Bandırma, Nutuk, Hitabe...

Dünya tarihinde hiçbir örnek yoktur ki, gericilikten yoksulluğa, işgalden teslimiyete giden yolda, bir ulusun kaderi bir "vapur"un yolculuğu ile başlasın...

Derme çatma bir geminin ufuk çizgisinde kayboluşunu anlatmıyor o vapur...

Tam aksine, o vapur yolculuğunun uygarlık ve aydınlanma için tarihin ufkunu açtığını da kabul ediyor tüm dünya...

Çünkü bozuk pusulasına rağmen, bir ülkenin kaderi için en yaşamsal yolcusundan yine bir ulusun kurtuluşu için en kritik dönemecine kadar hedefine ulaşmış bir vapurdur o...

Bandırma'nın İstanbul'dan Samsun'a yolculuğunu anlamak için, işte o vapurun başlattığı; tarihe damga vurmuş ve aynı zamanda esareti kıran muhteşem bir mücadelenin özeti olan Nutuk'u dikkatle okumak, her satırını da özümsemek gerekiyor...

Çünkü Nutuk'taki her satırda, yalnızca Kurtuluş Savaşı'nın başlatıldığı 1919'dan Cumhuriyet'in yerleşmesine kadar geçen günler değil, yaşamın her dönemiyle ilgili şaşırtıcı uyarılar da var...

Atatürk işte bu yüzden Nutuk'u tozlu raflara bir kitap olsun diye yaratmadı, gaflet içindekilerin kulağına tarihin her döneminde küpe olsun diye, muhteşem bir miras da bıraktı...

Büyük Önder, Nutuk'un girişinde, "1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıkarken genel durum ve görünüş"ü anlatırken yalnızca "ahval ve şerait"e dikkat çekmiyor, Samsun'a varıştan 101 yıl sonra bile bu ülkede yaşanabileceklere karşı muhteşem öngörüsüyle dersler veriyor, tarihe şaşırtıcı uyarılar da bırakıyor...

1927'deki tokat!..

Türkiye Cumhuriyeti'ni yoktan var eden, dünya tarihini sarsacak boyuttaki Kurtuluş mücadelesinin bir vapurun yolculuğundan bir Meclis'in açılışına kadar geçen süreyle ilgili çarpıcı saptamalar da yapmıştır Atatürk...

Velhasıl Gazi, tarihin her döneminde ortaya çıkabilecek siyasal işgalciler anlasınlar diye de yazmıştı Nutuk'u!..

Bandırma Vapuru'nun yolculuğunu anlamayanlar, Samsun'a düşen ilk adımı sindiremeyenler; Atatürk'e, laikliğe, cumhuriyete,  rejime saldırırken, -hatta bazı tetikçi alçaklar gibi küfür etmeye kalkışırken- aşağıdaki satırları okumadan, sakın ola çizgiyi aşmasınlar!!! Diyor ki Gazi;

- "Ulus yorgun ve yoksul bir durumda..."

- "Hükümet, güçsüz, onursuz, korkak..."

- "Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış..."

- "Başsız kalmış olan ulus, karanlık ve belirsizlik içinde, olup bitecekleri bekliyor."

- "Komutanlar ve subaylar, genel savaşın bunca sıkıntı ve güçlükleriyle yorgun, yurdun parçalanmakta olduğunu görmekle yürekleri kan ağlıyor, kurtuluş yolu aramakta..."

- "Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmış, son olarak, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmakta..."

"Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir."

- "Öyleyse, ya bağımsızlık, ya ölüm!.."

Gençliğe uyarı....

Nutuk, Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal'in 15- 20 Ekim 1927 tarihlerinde, 1919'dan 1927'ye kadar kendisi ve silah arkadaşlarının mücadesini özetlediği konuşmasının muhteşem metnidir...

Gençliğe Hitabe ise Gazi'nin Nutuk'u okuduğu Halk Fırkası'nın İkinci Büyük Kongresi'ndeki konuşmasının sonunda, Türk gençliğine seslenişidir...

Nutuk nasıl bir Kurtuluş ve kuruluş öyküsünün özetiyse, 20 Ekim 1927'de okunan Gençliğe Hitabe de Gazi'nin 1927'den sonra bu ülkede yaşanabilecek gerici- bölücü - siyasi işgallere karşı Cumhuriyeti teslim ettiği gençlere bir uyarı metnidir...

Çünkü Türkiye'nin AKP iktidarına teslim olduğu 18 yıl öncesinden bu yana cumhuriyetin yaşadığı tahribat, Tevhid-i Tedrisat'a yönelik saldırılar, laikliğin darbelenmesi, tarikat ve cemaatlerin bürokrasiyi işgal etmesi ve ülke kaynaklarının yağmalanması Gazi'nin Hitabe'deki saptamalarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir...

Artık, dış işgalcilerle birlikte içerideki ihanetlere karşı da yaşamsal bir uyarı olduğu çok net anlaşılmıştır Hitabe'nin...

Gençliğe Hitabe'nin en dikkat çekici bölümlerini bir kez daha özetleyelim ki; devekuşu sendromuna yakalananlar, at gözlüğüyle dolaşanlar,

zihinsel körler, gafiller, hainler ve işbirlikçiler de artık kendine gelebilsinler:

- "Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış..."

- "Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde..."

- "Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler."

- "Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş..."

Atatürk'ün dehasını ve öngörülerini gösteren Nutuk; 2020'de bile Gençliğe Hitabe'yi defalarca haklı çıkartan olaylara karşı teyakkuzda olmayı zihinlere yerleştiriyor...

Evet; Bandırma Vapuru fiziki olarak bir tersanenin hurdalığında yok edilse de, işte o vapurun tarihte çığır açan yolculuğunun ruhundan ve Atatürk'ün yüreği ile çizilen rotasıdan ayrılmak Kurtuluş'un şehitlerine ve cumhuriyete ihanettir!..

Yarın 19 Mayıs 1919'un 101. yıl dönümü...

Bandırma Vapuru'ndan inmeyen, Nutuk'u anlayan ve Hitabe'deki uyarıları zihinlerine kazıyanların "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" kutlu olsun...

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları