Yüce Allah (c.c.), Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi, 275’inci ayette şöyle buyuruyor:
- “Faiz yiyenler (kabirlerinden), ancak şeytanın çarptığı kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların, ‘Alış veriş de faiz gibidir’demeleri yüzündendir. Halbuki Allah alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vaz geçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, ebediyyen orada kalacaklardır.”   
278. ayet şöyle devam ediyor:
- “Eğer inanıyorsanız, Allah’tan korkun, faizi bırakın. Şayet öyle yapmazsanız, bunun Allah ve resulüne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin.” 
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde şöyle diyor:
- “Faizi alanın da, verenin de üzerine lanet olsun.”   
İmam-ı Rabbani ise faizin ne anlama geldiğini şu örnek ile açıklıyor:
- “Daha fazlasını ödeme şartı ile ödünç vermek faizdir. Haram anlaşma ile ele geçen malın hepsi haramdır. Mesela, 12 kilo ödeme şartı ile on kilo buğday ödünç verilse 12 kilonun hepsi haram olur.”   

***

‘Kin’ ve ‘nefret’ tohumları üzerine yeryüzünde ‘Yeni Dünya Düzeni’ adında yeni bir ‘sömürü düzeni’ inşa eden küresel emperyalizmin, en önemli gelir kaynaklarından biri de şüphesiz ‘faize dayalı’ bağımlı ekonomilerdir. 
‘Üretim’ mekanizmalarını birer birer sıfırlayarak ekonomiyi ‘faize’ endeksleyen AKP iktidarı döneminde Türkiye, bölgesinde tam anlamıyla bir ‘faiz cenneti’ haline geldi.
AKP iktidarının izlemekte olduğu ‘düşük kur/yüksek faiz’ politikaları yüzünden, ülkede faaliyet gösteren ‘üretime dayalı’ sektörler birer birer çökmeye başladı.
Bankalara el koyan, borsa, döviz ve tahvil piyasalarını ele geçiren yabancılar, halen ‘üretime dönük’ herhangi bir yatırım yapmadan, ‘dünyanın en yüksek faizini’ ödeyen AKP iktidarı sayesinde ‘köşeyi dönmeye’ devam ediyorlar.
Resmi rakamlara göre AKP iktidarı, 2003 yılından 2013 sonuna kadar toplam ‘548 milyar dolar’ faiz ödemesi yaptı. 
Yabancılar, elde ettikleri bu faiz geliri ile ülkedeki ‘yerli sermayeli’ bütün bankaları ve ‘stratejik öneme’ sahip kuruluşları birer birer satın aldılar. 

***

‘İslam dinini’ istismar ederek iktidara el koyan, 12 yıllık süre içinde ‘Müslümanlık’ ile ‘hırsızlık’ kelimelerini yan yana getirmekten başka bir iş yapmayan haramzadeler, ancak işlerine geldiğinde  “Allah’ın emirlerini” hatırlayıveriyorlar.
Allah’ın bir kulu da ‘Allah rızası’ için karşılarına çıkıp su soruyu soramıyor:
- “Peki ‘faiz haramdır’hükmü kimin buyruğudur efendiler?” 
Kur’an-ı Kerim’deki bir takım ayetler, bazı alimler tarafından ‘farklı’ yorumlanabilir. 
Oysa ‘faiz’ ile ilgili olan hükümler, üzerlerinde ‘herhangi bir yorum’yapılamayacak kadar açık ve kesindir.
Bakara, Âli İmran, Nisâ ve Rum surelerinde, faiz verenler, faiz yiyenler ve faizden geçinenler ‘ebedi cehennemlik’ sayılıyor.
Ama her nedense, ‘inançlar’ üzerinden siyaset yapanlar, ‘faiz’ konusundaki  kesin buyruğu akıllarına bile getirmek istemiyorlar.
Programlarında, ‘bütün kötülüklerin’ kaynağı olan ‘faize’ dayalı ekonominin  nasıl ortadan kaldırılacağına dair bir tek cümle yok.
Üstelik ‘enflasyonu’ bahane ederek  “Bankaların verdiği faiz ile Kur’an’daki faiz aynı değildir”  diye insanları kandırıyorlar.

***

İktidar sahipleri, bir taraftan milletin ‘alın teri, göz nuru’ ile ürettiği artı değeri, ‘faiz ödemeleri’ adı altında emperyalistlere peşkeş çekerken, diğer taraftan yine milletin sırtından kazandıkları paraları ‘en yüksek faizi’ veren bankalara yatırarak haramın katmerlisini zıkkımlanıyorlar.
Onların gidecekleri yer belli?
Peki onlara oy verenler?