Televizyonları açtığınızda sıkça duyarsınız: "ABD ve İsrail, İran’da rejimi değiştirmek istiyor."
Bu cümle neredeyse ezberlendi. Fakat bir durup düşünmek gerek.
Dünya siyaseti bu kadar yüzeyde mi oynanıyor gerçekten?
Yoksa gözümüzün önünde olanlara bakarken, asıl stratejik hamleleri ıskalıyor muyuz?
Meselelere sadece ideolojik bakmak yerine, jeostratejik ve istihbari açıdan bakarsak karşımıza çok daha derin bir tablo çıkar. İran bu oyunun sadece bir sahnesi.
Asıl hedef Çin.
Ve Çin'in, modern çağın en büyük küresel projesi: "Bir Kuşak Bir Yol" ya da orijinal adıyla "One Belt One Road Initiative" (BRI).
Çin’in Yolu, Yoldan Fazlası
2013 yılında, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping çıktı ve dedi ki: "Modern İpek Yolu’nu yeniden inşa edeceğiz."
O zamanlar bu söz, kulağa romantik geldi. Tarihsel bir gönderme…
Aslında küresel güç dengelerini değiştirecek bir vizyonun ilanıydı.
Proje görünürde sadece bir altyapı çalışmasıydı. Yeni yollar, limanlar, demiryolları, fiber kablolar, uydu sistemleri…
Detaylara indiğinizde bunların her biri, Çin’in dünyaya kendi kurallarıyla bağ kurma çabasıydı. Belki de daha önemlisi, kontrol etme çabasıydı.
Kalkınma Yardımı mı, Borç Tuzağı mı?
Çin bu projeyi pazarlarken çok şık bir isim kullandı: "Kalkınma Yardımı".
Aslında stratejik istihbaratçıların "Borç Tuzağı Diplomasisi" dediği modelin ta kendisiydi.
Sri Lanka - Hambantota Limanı, Çin kredi verdi, liman yapıldı, ama borçlar ödenemeyince liman 99 yıllığına Çin’e geçti.
Pakistan - Gwadar Limanı, ticaret limanı gibi sunuldu ama askeri stratejilerle inşa edildi. Hindistan'ın burnunun dibinde Çin, kalıcı bir üs elde etti.
Afrika’da da durum benzerdi. Çin, Etiyopya’dan Angola’ya kadar barajlar, yollar, stadyumlar yaptı. Müteahhit Çinliydi, işçi Çinliydi.
Kazanç Çin’e gitti, Afrika borçlarla baş başa kaldı.
Türkistan’da (Orta Asya) da durum aynı Kırgızistan, Dünya Göçebe Oyunları’nı düzenlemeye başladığında Issık Göl’e giden yolları Çin yapıyordu.
Çin merkezli bankaların Kazakistan’da halkı ödeyemeyeceği kredilerle borçlandırdığı bilinen bir gerçek.
İpek Yolu Değil, Veri Yolu
Asıl meseleye geliyoruz.
“Yol” deyince aklımıza sadece asfalt gelmesin. Veri yolları çok daha değerli hale geldi.
Çin BRI kapsamında fiber optik ağlar, 5G altyapıları, Çin üretimi güvenlik kameraları, uydu sistemleri kurdu.
Yani Çin, veri akışını kontrol eden bir güç haline geldi. Veri, artık petrol kadar değerli. Belki daha da fazla.
Çünkü kimin ne düşündüğünü, ne izlediğini, nereye gittiğini, hatta ne zaman sustuğunu bile bu verilerle öğrenebiliyorsunuz.
İtalya ve G7: “Biraz Geç Fark Ettik”
2019’da İtalya, Bir Kuşak Bir Yol projesine katılan ilk G7 ülkesi oldu.
Avrupa basını, manşet attı: "Avrupa Çin’e açılıyor!"
Ama birkaç yıl içinde işin rengi değişti. Başbakan Meloni çıktı ve açık açık söyledi: "Bu projeye katılmak büyük bir hataydı."
Ve İtalya, 2023’te projeden çekildi.
Yani artık Avrupa bile bu oyunu görmeye başladı.
Peki, İran Bu Oyunun Neresinde?
Tam da bu noktada tablo genişliyor…
İran, Çin’in Orta Doğu’daki en stratejik ortaklarından biri.
İran, sadece enerji açısından değil, lojistik bir merkez olma özelliği taşıyor.
Çin, İran'la 25 yıllık geniş kapsamlı bir anlaşma imzaladı. Enerji, altyapı, güvenlik, her şey var bu pakette.
Bu da İran’ı, Çin’in "Bir Kuşak Bir Yol" stratejisinde hayati bir halka haline getiriyor. Dolayısıyla, ABD ve İsrail’in İran’a yönelik politikaları, sadece "rejim değiştirme" motivasyonuyla açıklanamaz.
Stratejik istihbarat perspektifi bize şunu söylüyor: İran'a baskı, Çin'e karşı baskıdır.
Çünkü Çin'in yayılma yollarından biri İran'dır.
İran'ı keserseniz, Çin’in batıya doğru genişleme hattına ciddi bir darbe vurursunuz.
"Bir Kuşak Bir Yol", bir altyapı projesinin ötesinde bir jeopolitik devrimdir. Oyun limanlarda, yollarda değil… Kontrol edilen borçlarda ve akan veride saklı.
Xi Jinping’in şu cümlesi her şeyi özetliyor: "Dünya düzenini Çin’e göre yeniden inşa edeceğiz."
Çin’in yeni dünya düzenini yol tabelalarıyla değil, algılarla, istihbaratla, veriyle, borçla, sessiz anlaşmalarla kuruluyor.
Binaenaleyh meseleye sadece İran’daki mollaları tartışarak yaklaşmak, büyük resmi kaçırmak olur.
O resimde Çin, eski İpek Yolu’nu kullanarak 21. yüzyılın dijital kalelerini inşa ediyor.
Ve o kalelerin içini görmek için coğrafyayı bilmenin ötesinde, stratejik bir akıl gerekiyor.
Güney Azerbaycan’da (Tebriz) 35 milyon Türk’ün yaşadığını biliyor muydunuz?