Antalya, Manavgat İlçesi Ahmetler köyünde dünyaya gelen, İlkokulu -3yıllık Eğitmen’den, sonra da 2 yılını Öğretmenden- köyünde, Ortaokul ve liseyi Antalya’da okuyan Abdurrahman Güzel, Millî Eğitim Bakanlığı adına gittiği Almanya’da "Goethe-Institut Grafrath/Obb ve Rothenburg/Obdt’da dil öğrenimini tamamlamıştır.
1967 Bahar Sömestrinde Viyana Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü Türkoloji ve İslami Bilimler Bölümü’ne kaydolmuş, burada Lisans, yüksek lisans ve “XVI. Yüzyıl Ali-Bektaşi Edebiyatında Hz. Ali Motifi” adlı tezi ile doktora öğrenimini tamamlayıp 8 Haziran 1973’de "Türk Dili ve Edebiyatı Doktoru" unvanını almıştır.
Türkiye’de, Cumhuriyet tarihinin ilk edebiyatçı Rektörü olan ve 2 Kasım 1994-16 Eylül 1998 tarihleri arasında Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, bazı ilklere attığı imzalarıyla tanınır. Bunlardan bazıları:
I. Türkiye’de bir ilk olmak üzere Türk Kültürü ve Hacı Bektaşî Velî Araştırma ve Uygulama Merkezini 1987’de Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak kurmuştur.
II. Türkiye’de ilk olmak üzere, 1989’da Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi’nde Türkiye’de Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Bölümünü kurmuştur.
III. Türkiye’de ilk olmak üzere, Üniversiteler için Dini-Tasavvufı Türk Edebiyatı El Kitabını yazmış ve bugün 11. Baskısı yapılmıştır.
Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’in Özbekçe’ye de çevrilen, Türkler için manevi gıda ve ilham kaynağı olan Ahmed Yesevî’nin Fakr-Nâme’si Üzerine Bir İnceleme Eseri de dikkatleri üzerine çeken önemli çalışmalarındandır.
Abdurrahman Güzel, Hacettepe Üniversitesi’nde ‘Kaygusuz Abdal’ın Hayatı ve Eserleri’ üzerine adlı çalışmasıyla Kasım 1980’de ‘Doçentlik Ünvanını’ almıştır. Daha sonraki çalışmalarıyla da Kaygusuz Abdal’ın Manzum, Mensur ve Manzum+Mensur karışımı’ 22 civarındaki eserini Türkiye ve Yurtdışındaki Kütüphanelerde bulunan ‘Yazma Nüsha’ların Edisyon Kritiğini de yaparak, önce ayrı ayrı, sonra da 2023’de TDK’da “Kaygusuz Abdal (Şehzâde Alaaddin Gaybî) KÜLLİYATI’NI Türkiye’de İLK ELDEN yayınlamıştır.
Mahlasını “Gaybî, kaygudan rehâ buldun, şimdiden sonra Kaygusuz oldun” diyen şeyhi Abdal Musa’dan ‘EL ALAN Kaygusuz’, Bursa fethinden önce Buhârâ’dan gelen kırk abdaldan biri olarak gösterilmekte olup Abdal Sözcüğü tasavvuf terimi olarak kendini Tanrı’ya adamış, nesnel yaşamın dışında mutlu, tinsel bir yaşamın varlığına inanmış kimseler için kullanılmaktadır. Abdal, yeryüzünde bağımsız bir inancın etkisiyle görünüşe aldırmayan, gösterişe önem vermeyen, belli bir düşünceye bağlanmış kişilere verilen addır.
Abdrrrahman Güzel’e göre bugüne kadar Kaygusuz Abdâl’ın elinden çıkan mürettep bir Divânı’na rastlanılmamıştır. Ancak Vatikan, Berlin, Roma, Viyana, Petersburg, Topkapı, Süleymaniye, Ali Emiri, Fatih, İstanbul Belediye, Ankara MEB., Elmalı Tekke Abdal Musa Dergahı…vb Nüshaları karşılaştırılıp, ‘907/1501 tarihli Marburg nüshasındaki müstakil DİVAN ile diğer eserlerindeki metinler birleştirilip ‘Mürettep Bir Kaygusuz Divanı’ ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Kaygusuz, Türkçenin, Hz. Adem’den beri varlığını sürdürmekte olduğunu Gülistan adlı eserinde Türkçe olarak “Ya Cibril! Git Âdem’e Türki dilince söyle, durmasın, Cennet’ti en kısa zamanda terk etsin:” buyurarak ortaya koymuştur. Yine Dilgûşâ adlı eserinde:
Ey derviş, mî-danî mî-danî dir durursun
Sen hiç Türkîce bilmez misün?
deyişi Türkçe şuurunun dillerde ve gönüllerde yaşamasına çabalarının güzel örneği Türkçeyi Dini merkeze de oturtan mutasavvıflarımız ve Anadolu sahasında 8 müstakil mesnevisi ile ‘İLK Hamseci’ şâirimizdir.
