Allah, aklımızı hakkıyla kullanmayı nasip etsin

Zor dostum zor!

Düşünmeyince…

Akıl etmeyince…

Bir de beyinler kiraya verilince, insan muhakeme yapamıyor.

*

Hele de ölmeden önce bu dünyada -nasıl olacaksa- cenneti ve Allah’ın rızasını garanti(!) altına almak dolduruşuyla…

O heyecanla…

Şişirilmiş o öfkeyle…

Bir de yalan ve iftiralar da yüklenince, kim tutar artık seni…

*

Kayseri’de geçtiğimiz günlerde Atatürk Anıtı’na baltalarla saldıran biri erkek biri bayan, iki kişiden söz ediyorum.

*

Niye büstlere saldıralım baltayla?

Çünkü “Atatürk, din düşmanı!”

Niye din düşmanı?

Çünkü o ülkenin kuruluş yıllarında din adamlarını öldürtmüş, İslam düşmanlığı yapmıştır.

Kimdir o din adamları?

Kiminle nasıl bir iş birlikteliği yapmışlardır, belli midir?

Sahiden de samimiyetle inanan…

Mütedeyyin…

Adil ve ahlâklı…

Dinci değil, dindar, samimi Müslüman mıdır, hepsi de ortadadır.

*

Hatırlasanıza, 15 Temmuz da Allah adına, dine ve ülkeye sahip çıkma adına, bu ülkenin köküne dinamit koymak istediler de ülkenin samimi…

Mütedeyyin…

Ve yurtsever insanları onlara izin vermedi.

Sonra da kendisini din adamı olarak tanıtan, kimbilir kaç insanın, bugünün iktidarının aldığı kararlarla hayatları karartıldı…

Ölmekten beter edildi.

*

Gelelim Atatürk’e…

*

O, kendi ülkesinde ve dünyada kendisine milyonlarca insanın hayranlık duyduğu:

Bir bilim insanıdır.

Yazardır.

Edebiyatçıdır.

Kültür sanat elçisidir.

Siyasetçidir.

Evet… çok iyi bir ekonomisttir ve bu da kanıtlamıştır.

Muhteşem bir askerdir.

Müthiş bir vizyona sahiptir.

Dört yabancı dil bilmektedir.

Ve herkesin kendisine inanılmaz saygı duyduğu bir devlet adamıdır.

Ve o, benim ülkemin kurucusudur.

*

Dünya, -özellikle de mazlum milletler- kendisini saygı ve minnetle anmaktadır.

Atatürk, Ülkemin insanının Kur’an’ı okuyup doğru anlayabilmesi için dilimize çevirtmiştir.

Bu sayede de insanımız okuduğunu daha rahat anlamakta ve inançlarını ona göre daha bilinçli yapmaktadır.

Az şey midir bu?

*

Siz, onun bütün büstlerini kırsanız dahi, onu gönüllerden ve akıllardan yok etmeniz mümkün değil.

Milli Eğitim isterse müfredatına almasın!

İsterse iktidar onu unutturmaya çalışsın!

O, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’yle birlikte ilelebet gönüllerde hep yaşayacaktır.

*

Ha, sonuç itibariyle o da bir insandır ve onun da hataları olabilir.

Ama o günün şartlarında bugünün insanına koskoca bir devletle birlikte bir gelecek hediye etmiştir.

Az şey midir?

*

Bugünün iktidarı ne yapmaktadır.

Onun emanet ettiği ülkeyi ve onun eserlerini, ‘Bir miras yedi gibi’ tarumar etmiştir. Eğer bir şey söylenecekse, milleti bu kadar sıkıntıya sokanlara söylenmeli değil midir?

Yoksa hiç kimse Atatürk’ün büstlerinin karşısına geçerek ona taptığı-maptığı da yoktur.

Kaldı ki böyle bir anlayış, dünyanın en saçma anlayışıdır ki böyle bir cahillik, ne kötü bir sonuçtur.

*

Allah, hepimizin aklını hakkıyla kullanmayı nasip etsin.

Daha ne diyeyim ki?

“Kurban Bayramımız mübarek olsun!”

Yazarın Diğer Yazıları