AKP sağ olsun gençler de nerede o eski ramazanlar demeye başladı

AKP sağ olsun gençler de nerede o eski ramazanlar demeye başladı

“Nerede o eski ramazanlar”!

Dillere pelesenk olmuştur adeta.

Hatta o kadar kullanıldı ki geyiği dönmeye başladı artık bu sözün.

Genelde yaşlılar, gençlik dönemlerine atıf olarak kullanırdı bu sözü, ama AKP sağ olsun artık gençlerin de dilinde bu söz.

Artık gençler de “Nerede o eski ramazanlar” diye dolanıyor ortalıkta.

Nasıl dolaşmasınlar ki!

Çocukluğumdan hatırlıyorum, Eyüp’e giderdik arkadaşlarla sahura, sabah namazı kılmaya; iftar açmaya giderdik, teravih namazına giderdik. O kültürü yaşamak isterdik.

İftar sonrası ailesiyle insanlar gezerdi, alışveriş yapardı, cıvıl cıvıl olurdu ortalık.

Sahura kadar İstanbul’un en ücra köşeleri bile capcanlı, aydınlık olurdu sanki hiç gece olmamış gibi.

Aileler kapının önünde çekirdek çitleyerek muhabbet ederken, çocuklar da koşturur dururdu sahur vaktine kadar.

Şarküteriler, marketler açıktı sahura kadar!

O kültürü yaşamaktı asıl hazzı veren insana!

Müslüman olsun, gayrimüslim olsun, her kesimden insanın yaşamaktan haz aldığı ayın adıydı Ramazan!

İnsanların ellerinin daha bir açıldığı, komşunun komşuya daha hoş görülü olduğu, iftar masalarında buluşulan aydı Ramazan.

Fakire, fukaraya yardım edilen, akrabaların daha sık ziyaret edildiği, esnafın mesaisinin uzadığı aydı Ramazan.

Ama AKP sağ olsun onu da elimizden aldı.

Din politikaları nedeniyle insanları dinden falan uzaklaştırdı demeyeceğim,

O bambaşka bir konu zaten!

Dine olan saygının AKP politikalarıyla rafa kalktığı zaten ortada!

Ramazan bir kültür ayıydı, o kültürü aldı AKP bizden!

Müslümanı, gayrimüslimi, ateisti, deisti, toplumun her kesiminin birlik ve beraberliğini besleyen aydı Ramazan.

Toplumun birleştirici çimentosuydu, ama elimizden alındı!

Ekonomik olarak insanlar o kadar zor şartlar altındaki artık, dışarıda bir bardak su içmek bile çok zor!

Nasıl içsin ki yarım litre su 5 TL.

Şöyle ailenle bir iftar yapmaya kalksan dışarıda 3 kişilik bir ailenin 600 liradan aşağı o mekandan kalkması mümkün değil!

Bu sadece KÖFTE MENÜSÜ!

Dışarı çıkamadın evde iftar yapacaksın diyelim; domates, soğanın kilosu 21 lira, et 280 lira, kızarmış tavuk 95 lira yahu!

Hadi diyelim iftarı kahvaltılıkla geçiştirmek zorunda kaldı.

Kaşar peynirinin kilosu 204 lira, 100 liradan aşağı peynir, zeytin bulmak imkansız!

İmkansız derken yenilebilir kıvamda diyoruz, şimdi birileri çıkıp 70 liraya da var demesin!

Kuru ekmek yiyeceğim desen 5 TL.

Hal böyle olunca, ne vatandaş tuttuğu oruçtan keyif alıyor ne de esnaf para kazanabiliyor.

Çıkın bir bakın dışarıya

Geçen hafta iftar vakti çıktım ben. Baktım restoran 15 masa atmış dükkanın önüne, belli ki daha önce ki iftarlarda doluyordu mekanı adam onu baz almış.

Her masada taze salatalar doğranmış, hurmalar konulmuş.

Her şey tamam, tek bir eksik var, o da müşteri!

15 masanın sadece 2 tanesi doluydu ve iftara öyle saatler falan yoktu.

Bu manzaraya denk geldiğimde ezan okunuyordu!

O sahura kadar açık olan marketlerin, şarküterilerin yerlerinde yeller esiyor artık.

En geç akşam 11’de kapanıyor dükkanlar.

Eee ne yapsın adam.

Müşteri yok ki, kendi keyfi için mi açık tutacak dükkanını, her geçen saatte masrafı artıyor adamın!

İnsanlar artık komşularını, akrabalarını iftara çağırmaya çekiniyor.

Ne koyacağım insanların önüne yemek diye endişe ediyor.

Artık sokaklarda şen kahkahalar duymak imkansız!

AKP’nin sessiz sokaklarına hapsolduk hepimiz!

Yazarın Diğer Yazıları