal güvenceye alıyorlar” dedi. 

***

Tıpkı çözüm yasası gibi... Orada da PKK ile pazarlık yürüten kamu görevlilerinin bu eylemlerinden dolayı suçlanamayacağı belirtiliyor. 
Yani AKP iktidarı, söz konusu alanlarda bütün yaptıklarının suç olduğunu biliyor ama eylemlerini yasa değiştirerek suç olmaktan çıkarmak suretiyle, sorumluluktan kurtulacağını zannediyor. Hayır, çıkardıkları bu türde uydurma yasaları, Anayasa Mahkemesi iptal etse de etmese de hepsi geçersizdir. Hukuk, suçu korumaz! 
Mesela,  “40 Haramiler” diye bir hırsızlık çetesi, siyasi parti kurup iktidara gelerek hırsızlığı suç olmaktan çıkaran bir yasa kabul ederse, çıkardıkları yeni yasa geçerli olur mu?

Yazarın Diğer Yazıları