Beynin derinliklerine heyecanlı yolculuk

mansen-1.jpg

Sürekli gelişen tıp bilimine rağmen insan vücudunun çözülmeyen sırları her zaman bilim insanlarının uğraş alanı içinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. İnsan vücudu üzerine çalışan bilim insanlarının en çok ilgi odağı olan alanların başında da beyin gelmekte. Bu konuda yapılan araştırmalarda büyük ilerlemeler sağlansa da muhteşem bir organ olan beynin esrarı pek çok bilinmeziyle birlikte bilim insanlarının merakını celbetmeyi sürdürüyor. Son yıllarda bu alandaki çalışmalarıyla dikkat çeken Prof. Dr Sultan Tarlacı yeni kitabı, “Kuantum Beyin-Nörokuantoloji/Bilinç Beyin Sorununa Yeni Bilimsel Yaklaşım” ile konuya ilgi duyanları beynin derinliklerinde heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Kuantum mekaniğinin fizik biliminin son aşaması olmadığının altını çizen Prof. Dr. Sultan Tarlacı şu değerlendirmede bulunuyor:

“Deneylerle mükemmel uyuşan kesinliğine ve güvenilirliğine rağmen zaman içerisinde mutlaka başka kavramlara dönüşme ve hatta kuantum fiziği ötesi yeni bir fiziğe dönüşecek ya da sıçrayacaktır. Bu bilimin genel yaklaşımıdır. Her teori ne kadar ideal ve güçlü kabul edilse de zaman içerisinde mutlaka yerine daha iyileri geçecektir. Tıpkı geçmişte çok doğru kabul ettiğimiz ve artık başka teoriye gerek yok bunun kuralları tüm evreni açıklamaya ve hatta Tanrı'nın aklından ne geçtiğini anlamaya yeterlidir dediğimiz klasik (Newton) fiziği gibi. Hâkimiyeti 300 yıl çok güçlü bir inançla sürdü... Sonra inanç bir anda çöktü...

61s3n2xzlal-sy466.jpg

Aslında bu bilimin doğal seyriydi ama bunu bilmeyen birçok kişide derin hayal kırıklıkları yarattı. Ardından kuantum mekaniği mucizesi çıktı. Kuantum mekaniğinin sinir sistemi ve et beyinlerimizde devreye girdiğini ortaya koymak bize birçok şeyi daha iyi anlama fırsatı verecektir. Elimizdeki klasik fizikle anlamakta zorluk çektiğimiz bilinç bilincin birliği bellek zihin içeriği (qualia) farklı bilinç durumları içimizdeki "ben" duygusu parapsikolojik fenomenleri ve hatta ölümden sonra bilincimize/düşüncelerimize ne olacağına bir açıklama getirebilir.

Kuantum mekaniği en kötü ihtimalle beyin çalışmasında işe karışmıyor olabilir! Bunu kabul etsek bile bilincimiz ve diğer beyin özelliklerini kuantum mekaniği özellikleri ile bir araya getirmek en azından bize yeni bakış açıları ve farklı düşünme şekilleri kazandırabilir. En azından beynimize hiçbir zararı olmayacak şekilde bize zihin jimnastiği yaptırır. Gelin beraber bir yolculuğa başlayalım... Beynin derinliklerine seyahat... Geleceğin bilgisine gelecek gelmeden ulaşalım ve hayalini kuralım...”

Üsküdar Üniversitesi Yayınları

Tel:(0216) 400 22 22

kitap.jpg

Zaman tünelinde sıra dışı bir koleksiyoner

İlginç ve sıra dışı şeyler her zaman insanların ilgisini çeker. İnsanın kendisini tanıması biraz da başkalarına ve eşyaya birtakım anlamlar yüklemesiyle mümkündür. İnsanın iç dünyasına yolculuğunu tamamlayan ve karakterini besleyen bu hobiler, topluma yönelik bir faydaya dönüştüğü zaman, bir araya getirilmiş nesnelerin bütünlüğü gelenekle beslenen toplumsal kimliği pekiştirir. Koleksiyon merakı ise insanın iç dünyasına ve çevresine dair ilgisinin bir tezahürüdür.

İbrahim Kütükçü’nün yayına hazırladığı “Reşid Halid Gönç / Hayatı, Koleksiyonerliği ve Edebî Portreleri” adlı kitap, hakkındaki bilgiler birkaç kitabın ve bilgi kırıntısının insafına terk edilmiş bir Bâbıâli duayeni olan Reşid Halid Gönç’ün (1892-1966) biyografisini ortaya koyan ilk çalışmadır. Bununla birlikte onun çocukluk yıllarından itibaren merak saldığı basın ve edebiyat koleksiyonerliğine, Yeni Türk edebiyatında portre türünün gelişimine ve çeşitli tarihlerde gazete ve mecmularda tefrika ettiği edebî portrelerine de ışık tutmaktadır. Kitapta ayrıca koleksiyon nedir, çeşitleri nelerdir, dünyada ve ülkemizde koleksiyon meraklıları gibi hobi türündeki merakların izi sürülüyor… Reşid Halid, çocukluk ve özellikle Paris dönüşü 1909 yılından itibaren tanıdığı matbuat erkânının ve edebiyat dünyasının önemli simalarının fizikî ve ruhsal portrelerini edebiyat tarihine armağan etmiştir. Ebüzziya Tevfik’ten Recaizâde Mahmud Ekrem’e, Abdülhak Hâmid’den Cenab Şahabeddin’e, Mehmed Rauf’tan Ahmed Rasim’e, Müfid Ratib’den Nigar Hanım’a birçok isim Reşid Halid’in portre yazılarıyla yeniden hayat buluyor.

Dünyanın en enteresan yazı ve resim koleksiyonlarından birine vücuda getiren Reşid Halid, 12 Ekim 1929’da Yusuf Ziya Ortaç’la başladığı koleksiyonuna ölümüne kadar 18×24 boyutundaki 1500 kadar kartonda 1200 kişiyi bu meşhurlar galerisine dâhil etmiştir. Birçok gazeteci, muharrir, ressam, şair, avukat, tarihçi, doktor, aktör, musikişinas gibi el yazısı, fotoğraf ve imzalarını koleksiyonuna katan ve böylece Bâbıâli’nin kütüğünü tutan bu nev’i şahsına münhasır adamdan yakın tarihe dair öğreneceğimiz çok şey var. Bu koleksiyonun en önemli özelliklerinden biri de Recai Efendi’den başlayarak oğlu Mahmud Ekrem Bey, onun oğlu Ercümend Ekrem Talu, kızı Esin’le oğlu Muvakkar ve onun da oğlu Erdem olmak üzere beş neslin bir araya gelmiş olmasıdır… Başkalarını var etmek uğruna kendisini unutan bu adama çok şey borçlu olduğumuzu elinizdeki kitap bizlere bir kez daha hatırlatacak…

Ötüken Neşriyat

Tel:(0212) 251 03 50

Yazarın Diğer Yazıları