“Adaylığımı İbrahim Tatlıses istedi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Güneydoğu Anadolu seyahati yaptı. Enteresan şeyler söyledi. Diyarbakır’dan Türkiye’den farklı bir ülkenin şehrinden bahseder gibi bahsetti. Belki de benzetme sanatına kurban gitmiş bir cümle idi

Sonra Esad ile ilgili olarak kullandığı ifadeler arasına Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını kullandı. Dedi ki ‘Fikri akrabalıkları olan Baas rejiminin düşmesini hazmedemediler, Hadi eski genel başkanlarının kuyruk acısını biliyoruz. Onun Baas rejimi ve Esad rejimine olan sevgisinin altında farklı sebepler var. Ama yeni genel başkanın neden bu kadar rahatsız olduğunu merak ediyoruz.

Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun hangi sebeplerle Baas ve Esad rejimine sevgi duyması gerektiği ama Özgür Özel açısından böyle bir şeyin gerekmediğini açıkçası biz de bu cümlelerden sonra merak ediyoruz.’

Bu ifadelerden anlam çıkaracak o anlamlardan da kendisine alan oluşturmaya kalkacak bir sürü insan var bu coğrafyada oysa. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da bunu bilmemesi mümkün değil.

Aynı seyahatte İbrahim Tatlıses ile de sahnede görüntü veren Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki niyetini de Tatlıses ile birlikte açıkladı ilk kez bu kadar net olarak. Durum İbrahim Tatlıses istedi mecburen aday oldu durumuna geldi neredeyse. Sonra aynı Tatlıses’in daha önce İsrail de verdiği konserde İsrail ile ilgili söylediği övücü cümleler gündem oldu doğal olarak.

Aynı seyahatte Erdoğan çocuklara para ve oyuncak dağıttı. Bu da hep söylediğimiz yoksulluğu yönetme hamlelerinden biri idi. Aileleri tarafından o paraların verilemediği o oyuncakların alınamadığı çocuklar hazinenin yardımları ile ayakta duran ailelerinin yanında Cumhurbaşkanından hediye alarak mutlu oldular. Ama aldıkları para zaten onların parası idi.

Özetle bu seyahatin hafızalarımızda hiç de iyi hatırlamadığımız bir çok şeyi aynı anda canlandırmış olması belki de sadece bizim kuşağın sorunudur. Neticede sonraki kuşaklardan vekil olanlar bile Erdoğan’ın dünyanın gelmiş geçmiş en büyük 20 liderinden biri olduğunu söylüyor. Zaten bizim açımızdan da orada bir sıkıntı yok ama sadece diğer 19 liderin kim olabileceği üzerinden tartışıyoruz konuyu.

Kendilerine kanaat önderi vasfı yükleyen gasteciler ve sosyal medya mücahitleri de bir taraftan Atatürk düşmanlığını körüklüyor, bir taraftan siyasal Alevilik diye bir tanımlama aleviler üzerinden bir ayrıştırma üretiyor. Bir taraftan da APO’nun nasıl muteber bir adam haline dönüşeceğini anlatıyor.

Kendi adıma açık söylemek gerekirse bütün bu olan bitenlerin sadece Erdoğan’ın yeniden adaylığı için planlanmış hamleler olduğunu hala düşünmüyorum. Ama o durumda aradan çıkarılabilir gibi duruyor. İçinde bulunduğumuz sistemin verdiği yetkilerden vazgeçmenin zorluğu bir kenara eğer 20 yılı aşan bir iktidar değişirse o zaman diliminde olanlar da baştan aşağı incelenebilir gibi duruyor.

Ama AKP iktidarının bu süre içinde çok farklı müttefiklerle hareket ederek oluşturduğu yapıların birbirini ve dolayısı ile de AKP yi ve kendilerini sorgulamaları çok mümkün görünmüyor. Her yeni bileşen bu konu açıldığında susarak diğerini de koruyan bir dil geliştiriyor.

Tarihin gördüğü en büyük koalisyonlar hükümetinden başka hiçbir güç zaten bu sistemi bu kadar kolaylıkla kuramaz ve sürdüremezdi.

Oysa içinde yaşadığımız ve yarını ile ilgili olarak endişeler beslediğimiz bu ülkede Erdoğan’ın son seyahati üzerinden yapılabilecek yüzlerce değerlendirme var ve bu değerlendirmelerin bir çoğu Erdoğan’ı sorgusuz sualsiz destekleyenler için bile endişe verici.

22 yıldır her seferinden başka bir tarafla ittifak edip diğer tarafı düşmanlaştırarak gelinen noktada asıl olan ne yazık ki hala ekonomi olacak gibi duruyor. Halk kendisine verilecek ufak defek desteklerle yeniden aynı çizgide kolaylıkla hizalanabilir.

Adı çözüm olmayan yeni sürecin de bize neler kazandırıp kaybettireceği konusunda henüz net bir bilgimiz yok ama bir sürü fikrimiz var. Bu fikirlerin beslenme noktaları da ideolojik tercihlerimiz. Korkarım bugün iyi niyetli çabalar olarak görülen bu durum zaman içinde bir çok kez sınadığımız yanılgılara neden oluş şekli ile sonuçlanacak.

Bu konudaki en açık seçik ip uçlarını da son gezisinde bize sayın Cumhurbaşkanımız verdi. Yeniden başkan olmak istemek en masum kalan tarafı ama Diyarbakır dan Türkiye ile farklı ve mütekabilmiş gibi bahsetmek son derece önemli bir endişe kaynağı benim açımdan.

Yazarın Diğer Yazıları