Gülistân, mesnevi ve gazellerden oluşan 3700 beyitlik tasavvufî bir eserdir. Daha doğrusu Türk Edebiyatı tarihinde, ilk telif ‘GÜLİSTAN’ bu eserdir. Gül, Tanrı’nın güzelliğini ve güzel koktuğu için Hz. Muhammed’i; gül bahçesi anlamına gelen Gülistân ise marifet ile irfanı sembolize etmektedir.
Gazi Üniversitesi öğretim üyesi iken 16 Ekim 2003’te emekli olan ve hâlen Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi olarak görev yapan değerli dostum ve hocaların hocası Prof. Dr. Abdurrahman Güzel; Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Halk Edebiyatı, Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı, Türkçenin Eğitimi-Öğretimi, İki Dilli Türk Çocuklarına Türkçenin Öğretimi, Türkçenin Yabancı Dil olarak Öğretimi, Türk Kültür Tarihi, Türk Dünyası Üzerine (Özellikle de: Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan coğrafyalarında yetişen, ilk bilim kültür Merkezleri, ilk Mütefekkir ve Mutasavvıflar üzerine Araştırma Merkezleri…..vb’leri kuran) çok kapsamlı eğitim-öğretim alanlarında söz sahibi, Kitap yazarı, yeni teoriler üreten otoritelerden biri olarak bilinmektedir.
Bu kadar geniş alandaki kapsamlı ve özgün çalışmaları, Yurtiçi ve Yurt dışında çeşitli kurum ve
kuruluşlar tarafından taktir edilmiş ve herkese nasip olmayacak kadar:
1. Türk Bilimine Üstün Hizmet Ödülü-1988; 2. Türk Folklörüne Üstün Hizmet Ödülü-1990; 3.Türk Dünyası’na Üstün Hizmet Ödülü-1997;4. Türk Bilimine Üstün Hizmet Ödülü-2001; 5. Onur Belgesi- (42 adet),6. Takdirname- (60 adet); 7. Teşekkürname- (150 civarında adet); 8. Uluslararası Divan-ı Lügati’t-Türk’ün 950. Yılında Türkçe’ye Hızmet Ödülü, Alanya – 2022; 9. Uluslararası Mahtumkulu Firaki Üstün Hızmet Madalyası, Aşkabat–2014; 10. Uluslararası Mahtumkulu Firaki Üstün Hızmet Madalyası, Aşkabat-2025; 11. Cumhuriyetin 100.Yılında Türkçeye Üstün Hizmet Onur Ödülü, Adapazarı 2023; 12. Cumhuriyetin 101.Yılında Türkçeye Üstün Hizmet Onur Ödülü, Urfa 2024; 13. Kuzey Kıbrıs Türk Vatandaşlığı; 14. Taşkent Ali Şir Nevayi Devlet Üniversitesi Ali Şir Nevayi Bilim Ödülü 15. Özbekistan Fahri Vatandaşlığı……vb olarak taktir edilip, ödüllendirilip onurlandırılmıştır. Bu taktir duygularının dış Türkolog yazarlarınca da:
“Prof. Dr. Abdurrahman Güzel Türk halk edebiyatı ve dinî-tasavvufi Türk edebiyatı alanındaki birçok eseri, özellikle, Hoca Ahmed Yesevî, Hakîm Süleyman Ata, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Mahtumkulu Firaki, Abdal Musa Velâyet-namesi gibi meşhur Türk mana önderlerinin hayatı, eserleri ve etkileriyle ilgili kapsamlı çalışmalarıyla sadece Türkiye’de değil, tüm Türk dünyası ve Batı’da malum ve meşhurdur.
Prof. Dr. Abdurrahman Güzel Ahmed Yesevî’nin Fakr-nâme’si Üzerine Bir İnceleme eserinin Türkistanlı âlimler tarafından mütalaa edilmesi ve Özbek halkına kazandırılmasının kendine özgü nedenleri vardır. Nitekim bu çalışmada sadece Hoca Ahmed Yesevî ve Fakr-nâme risalesi değil, X-XII. Yüzyıllardaki Orta Asya’nın tarihî, sosyal ve kültürel durumuna göz atılmış, Yusuf Has Hacib, Kaşgarlı Mahmud, Edib Ahmed Yüknekî gibi Türk büyüklerinin tarihî hizmetleri zikredilmiştir. Ayrıca Graf Teorisine Göre Türkçe Öğretimi, Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi, İki Dilliler Türkçenin Öğretimi....vb ”[1] biçiminde içtenlikle nadide eserler dile getirildiği görülmektedir.
Ecdadımızın edebî, kültürel, sanatsal mirasına değer verip sahip çıkmak, bu tip eserlerdeki fikir ve görüşleri günümüz insanına ulaştırmak açısından önemlidir. Bunu en iyi yapanlardan biri de Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’dir.
[1] Nodirkhon Khasanov, Prof. Dr. Abdurrahman Güzel’in Ahmed Yesevî’nin Fakr-Nâme’si Üzerine Bir İnceleme Eserinin Özbekçe Tercümesi Hakkında, Türk Dünyası Sayı 40, s.215