Mustafa Kemal Arıburnu Komutanlığı’ndan ayrılırken yazdığı veda yazısında bakın ne diyor

Mustafa Kemal Arıburnu Komutanlığı’ndan ayrılırken yazdığı veda yazısında bakın ne diyor
Çanakkale Kahramanı Anafartalar Grup Komutanı... Nur içinde yat Paşam...Olmayan bir tüme yapılan atamadan savaşın kaderini değiştiren kumandana.

Sofya’da Ateşemiliterlik görevine atanan Mustafa Kemal,
uzun süreli ısrarlarının ardından Çanakkale Cephesi’nde 19. Tümen Komutanlığına atanır.
Ancak bir sorun vardır; 19. Tümen diye bir birlik ortada yoktur.
Mustafa Kemal Falih Rıfkı Atay'a o günlerdeki ruh halini şöyle anlatacaktır:
Başkumandanlık Erkan-ı Harbiye’sine gittim. Gerekenlere kendimi şöyle tanıtıyordum:
‘On dokuzuncu Tümen Kumandanı Mustafa Kemal…’
Hepsi şaşıyordu!
Böyle bir tümenin var olduğundan haberi olana rastlamadım.

Sonunda bir akıllı dedi ki: ‘Belki böyle bir tümen Liman von Sanders’in ordusunda bulunmaktadır.
Bir defa onu görseniz…’ Von Sanders’in kurmay başkanı Kazım Bey’in
bürosuna giderek durumu anlattım.
Kazım Bey: ‘Bizim dislokasyonumuzda böyle bir tümen yoktur.
Fakat olabilir ki, Gelibolu’da üçüncü kolordu yapmakta olduğunu
bildiğimiz bazı yeni teşkilat arasında yeni bir tümen kurmayı tasarlamıştır.
Bir defa oraya kadar gitseniz’
2 Şubat 1915 tarihinde Mustafa Kemal Tekirdağ'a geçer,
19. Tümen'i kurma çalışmalarına başlar.
25 Şubat 1915 tarihinde 19. Tümen ve Maydos (Eceabat) Bölge Komutanlığı'na getirilir.
23 Mart 1915 tarihinde Maydos Bölge Komutanlığı genişletilerek
'Müstahkem Mevki Rumeli Bölgesi Komutanlığı' adını alır,
komutanlığına da Albay Halil Sami bey getirilir.
Atatürk'ün komuta ettiği 19. Tümen ise 3. Kolordu Komutanlığı emrine verilir.
25 Nisan 1915 günü İngiliz, Fransız ve Anzak birliklerinden oluşan işgal kuvvetleri
Seddülbahir, Kumkale ve Arıburnu bölgelerinden çıkarma yapmaya başladılar.
Seddülbahir'de kıyı topçusunun başarısı ve karşı taarruz ile durdurulan işgal kuvvetleri,
Kumkale'de atıl kalmış, Arıburnu ise tam manasıyla cehennemi yaşamıştır.
Çıkarma başladığında Yarbay Mustafa Kemal Çanakkale Bigalı köyü doğusundaki
Değirmenlik Mevkii'nde bulunan karargâhındaydı.
Çıkarmayı haber aldığı anda durum değerlendirmesi yaptıktan sonra
Gelibolu'daki 3. Kolordu Komutanlığı'na düşmanın konumunu ve
aldığı inisiyatifi bildiren bir rapor gönderdi.
57'inci Alayı alarak yolsuz, sarp ve derin derelerle kesilen arazide intikal ederek,
saat 09.40'ta Kocaçimen mevkisine vardı.
Burada 57. Alay dinlenmeye bırakılmış, Atatürk Conkbayırı'na geçmiştir.
Orada cephaneleri bittiği için çekilen ve düşmanca kovalanan bir gözetleme bölüğüne rastlar.
Devamını Mustafa Kemal anlatıyor:
'- Nerede düşman?

- İşte diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.

Gerçekten de düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış, serbestçe ilerliyordu.

Düşman bana askerlerimden daha yakın. Düşman bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman, bir mantıkla mıdır, yoksa bir içgüdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:

- Düşmandan kaçılmaz dedim.

