“Son yıllardaki kurban satışlarını da göz önünde tuttuğumuzda 2024 kurban bayramı boyunca yaklaşık olarak 680 bin büyükbaş ve 2 milyon 500 bin küçükbaş hayvan olmak üzere toplamda 3 milyon 180 bin kurbanlık hayvan kesileceğini öngörüyoruz. Bu hayvanlar için yaklaşık 107.3 milyar ödenmesi bekleniyor.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’ın yukarıdaki açıklamasını okuyunca aklıma “Acaba Atatürk kurban kestirir miydi” sorusu takıldı.
Sorumun yanıtını, 1923-1938 yılları arasında Atatürk’ü neredeyse adım adım izlemiş, sofrasında bulunmuş, kendisiyle defalarca özel konuşmalar yapmış bir gazetecinin, Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya” kitabında buldum.
Kitabın Pozitif Yayınları tarafından 2012 yılında yapılan baskısının 633’üncü sayfasında şöyle diyor Atay:
“İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi. Kurban kestirmezdi. ‘Ömrümde bir tavuğun boğazlandığını görmemişimdir’ derdi.”
...
Atatürk’ün manevi kızı sosyolog ve tarihçi Prof. Dr. Afet İnan da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi’nin 4. cildinde yayımlanan makalesinde şöyle diyor:
“Atatürk merhametli adamdı. O, ölülerle, yaralı olarak inleyenlerle dolu muharebe meydanlarında bulunmuş, fakat bu manzaraya ancak bir vatan vazifesi yaparken tahammül edebilmişti. Diğer zamanlarda kurban kesilirken dahi bakmaya dayanamazdı. O bütün canlı mahlûklara karşı merhamet beslemişti.”
...
Atatürk döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Özel Kalem Müdürlüğü görevlerinde bulunan Hasan Rıza Soyak’ın anılarında da gerek Falih Rıfkı Atay’ın gerek Afet İnan’ın yazdıklarına paralel ifadeler yer alıyor, Atatük’ün “Ben kan akmasına bakamam. Bir tavuğun kesilmesine bile dayanamam” dediği aktarılıyor.
...
Kurban kesme olayına dini vecibeler açısından bakılabileceği gibi Atatürk’ün baktığı açıdan da bakılabilir.
Hatırlatayım dedim.
