Öyle derdi her seferinde kanser tedavi sürecinde yaptığı öğüt veren paylaşımlarında.

“Bilim ile… ilim ile… dua ile mücadeleye devam!” derdi.

İlik kanserine yakalanmıştı…

Meslektaşımızdı.

Canımdı…

Gençti…

Henüz 50 yaş civarındaydı.

*

Sıradan yaşıyordu…

Belki yaptığı işler sıradanmış gibi görünüyordu ya, onun akıl dolu zekâsı…

Gazetesine bulduğu manşetler…

Attığı haber başlıkları, verdiği spotlar hiç de sıradan değildi, bir yerel gazeteciden çok daha fazlasıydı…

*

“Değişim” diyordu.

“İnsan gelişmek istiyorsa, önce kendini değiştirmeli” diyordu ya, o da öyle yaptı.

Değişime 2000 yılının hemen başlarında, kendisinin kurduğu ve bana da başyazarlığını verdiği “Bölgede DEĞİŞİM” gazetesiyle birlikte, kendisini geliştirme yolunda uzun bir yolculuğa çıkmıştı.

*

Çekirdek kadro olarak kendisi, ben, kardeşi Erdal bir de Elçin kardeşim vardı…

Gazeteyi çıkarırken heyecanlıydı…

Hızlı bir giriş yapmış, günlük çıkarmıştık.

“Çıkarmıştık” diyorum, çünkü ben de artık o gazetenin başyazarı olarak fiilen işin içindeydim.

*

Ben, o yıllarda DEĞİŞİM Gazetenin imtiyaz sahibi Gürsel Karasansar’ın gazetecilikte ne yapıp ne yapamayacağına bakıyordum.

Evet hırslıydı…

Bilgisi vardı…

Gençti ve enerjisi doluydu…

Mesleğine karşı müthiş bir aidiyet duygusu vardı ve bir tek parası yoktu.

Onu da çalışkanlığı sayesinde bir şekilde temin ediyor ve gazetesi ‘Bölgede DEĞİŞİM’i de bir şekilde günlük olarak çıkarıyordu.

Yıllar sonra haftada üç gün…

Daha sonraları haftalık ve sonra da İnternet gazeteciliğine döndü ve yazılı basını istemeye istemeye bırakmak zorunda kaldı.

*

Ben altı yıldan fazla onun gazetesinde ‘Başyazar’ olarak çalıştım ve daha sonra ayrıldım.

Gazetesinden ayrılmıştım ya, o beni gazetesinin künyesinin altında yerdeki “Başyazar: Yunus Arıkan yazısını epey bir süre kaldırmamıştı.

*

Gürsel Karasansar, iddia ediyorum ki bölgesinde gazetecilik bakımında sıfırdan gelip de bu mesleğin içinde hamlıktan pişmeye, sonra da gazete sahipliğine kadar her aşamasında kendini yetiştirmiş ve bugün bölgenin en iyi gazetecisiydi diyebilirim.

Diyebilirim değil, diyorum.

O bence bizim bölgenin en iyi gazetecisiydi.

Ama şansızdı ve sahipsizdi.

Maalesef hemen her yerel gazetecinin yaşadığı zorlukları -belki de biraz daha fazla olarak- o da yaşıyordu.

*

Uzun yıllar Avcılar Belediyesi eski başkanlarından Mustafa Değirmenci ile çalıştı sonra Değirmenci onu bir kenara koydu.

Bence Handan Toprak başkana, çok güzel çalışmalar yaptı, “TOPRAK ANA” Dergisini çıkarttı sonra Toprak Ana’sı da onu yalnız bıraktı.

O mesleğinde hiç eğilmedi, hep dik durdu.

*

Anlayacağınız Gürsel Karasansar o işin de üstesinden geldi ya, en sonunda birlikte bir youtube kanalında bir çalışma yapacaktık ki yapamadık işte.

İlik kanseri denilen illetten kurtulamadı ve beş yıl direndi ona…

Sonra da 17 Haziran 2025 günü onu sonsuzluğa uğurladık.

*

Benim yüreğimde o kadar büyük boşluk oluşturdu ki nasıl doldurabilirim, neyle doldurabilirim bilmiyorum.

Doldurabilir miyim onu da bilemiyorum.

Biliyorum onu çok arayacağım.

*

Ruhu şad mekânı cennet olsun.