- Cephanemiz kalmadı, dediler.

- Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim. Ve bağırarak,

- Süngü tak, dedim. Yere yatırdım.
Aynı zamanda Conkbayırı'na doğru ilerleyen piyade alayı ile Cebel Bataryası'nın erlerini
marş marşla benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir subayını geriye saldım.
Erler yatınca, düşman da yere yattı. Kazandığımız an, bu andır.'

Mustafa Kemal'in emriyle kaçmakta olan Türk askerleri mevzi alınca
karşı taraf da mevzi alarak duraklar.
O duraklama sayesinde 57. Alay Öncü Bölüğü Conkbayırı'na yerleşir.
Artık savaşın seyri değişmiştir.
Kolordu Komutanı Esat Paşa'nın izniyle, 27. Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan
Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal,
karşı saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir:
“Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.
Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında,
yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.”

Conkbayırı sırtlarında yaşanan boğaz boğaza çatışma sonunda
57. Alay’ın neredeyse tamamı şehit olmuş, ama düşman çıkarması da sonuçsuz kalmıştır.
1 Mayıs 1915’te, Atatürk’ün komutasındaki 19. Tümen,
Arıburnu cephesinde düşmana taarruz etmiş, istenen sonuç alınamayınca,
Atatürk, 2 Mayıs’ta taarruzu durdurmuştur.
Atatürk, muharebe sonunda, yayınladığı emirde şöyle demektedir:
“Bizimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle bilmelidirler ki
bize verilen namus görevini tam olarak yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur.
Düşmanı denize dökmedikçe yorgunluk belirtisi göstermeyeceklerine şüphem yoktur.”

17 Mayıs 1915’te Atatürk, Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ayrılarak
19. Tümen Komutanlığı’ndaki görevine döner.
Ayrıca 19. Tümen, Kuzey Grubu Komutanlığı’na bağlanır.
Atatürk, Arıburnu Komutanlığı’ndan ayrılırken emrindeki birliklere yazdığı veda yazısında:
“23 gün sevk ve idare etmek mutluluğu kazandığım siz demir kitlenin,
Tanrı’ya sığınarak yaptığı hücum iledir ki düşmanın
20.000’i aşan kuvveti Arıburnu’nda yok edildi.
Yirmi üç günlük ateşli ve kanlı ortak çabalarımız anısının samimi ve
temiz duyguyla korunacağından eminim.”
demiştir.
17 Mayıs 1915’te Atatürk’e, Arıburnu muharebelerindeki başarısından dolayı
padişah adına “Muharebe Altın Liyakat Madalyası” verilir.
23 Mayıs 1915’te, gösterdiği başarılardan dolayı Atatürk’e,
Alman İmparatoru tarafından “Demir Haç” nişanı tevdi edilir.
30 Mayıs 1915’te, Çanakkale Ağıldere’de İngilizlerle şiddetli çarpışmalarda,
Atatürk’ün komuta ettiği kuvvetler zafer elde eder.
1 Haziran 1915’te Atatürk albaylığa yükselir.
Bu nedenle Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa,
Atatürk’e “tebrik telgrafı” çeker, mesaj şöyledir:
“Yeni rütbenizi tebrik ederim.
Bu terfi, görmekte olduğunuzu büyük ve fedakarane hizmetlerinize karşılık
bir mükafat değil, ancak memlekete daha mühim ve
ordumuza daha kıymetli hizmetler görebilecek mevkilere erişmek için
geçilmesi gereken bir basamaktır.”

Çanakkale Savaşları sonucunda Mustafa Kemal vatan sathında bir kahraman olarak karşılanır.
Ruşen Eşref Ünaydın'ın 1918 yılında Yeni Mecmua’da yayımlanan
'Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat' başlıklı röportajı bunun tipik bir delilidir.
'İstanbul’u kurtaran kahraman' unvanı verilen Mustafa Kemal’in ismi dilden dile dolaşır.

DERLEYEN: ERDEM AVŞAR

İlgili Haberler