Ben bilmem cumhurun kendisi bilir!
“Tek seçicinin, belirleyici olduğu bir yerde hak ve adaletin olmadığının gerçeğini yaşıyoruz.” dersem, bana katılır mısınız bilmem.
*
Kanımca bir yerde ‘Tek adam’ın ağzından çıkan uygulanıyorsa o yerde:
Belirsizlik…
Bilinmezlik…
Ve tedirginlik de vardır.
Öyle olunca da insanın dünyası, karman çorman oluyor.
*
Bu durum biraz da karar verici olan tek adamın gözlem ve değerlendirmelerinin dışında ruh haliyle…
Duygularıyla…
Değerleriyle…
Anlayışı ve felsefesiyle de ilintilidir.
Belki de zaman zaman tek olmanın gücünü test etmek isteyebilir.
*
Bütün yetkiler tek adama verilmişse…
O insan da her zaman son sözü ve geçerli olacak olan sözü söyleyendir.
Öyle olunca da kayırmacılığın…
Adaletsizliğin…
Haksızlığın olma ihtimalleri de yüksek olabilir.
*
Bir de tek adam, her zaman kendisini yalnız hisseder.
Altındakilere de pek güvenmez.
Her şeyi de kontrol edemeyeceğine göre, o da sürekli stres altındadır.
Egoları yüksek, güçleri sınırsız olduğundan, güçlerini zorlayan durumlarda mutlaka doğru ya da yanlış yeni bir yöntem bulurlar ve uygularlar.
Ondandır tek adamların gücüne güvenip, kimseye güvenmeyişleri.
*
Şu günlerde Meclis koridorlarında 5 bakanın değişeceği söylentileri dolaşıyormuş.
Dolaşır…
Tek adam onları ‘Verimsiz’ bulmuştur, değiştirecektir.
Haksız da sayılmaz.
O kabinede güven vermeyen beşten fazla bakan olduğunu yalnız ben değil cumhurun tamamı biliyor.
Tek adam, aklındaki ve gönlündeki bakanları değiştirirken,
Mesela, Sağlık…
Mesela, Eğitim…
Mesela, Hazine ve Maliye…
Mesela, Şu Kartalkaya yangınında ciddi prestij kaybına uğradığını düşündüğüm İçişleri bakanı…
TOKİ’lerde mağduriyetin yaşanması, deprem evlerinin söz verilen zamanda yapılamaması nedeniyle Çevre ve Şehircilik…
Tek adam bu ve diğerlerinin elbette karnelerini biliyordur.
*
Diğer taraftan Cumhur da tek adama bir karne verecek.
Bugün o karne pek iyi görünmese de seçime kadar durum nasıl değişir bekleyip göreceğiz.
*
İktidarın tek yetkilisi, değiştirilme ihtimali olan bakanlarla ilgili:
‘Dinlenmesini istedik’ mi, “Beklenilen verimi alamadık” mı diyecek, bekleyip görelim!
*
Bu işler hatır gönül işi değil ki gönül alınsın!
Devlet-i Âli’nin yüksek çıkarları söz konusudur…
Cumhurun refah ve huzur içinde olması esas değil midir?
*
Bugün Devlet-i Âli’ce cumhuruna gerçekten da sahip çıkılıyor mu?
Huzurlu mu Cumhur?
Emekli…
Çalışan…
Şehit aileleri…
Gaziler huzurlular mı?
Yazarı…
Okuru…
Sanatçısı…
Huzurlu mu?
*
Parlamenter sistemden sonra gelen bu ‘Tek adam’ sisteminde, hemen her alanda yapılan işlerde istenilen verim alınamadığı görülüyor.
Beşerî ilişkiler koptu kopuyor!
Cumhurda stres hat safhada!
Şiddet ise her alanda aldı başını gidiyor, durdurulamıyor!
*
Ne yapılmalı o zaman?
Bu sefer de cumhur elindeki gücünü iyi kullanmalı.
Nasıl?
Ben bilmem…
Zamanı gelince cumhur bilir!
*
NOW TV ana haber sunucusu Sayın Tepeli’nin dediği gibi:
Tek adamın da patronu onlar.
Bunu en çok da mart yapıyormuş meğer!
Akıl ve sevgi gücümüzü gösterelim!
Belki de şu günlerde sırat köprüsünden geçiyoruz
Vebali hepimiz için ağır olur!
Becayiş mi yapılmak isteniyor?
Senarist kaleme almış, Yapımcı yaparız demiş, TRT de yayınlamış
Ben mi yanılıyorum, çözümsüz değil miyiz?
Umudum kalmadı yalan dünyada!
İmamoğlu’nun da… Yavaş’ın da O hatayı yapacaklarını sanmıyorum?
Kuldan bir fayda yok, işimiz Allah’a kaldı!









