Adaleti astronotlar bulacak

Gündem yine değişti(rildi); vatandaş, ay sonunu getirme derdinin gündeme gelmesini beklerken, iktidarın aklındaki "Ay"ın başka olduğu ortaya çıktı. Yeni gündemimiz: Ay'a yolculuk.
Dünya pandemi derdinden kurtulmak için canla başla aşı alma/aşı yapma derdindeyken; milyonlar işsiz, ay sonunu dert ederken; gençler mezun olduktan sonra ne yapacaklarını kara kara düşünürken; daha gençler doğru düzgün eğitim alamadan koca bir yıl geçirmiş ve önleri hala belirsizken; çiftçi, sanayici, işletmeci kan ağlıyorken; 'Nereden çıktı bu Ay'a seyahat?' diye de sorabilir, üzerine pek çok serzenişte de bulunabilirim ama bugün meseleye Cumhurbaşkanının konuşmasından bahisle başka bir noktadan bakacağım.
Zira, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ay yolculuğu merakının nereden çıktığını şöyle açıkladı:

"Yeryüzünde adaleti tesis etmenin yolu, gökyüzünde var olmaktır!"
"Adaleti" amaç edinmek, her nerede olursa olsun elbet güzel.
Ancak adaletin gökyüzünde tecelli edeceği inancıyla kurulan bu cümle, bana güzel bir sözü, oradan da Türk edebiyatının önemli siyasetnamelerinden birini hatırlattı.
Cumhurbaşkanın konuşma metnini hazırlayanlara da bu söz çağrışım yaptı herhalde ancak sözün özü tam anlaşılmamış olacak ki neticede gökyüzünde adalet arayışına girişildi.
O halde gelin, biz bu siyasetnamede vurgulanan değerlere birlikte bakalım…

Adalet göğün direğidir
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'de şöyle der: "Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gökyüzü yerinde durmaz."
Kutadgu Bilig, siyasetçilere hitap ederken, yöneticilerin vasıflarından ve sorumluluklarından bahseder.

Kanun yapmak ve bunları adil bir şekilde uygulamak, Kutadgu Bilig'teki vazgeçilmez esaslardır. Buna göre:
"İki şeydir ülke… Biri yasa, biri, güvenlik, köklü. İl, yasayla artar, dünya düzelir,/ Zulüm, il daraltır, dünya bozulur. Doğru ol, doğruluk üzere yap yasa./Ki uzasın beylik, dursun ayakta."
Kul hakkı yememek ve yöneticilerde görev şuurunun olması önemle vurgulanır, Kutadgu Bilig'te:
"Ne ekilirse yere, o biter yine, /Ne verilir ise, o geçer ele. Kişi malı alma, yeme, dökme kan,/ Bu günaha inler, çıkar iken can.
Ülkende birisi, gece kalsa aç,/ Onu senden sorar, Tanrı, gözün aç. Çıkarın kollama, kolla milleti,/Ele yük yükleme, sen taşı yükü."
İşlerin ehliyetli ve liyakatli kişilere verilmesi için ise şöyle der:
"Ey bey, işi işten anlayana ver,/ Ehil, doğru, dürüst, olanına ver. Eğer bey, ehline, vermezse işi,/ Ehliyetsiz kendi, değil o kişi. Yönetir, bilgisiz, cahil, ardından,/Bozulur bütün iş, kopar toz, duman. Emanet yükledi, Tanrım boynuna,/Kolla emaneti, soracak sana."
Yerde bulacağını gökte aramak
Adaleti amaç edinmek güzel olsa da adalet, evvela devletten gelmelidir.
Bugün, ülkede yaşanan sorunların temelinde adaletin devlet katında ehemmiyetini kaybetmiş olması yatıyor.
Adaletli bir yönetim olmayınca, hukuki güvenlik de olmuyor yatırım da yapılmıyor, ekonomi de bozuluyor, toplumda düzen, huzur da kalmıyor.
Ay'a, Mars'a gitmek, bilim için çalışmalar yapmak, hedefler koymak güzel elbet, ancak önce vatandaşın sorunlarını çözmek gerek. Sorunların temeli gökte değil, yerde, devletin kendi içinde.

Yazarın Diğer Yazıları