MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Alo millet! Yavru vatan elden gidiyor!

Alo millet! Yavru vatan elden gidiyor!
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Yazmanı Ban Ki-mun  “Kıbrıs’ta 50 yıllık sorunu artık çözelim. Görüşmeleri 3 ayda bitirelim!”  dedi. 
Ne zaman? Yunanistan’ın     AB Dönem Başkanlığı başlar     başlamaz! 
Ne zaman? Doğu Akdeniz’de İsrail’in ve Rumların doğalgaz ve petrol boru hatlarının bir an önce başlaması gerektiği saptanınca... 
(...) 
Şu andaki ABD yönetimine     göz atalım. Başkan Yardımcısı Joe Biden, Yunan hayranı olup, Barış Harekâtı’nda Türkiye’ye yaptırımlarda etkin rol oynayıp ekonomik bunalıma yol açmıştı. Dışişleri Bakanı John Kerry, Senato oylamalarında daima Rumlar lehine oy     kullanmıştı. 
Bu yönetimin yönlendirdiği Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland devreye girince taraflar  “tokalaşmaya”  başladı; sonrasında 8 maddelik bir bildirinin benimsendiği açıklandı. 
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “bildiri değil görüşmeler önemli” dese de “eşit egemenlikten”  vazgeçip “tek devlet, tek vatandaşlık, tek egemenlik” ilkesi benimseniyor, Türkiye’nin “garantörlüğü”         uzayda kayboluyordu. Rumların sızdırdığı haritada verilen         ödünler de ortaya çıktı.
KKTC’nin 683 kilometrekaresi Rumlara terk edilirken, genelde yüzde 21 toprak ve verimli olanların yüzde 65’i kaybediliyor. 1.350 işyeri kapanıyor. Nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 13 bin kişi işsiz     kalıyor. KKTC’nin GSMH’sinin yüzde 12.2’sine eşit olan tarımsal ürünlerde yaklaşık 138 milyon     dolardan olunuyor; 442 ticarethane, 188 otel ve lokanta da kepenk indiriyor.
(...)
 “Türkler daima bir adım önde” siyasasının başbakanının Dışişleri Bakanı AhmetDavutoğlu da Brüksel görüşmelerinin ardından      “AB-Türkiye Siyasal Diyalog Toplantısı’nda” Kıbrıs’ın geniş biçimde     ele alındığını belirterek “Son derece olumlu bir hava var!” dedi. 
Atina’da görev yaparken tanıdığım Helena Smith, Guardian gazetesine “Görüşmelerin yeniden başlatılmasında beklenmeyecek derecede etkin rol oynayan Vashington, bölgedeki enerji yataklarının yalnız Kıbrıs’ta değil, İsrail ve Türkiye arasında bölgesel istikrar olmadan çıkartılamayacağı açıkça görülünce ağırlığını koydu”  gerçeğini işledi. ABD ve AB için önemli olan Kıbrıs değil  “enerji” idi!
Özgen Acar/Cumhuriyet

 

AKP yolsuzluğu kurumsallaştırdı
Karşımızda, bir-iki istisna olay ile kanun dışına çıkmış, yoldan sapmış bir iktidar değil, doğrudan siyasî yolsuzlukların rutine bindiği ve kurumlaştığı bir siyasî düzen duruyor. (...) Böyle bir düzende demokrasi yaşamaz. Kimsenin hak ve hukuku güvence altında olmaz.
Mümtaz’er Türköne/Zaman

 

GÜNÜN SORUSU
AKP “17 Aralık yargı ve polis darbesidir” diyor. Darbe girişimi suçsa Emniyet ve yargı mensupları niye dışarıda, değilse TSK mensupları niye içeride?
Akif Kökçe/Milliyet (Açık Pencere)

 

“Amberin Haberturk’ten ayrılırken ‘Sağ ol Fatihçiğim burada olduğum kadar hiçbir gazetede özgür olmadım’ dedi” diyen Altaylı’ya cevap 

İlahi Fatih “özgür” olduğum için mi kovuldum
(...)  İlahi Fatih, özgür olduğum için mi hükümete yönelik eleştirilerimden vazgeçmezsem köşemi kaybedeceğim konusunda uyarıldım? Özgür olduğum için mi uyarılara kulak asmayınca kovuldum? (...)Haziran 2012’de aralarında rahmetli Mehmet Ali Birand, Ertuğrul Özkök, Utku Çakırözer ve ben olmak üzere bir grup gazeteci Beşar Esad tarafından röportaj için Şam’a davet edilmiştik. Fatih (...)  “gidebilirsin”  dedi. Hazırlıklara başladım. Seyahatimizi koordine etmek için aynı gün Mehmet Ali Birand’ı aradım.  “Amberinciğim ne yazık ki ben ve Ertuğrul gelemiyoruz”  deyince birden afalladım.  “Neden”  diye sorduğumda Mehmet Ali Bey duraksadı ardından  “biliyorsun nedenini”  dedi. (...) Hemen Fatih’i aradım durumu bildirmek için. Ama Fatih  “sen git”  dedi. (...) Aynı gece (...) i-Pad’ime göz atarken gazeteciler.com sitesinde Fatih’in Esad röportajına ilişkin Hadi Özışık’a  “Amberin’e istersen git dedim ama tek bir kelimesini dahi yayınlamam”  mealindeki açıklamasını okuyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. (...) Demek ki Fatih’e de  “Alo”  denmişti. 
Amberin Zaman/Taraf

 

Bölünme referandumu
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 30 Mart belediye seçimleriyle ilgili olarak heybedeki turpu çıkardı, “Özerklik inşaa edeceğiz” dedi. İlginçtir, bunun üzerine BDP Genel Merkezi apar topar bir açıklama yapıp, Demirtaş’ın sözlerinin çarpıtıldığını duyurdu. 
Velev ki, Demirtaş bunu söylemedi. Haftalardır BDP belediye başkan adayları,  “özerklikten, Kuzey Kürdistan”dan, teröristbaşının çok yakında özgür kalacağından söz ediyor. Daha da ileri gidenler var. 
Mesela Van Edremit belediye başkan adayı Abdülkerim Sayan geçenlerde seçim bürosunun açılışında şöyle konuştu: 
“30 Mart yerel seçimleri Kürt halkı açısından bir referandum niteliğindedir. Devlet tarafından her yıl 2 Nisan Van’ın kurtuluşu olarak kutlanıyor. 2 Nisan tarihi Van’ın kurtuluşu değil, işgalidir. Van’ın asıl kurtuluşu 30 Mart gününde BDP’nin alacağı zaferle gerçekleşecektir.” 
Gelinen noktayı, cüreti görüyor musunuz? 
(...)
Ne yalan söyleyeyim; Şu seçimlerin yapılmasını hiç, ama hiç istemiyorum!.. 
Müyesser Yıldız/facebook.com