Adnan Oktar davası sürüyor

Adnan Oktar davası sürüyor
Adnan Oktar Suç Örgütü davası Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda devam ediyor. Adnan Oktar'ın 'terör' savunmasının ardından gerçekleşen ikinci duruşmada, 'erkeklerin imamı' olarak bilinen Tarkan Yavaş savunma yaptı.

Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik açılan davanın görülmesine dün başlandı. 167’si tutuklu 226 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu’ndaki duruşma salonunda yapıldı. İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Oktar, hakkındaki iddiaların tamamen boş olduğunu öne sürerek şöyle konuştu: “İngiliz derin devletinin yıllardan beri Türkiye’ye ve İslam alemine karşı oynadığı bir oyun var. Hükümeti yıkmaya çalışıyorlar. Ben de hükümeti ve bu ülkeyi çok sevdiğim, bu oyunu gördüğüm için beni ekarte etmeye çalışıyorlar. Ben tutuklandıktan sonra hükümete baskı arttı. Hükümet sahil ve iç kesimleri kaybetti. Bunlar aralarında psikolojik savaş uzmanlarının da olduğu 100 kişilik bir ekip tarafından hazırlandı. Milliyetçi bir insanım. Bu oyunu Türkiye’de yutacak kimse yok. DAEŞ, Taliban, FETÖ gibi örgütlere karşı çok aktif olduğum için beni yok etmeye çalıştılar.”

Çocuklara yönelik cinsel istismar iddialarını reddeden Oktar, yıllar sonra yönlendirmeyle bu çocukların ifade verdiğini, korkutulduklarını, kendisine iftira attırıldığını, baskı altında ifade verdiklerini, hiçbirine kızgın veya öfkeli olmadığını söyledi. Oktar’ın “Tutuklandığım gece dolar 5 liraya çıkarıldı” demesi üzerine mahkeme başkanı, “Nasıl bir gücünüz var ki, bunu düşünüyorsunuz?” diye sordu. Oktar, “Benim 320 kitabım var. Bununla 50-100 milyona ulaşıyorum” dedi.

‘GÜLEN TEHLİKELİ BİR TİPTİ’

İddianamedeki FETÖ’ye destek iddiaları ile bir yayınında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i sevdiği ve övdüğü konuşmalarına ilişkin sorulan sorular üzerine Oktar şöyle konuştu: “Fetullah Gülen zihniyet olarak bana tamamen zıt bir insan. Tehlikeli bir tipti, dengede tutmaya çalıştık. Kendini kainat imamı ilan ediyor. FETÖ’cü polisler sürekli yolda beni çeviriyordu. FETÖ’cüler sürekli bana dava açıyordu. Başımıza bela açmaya kalkan tehlikeli bir yapı. O konuşmayı yaptığım dönem, FETÖ’cüler benden nefret ediyordu.” Oktar’ın savunmasını tamamlamasının ardından müşteki avukatlarının sorularına geçildi. Bir müşteki avukatının “Mehdi misiniz ya da bu yönde bir iddianız var mı?” sorusuna sanık Oktar, “150-200 kere böyle bir iddiam olmadığını söyledim” yanıtını verdi.

‘YANLIŞ ANLADILAR’

Avukatların ardından Cumhuriyet savcısının sorularına geçildi. Savcının “A9 kanalında ‘Mehdi zaten mehdi olduğunu söylemez’ diyorsunuz, yayınlarınızda kendinizin mehdi olduğunu ima ediyorsunuz. Örgüt evlerinde karıncalarla konuştuğunuz, hava olaylarını değiştirebildiğinizle ilgili notlar ele geçirildi. Savunmanızda da tutuklandıktan sonra doların arttığını söylediniz. Bunları örgütü diri tutmak için mi söylüyorsunuz?” sorusuna sanık Oktar, şu şekilde cevap verdi: “Ben burada dürüst davranıyorum. Seyyidim. Peygamberin soyundan olduğum için bu normal. Bu benzerlik belki 100 insanda çıkabilir. Mehdi olsam sarık cübbeyle çıkardım. Eğlenen insanların da dekolteli hanımların da Müslüman olacağını göstermek istiyordum. Yoksa ben oynamaktan çok rahatsızım. Bazı gelenekçi Müslüman kardeşlerim bunu yanlış anladı.”

İKİNCİ DURUŞMADA TARKAN YAVAŞ SAVUNMA YAPTI

Adnan Oktar ve grubuna yönelik 171'i tutuklu 226 sanık hakkında açılan davanın ikinci duruşmasına erkeklerin imamı olarak suçlanan tutuklu sanık Tarkan Yavaş'ın savunması ile başladı. Operasyon gecesi bir kişinin polise ateş açtığı, iki kurşun isabet eden polis memurunun çelik yelek sayesinde hayatta kalmasına ilişkin konuşan Tarkan Yavaş, "O münferit bir olay. O arkadaşımızın uykusu çok ağır. Terör örgütlerinin tehdidi nedeniyle teyakkuzda yatıyor. Ruhsatlı silahı var. Ateş açıyor. Polis olduğu anlaşılınca da, 'Aaaa diyor, hakkınızı helal edin diyor' polislere" dedi.

Yavaş, iddianamede yüklenen turnike suçlamasına ilişkin olarak, "Sayın Başkan, bu turnike sistemi dediğiniz konu aslında her gün 200 bin Müslüman kadına genelevlerde fuhuş yaptırılmasıdır. Buna karşı çıktığımız için bu konuyla karşımıza geliyorlar. Biz bir kere Allah'tan korkan insanlarız. Biz çekiniriz böyle bir şeyden, asla yapmayız" dedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Ceza İnfaz Kurumları'nın karşısında bulunan duruşma salonunda yapılan davanın ilk duruşmasına Adnan Oktar, Oktar Babuna, Tarkan Yavaş, Ayşegül Hüma Babuna da aralarında bulunduğu 162 tutuklu ve 20 tutuksuz sanık katıldı. Davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanık Tarkan Yavaş'ın savunması ile başlandı.

