Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Bahçeli'nin projesi ?

İlk telefon Koray Aydın’a gitti.
Onu Ümit Özdağ ve diğerleri izledi!
Telefonlara paralel olarak Genel Merkez’e davetler  yapıldı .
MHP ya da ülkücü camiada gözlenen bu fotoğraflar büyük buluşma projesinin önemli kareleridir.
Devlet Bahçeli adeta Genel Başkanlığa seçildiği 1997’deki üslup ve  heyecanı ile yeni bir sayfa açıyor.
Peki Bahçeli bunu niye mi yapıyor?
Birincisi, Türkiye’yi asla ve kat’a böldürmek istemiyor.
MHP lideri adı kadar emin olduğu AKP yıkıcılığına karşı önce kendi saflarını sıklaştırıyor!
Devlet Bey çok iyi biliyor ki MHP zaafa uğramazsa AKP Türkiye’yi çözemez!
İşte onun için de Bahçeli, Mete Han misali bütünleşme bayrağını göndere çekerek Türkçülerin jargonuyla oba beylerine kollarını açıyor!
Diyeceksiniz ki bu bütünleşme nereye kadar?
Bütün ülkücüler o bayrak altında toplanana kadar!
Bugünkü Türkiye’nin hali pür melali 2 bin yıl öncesinin Hun Türklerinden çok daha vahim ve dramatiktir.
Dolayısı ile değil Türk milliyetçilerinin, bu ülke bölünmesin diyen herkesin bu bayrağın gölgesinde yer bulması gerekiyor!
Sakın hiç kimse “ama dün yazılan ve söylenenler...” demesin, söz konusu ülke bütünlüğü ve bölünmezliği ise gerisi teferruattır ve dün yazılıp söylenenler artık geride kalmıştır!.
Evet Devlet Bahçeli’nin teşebbüsü gerçekte bir seferberlik ilanıdır!
Türk Silahlı Kuvvetlerinin sindirildiği, Türk yargısının kuşatılıp tarumar edildiği, devletin kendini koruma reflekslerinin bir bir köreltilip bölünme provalarının yapıldığı bir süreçte böyle bir girişim başka türlü yorumlanamaz!
Bahçeli’nin bütünleşme seferberliği ayrıca MHP için düşünülen bölme ve parçalama operasyonlarına da yol kesme anlamını taşıyor.
Devletin kurumlarını işgal eden emperyal güç güdümlü AKP’nin siyaset mühendislikleri ile siyasi alternatiflerini de bir bir parçalara ayırdığı ortadadır.
Bırakın merkez sağ’ın toparlanamayışını, barajı aşma oranına dolu-dizgin olan Saadet Partisi’nde yaşananlar gözler önündedir!
Keza CHP’nin bugünkü dramatik hali bile Deniz Baykal’a yapılan o malum kaset operasyonunun sonucu değil midir?
İşte Bahçeli bütün bunları değerlendirip kendi camiasına karşı girişilecek bir çözme ve çökertme harekatına karşı zırh örüyor!
Dahası, AKP teslimiyetçiliğine karşı heyecan dalgaları yaratıp yeni bir çatı ve sinerji oluşturmak istiyor!
Ülke mukadderatı bağlamında var olan ahval ve şerait, Bahçeli’ye omuz vermeyi kaçınılmaz kılıyor!

 


NERELERDESİNİZ?..
Abdullah Gül’e takılan madalya...

İki yıl öncesini hatırlayın. Büyük Britanya armadasının en vurucu gemilerinden biri İstanbul’da demirletildi ve Kraliçe hazretleri Abdullah Gül’ü burada huzuruna kabul edip ona İngilizlerin “adanmış kişilere” verdikleri madalyayı taktı... Derken benzer bir görüntü iki gün sonra yani Salı günü Londra’da yaşanacak. Yine İngiltere Kraliçesi, yine Abdullah Gül’e madalya takacak... Bu sefer takılacak olan madalyaya nasıl mı layık olundu ya da gerekçesi ne midir?.. Abdullah Gül’ün Ermenistan açılımına gösterdiği büyük çaba ile Irak için yaptıkları  imiş!.... Tevekkeli değilmiş Abdullah Bey’in Azeri kardeşlerimizi ve ülkenin çıkarlarını çiğnemek adına Ermenistan sınırının açılması için  akıl almaz biçimde çırpınması ve Peşmerge Barzani’yi impatorlar gibi  Çankaya Köşkü’nde ağırlayıp bağrına basması meğer birilerini memnun etmek adına imiş!.. İyi de kısa aralıklarla bizatihi Kraliçenin Türkiye’nin Cumhurbaşkanına madalyalar takması nasıl sindirilebiliyor?..
Ey mukaddesatçı matbuat, ey Kadir Mısırlıoğlu, ey ömrü güya İngilizlere sövmekle geçen (ama aslında İngiliz  istihbaratının figüranları olan) dinciler, ey Akit gazetesi neredesiniz, görmüyor musunuz bu tabloyu, niye susuyor sunuz?..


 

HUKUK YARALANDI
HSYK sahibinin sesi gibi !

Ve AKP, pardon Adalet Bakanlığı listesi ile seçilen Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri ilk icraatlarına imzalarını attılar.. Peki ne mi yaptılar? Hayır kural ve teamüller gereği olması gerekenler olmadı.. Mesela Ergenekon soruşturmasında görevli olan savcı ya da hakimlerin yerleri kurallara rağmen korundu. Oysa beklenen bu kadronun süre bağlamında yeni görevlere atanmasıydı. Ama buna mukabil Erzincan Başsavcısı olan İlhan Cihaner hakkında soruşturma var diye başsavcılıktan alt kademeye düşürüldü ve düz savcı olarak Adana’ya atandı.. Diyeceksiniz ki, HSYK ne yapsın, hakkında soruşturma var... İyi de hani hukukda suç kesinleşene kadar insanlar suçsuzdu?.. Bu ülkenin  Başbakan’ı için bile yüz kızartıcı suçtan dava dosyaları yok mu?.. Ne yani, Başbakan itham ediliyor diye görevi mi bıraksın?.. Bir başka şey, Prof. Haberal’ı tahliye etmeyen ve bu tasarrufundan ötürü tazminata mahküm edilen ve de bu cezaları Yargıtay’ca onaylanan yargıçlara Cihaner misali bir tavır yine takınılmadı?.. İlk imtihan beklendiği gibi yanlı görüntülerdedir ve adalet yani hukuk yara almıştır.. Ey HSYK üyeleri ne olur adaleti tartıştırmayın!

Yazarın Diğer Yazıları