Türkiye İşçi Partisi Milletvekili ve Parti Sözcüsü Av. Sera Kadıgil’in, Adalet Bakanlığı bütçe görüşmesinde Adalet Bakanı’nın yüzüne karşı öfkeli ifadeler kullandı.
*
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yetkiler bir kişide toplanınca, görülüyor ki bütün bakanlar ağızlarıyla kuş tutsalar, bir kişinin sözünden çıkılamıyor, yine de o iğneli koltukta oturma sürdürülüyor
*
Oysa kendi mesleklerini yapsalar -şu üç günlük dünyada- gül gibi geçinirler. Hem kötü anı biriktirmezler hem milletin ahını ve günahını almazlar.
*
Hani Sayın Kadıgil’in o sözlerine muhatap olsam o koltukta bir gün dahi oturmam.
Çünkü ben öldükten sonra, benim yaptıklarım evlatlarımın önüne ‘Olumsuz bir geçmiş’ olarak çıkacaktır.
Görev süresi boyunca memlekette adaleti sağlayamama…
Yurdum insanına güven verememe…
Dürüst insanların güvencesi, dürüst olmayanların korkusu olunamadığından, ülkede adalet mekanizması sahiden de tesis ettirilemedi.
Maalesef adaletle ilgili böyle de bir gerçekle karşı karşıyayız.
*
Sayın Adalet Bakanının şahsına yönelik olumsuz tek kelime edemem. Ancak doğrudan ya da dolaylı olarak icraatlarının ucu suçluluğu kanıtlanmamış insanların ve onların ailelerinin hayatlarını yok yere alt-üst olması görülürken, vicdanı olan herkesi rahatsız ediyor olduğunu da hatırlatmak isterim.
*
İcraatlarınızla ilgili bunca güvensizliğe rağmen, bu kadar ağır eleştirilere maruz kalıyorsanız bir yerde sürdürülen bir yanlışlık yok mudur, bu da sağlığınıza olumsuz yönde etki edecek anlamına gelmez mi Sayın Bakan?
Belki sivil yaşamınızda daha çok değer görürdünüz.
Tabi geride yaptıklarınız her yerde önünüze çıkmazsa!
*
İnanın artık bu ülkede sokağa çıkılamıyor…
Kimseye ‘Pardon’ denilemiyor…
Eski kocalar eski eşlerini, eski sevgilileri olan erkekler, eski sevgililerini öldürüyorlarken, onlar kısa süre sonra kontrollü serbestlikle ya da iyi halle bırakılıyorlar.
Sizin bunları önce insan, sonra bir baba olarak, yüreğinize kabul ettirebileceğinizi hiç mi hiç sanmıyorum!
*
İnanın Sayın Bakan, bir samimi yurttaş ve işini ‘Meslek İlkeleri’ne göre yapmaya özen gösteren, bir gazeteci olarak ne sizi ne de yakınlarınızı üzecek sözleri duymak istemediğinize eminim.
*
Bakın ne diyorsunuz?
“Adalet, devleti ve milleti ayakta tutan yegâne değerdir. Devletin varlık sebebi, adaleti sağlamaktır.” diyorsunuz.
Evet, tanımlamanız çok doğru. Ancak fiiliyatta böyle bir durum yok!
Yok, çünkü 10 kişiden 8’i adaleti sağlayamadığınızı söylüyorsa; adaleti savunan, onu tesis etmeye çalışan biri olarak, sizin orada durmanız sizi daha da yıpratacak, yoracak ve sonunda da hasta edecektir.
Bu da kaçınılmaz bir gerçek.
*
Evet Sayın Kadıgil’in o sözleri belki ağırdı, -üslup, doğru bulunmasa da- haksız mıydı Sayın Bakan?
*
Ve Tarih’in sizi böyle yazmasını istiyorsanız varın bakanlığınıza devam edin.
“Yolunuz açık olsun” diyeceğim ya, olur mu, olmaz mı bilmiyorum!
Benimkisi sadece samimi ve iyi niyet temennisidir.
Başka sözüm yok, sayın bakan!