Arkadaşlarının eğitimli ve son derece medeni olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Yavaş, Türkiye'nin her yerinde verdikleri konferanslar ile İslamiyeti anlattıklarını, millet ve ülke için çalıştıklarını söyledi. Bunları yaparken suç örgütü ile suçlandıklarını savunan Yavaş, "Bunu anlatırken suç örgütü ile suçlanmak hukuki ve mantıki değil. Günlük yaşantıdaki faaliyetlerimiz örgüt faaliyeti olarak iddianamede yer almış. Materyalist felsefeye karşı dünyadaki en etkin çalışmayı biz yapıyoruz. Burada bir örgüt yok. Bizim arkadaş camiamızın yapısı da buna müsait değil zaten" dedi.

Yavaş, " Bizim hiçbir şekilde şiddetle, terörle bir ilişkimiz yok. Hiçbir arkadaşımız bürokraside görevli değil. Hiçbir arkadaşımız asker değil, polis değil. Bir avuç arkadaşımız var, onlar da kültürel faaliyetlerle ilgileniyorlar" dedi.

Adnan Oktar'ın hayatının mücadele ile geçtiğini söyleyen Yavaş, "Adnan Oktar'ın yerine herhangi biri kendisini bir dakika onun yerine koyarsa beyni iflas eder. İmanın gücü olması lazım bunlara dayanmak için. Çok zor bir hayat. Allah rızasıyla geçtiği için kolay geçiyor" dedi.

TURNİKE SUÇLAMASINA İLİŞKİN KONUŞTU

Yavaş, iddianamede yüklenen turnike suçlamasına ilişkin olarak, "Sayın Başkan, bu turnike sistemi dediğiniz konu aslında her gün 200 bin Müslüman kadına genelevlerde fuhuş yaptırılmasıdır. Bunu eleştirdik, buna karşı çıktık. Biz buna karşıyız. Buna karşı çıktığımız için bu konuyla karşımıza geliyorlar. Yapımızla uygun değil bu. Biz bir kere Allah'tan korkan insanlarız. Biz çekiniriz böyle bir şeyden, asla yapmayız" dedi.

ÖRGÜT İÇİ CİNSEL İSTİSMAR SUÇLAMASINA YÖNELİK DE SAVUNMA YAPTI

Kadınlara yönelik yıllarca süren cinsel taciz suçlamasına da değinen Yavaş, "Yıllarca süren cinsel tacizden bahsediliyor. 50-60 kişinin cinsel istismarından söz ediliyor. Böyle bir şey mümkün değil, hayatın olağan akışına aykırı. Buradaki bayan arkadaşların hiçbirinin psikolojik sorunları yok. Böyle bir şey yaşasalar onun travmalarını taşırlardı. Bunlar iftira. Aramıza giren 5-6 kişilik menfaat çetesinin iftiraları. Operasyon öncesi bizi itibarsızlaştırmak için sosyal medyada bize iftiralar attılar" dedi.  Yavaş, "Ceylan Özgül bize atılan iftiraların merkezinde olan bir insan. Sen 10-15 yıl bizimle kalmışsın. Prensesler gibi yaşadın. Cinsel istismara uğramadığını, böyle bir şey görmediğini söylüyor. Ben yaşamadım diyor. Şimdi niye suç örgütü diyorsun" diye konuştu.

1999 yılında kendilerine yapılan operasyon ve sonrasında yaşadıklarına ilişkin olarak 2008 yılında Bilim Araştırmaları Vakfı Başkanı sıfatıyla Zekeriya Öz'e bir dilekçe verdiğini söyleyen Yavaş, "Orada o gün de Zekeriya Öz vardı, o dilekçeyi ona verdim" dedi. Mahkeme Başkanı, "Neden dilekçeyi müracaata değil de Zekeriya Öz'e verdin" diye sordu. Yavaş bu soruyu, "Adil Serdar Saçan vardı. Bize bir hafta çok ciddi işkence yaptı. Sakat kalan arkadaşlarımız oldu. 28 Şubat'ın devamıydı. Muazzam baskılar vardı. Bunları paylaşalım diye gittik, ön plana çıkan kişi olarak ona verdik dilekçeyi verdim. Şimdi bu Ergenekon davasına müdahil olmak olarak algılandı. Bunları devletimizle paylaşalım, tarihe not düşelim diye gittik. Zekeriya Öz devletin savcısıydı" dedi.

Erkek grubunun imamı olduğu yönündeki iddiayı kabul etmeyen Yavaş, gelir giderlerinin kayıt dışı olduğuna yönelik iddiaya ilişkin olarak da, "Her türlü faaliyetimiz kayıt altındadır" dedi. Mahkeme Başkanı'nın, "Yemek yemenin cinsel ilişkiye girileceğine yönelik bir şifre olup olmadığını" sorduğu Yavaş, "Bu iftiradır" dedi.

Operasyon gecesi bir kişinin polise ateş açtığı, iki kurşun isabet eden polis memurunun çelik yelek sayesinde hayatta kaldığı hatırlatılan Yavaş, "O münferit bir olay. O arkadaşımızın uykusu çok ağır. Terör örgütlerinin tehdidi nedeniyle teyakkuzda yatıyor. Ruhsatlı silahı var. Ateş açıyor. Polis olduğu anlaşılınca da, 'Aaaa diyor, hakkınızı helal edin diyor' polislere" dedi.