'Bask ve İrlanda modelleri Türkiye'ye uymaz' (1)

Bir taraf AİHM'den aldıkları cesaretle, "Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın.", diyor, hükûmet kanadı, her seferinde, PKK artıklarının işkenceyle şehit ettiği Yasin Börü'yü akıllarına getiriyor, "Hayır serbest kalmayacak." diyor.

Hâkimlerimiz de şaşkın; yukarı tükürseler bıyık, aşağı tükürseler sakal.

Mesele HDP/PKK ise, Avrupa'nın tavrı belli. AİHM'nin tavrının da Avrupa tavrının dışına çıkacağını düşünemeyiz.

Türkiye'de maalesef azımsanmayacak bir "sömürge aydını" kitlesi var. Ayrıştırmayı idealize eden bu "satılmış" kitle, parçala yut zihniyetine teslim olmuştur. HDP'nin eski eş başı Selahattin'in serbest bırakılmasını istemelerinin "adalet"in yerini bulmasıyla hiçbir alâkası yoktur.

Esas olan bizim hâkimlerimizin kılı kırk yararak verecekleri hüküm. Maalesef, hâkimlerimiz vicdanlarıyla, önlerindeki kanunlarla baş başa bırakılmıyorlar.

Selahattin'in siyasî kimliğiyle "ayrışma" arasında sıkı bağ vardır. PKK/KCK'yı incelerseniz, asıl maksadı, her yönüyle görürsünüz.

"Bask ve İrlanda modelleri Türkiye'ye uymaz" başlığı benim değil; Prof. Dr. Özcan Başkan'ın.

Özcan Başkan (1929-1997), İngiliz dili ve edebiyatı hocasıdır. Dil bilimcilerinin öncü ismidir. Öztürkçecidir. Kendisini bir kere dinledim... "Neden Türk milliyetçileri arı Türkçe taraftarı değiller." mealinde konuşmuştu. Ara ara Özcan Başkan'nın bu sözünü hatırlatırım. Hoca yabancı dilde eğitime tümüyle karşıdır ve bunun ancak sömürge ülkelerde görüleceğini belirtir. (Bkz. Ceval Kaya, "Özcan Başkan'ın Ardından", Türk Dili, S. 553, Ocak 1998).

Özcan Başkan Türkiye'nin meselelerine de kafa yormuştur. Batı'yı çok iyi bilen Hoca, yukarıda verdiğim başlık altında "Bugün Türkiye'de ayrı ve soyut bir 'Kürt sorunu' değil de, bir bölgesel 'geri-kalmışlık' durumu bulunduğu herkesçe kabul edilmektedir. Fakat, bu çok özel sorunu Türkiye bağlamında çözmek yerine, dıştaki Bask ve İrlanda modellerini bilir-bilmez ortaya sürmek, en azından 'sığ-düşünsellik' demektir." der.

"Bask ve İrlanda modelleri Türkiye'ye uymaz"başlıklı makalesinin kupürü elimde. Maalesef, hangi gazetede ve hangi tarihte çıktığını not etmemişim. "Perspektif" genel başlığı altında 14. sayfada yayınlanmış. Makalesinin alt bölümünde "Semih Balcıoğlu'nun Not Defterinden" başlığı altında ünlü karikatüristin çizgileri yer alıyor.

Özcan Başkan önce Basklılardan bahsediyor:

"İspanya'daki Bask bölgesi, tarih boyunca ayrık ve özerk kalmıştır. İspanya'yı ele geçi­ren ne Romalılar, ne Vizigotlar, ne de Mağripli Araplar, bu bölgeye girememişlerdir. Onun için de, Bask bölgesi halkı, başka topluluklara karşı, kendi bağımsızlıklarını, dille­rini ve kültürlerini hep koruyagelmişlerdir. Bölge, ancak 1876'da İspanyol egemenliğine girmiştir. / Demek oluyor ki, Basklılar en az 2000 yıl­lık bir süredir, kesiksiz bir bağımsızlık sür­dürmüşlerdir. Bu yüzden, Bask bölgesinde, son zamanlarda, bağımsızlık değil de, sınırlı bir özerklik yeniden tanınmışsa, bu çok şa­şırtıcı bir şey sayılmasa gerektir."

Hoca sözü Basklıların dil meselesine getiriyor:

"Basklılar'ın kökeni bugün bile bir sırdır. Kendilerine özgü olan dilleri, başka bir dil ailesine akrabalık göstermekte değildir. Ayrıca, Basklılardaki Rh-negatif 0 kan grubu da, Avrupa'da en çok bu bölge halkında gö­rülmektedir. Zaten, Basklılar da kendilerini başkalarından ayrı görmektedirler."

Hoca'nın tespitleri "İrlanda" ve "Kürdistan" üzerinden devam ediyor. Yarın.

Yazarın Diğer Yazıları