Bir ülkücü portre
İzmir’de tanıdığım Anadolu Ülkücülüğü’nün en önemli rol modelidir Yaşar Koç ağabey.
1986 - Mayıs 1992 yılları arasında Gümüşhane MHP kurucu il başkanlığında mücadelesi orada yaşayanların hala hafızlarında…
1991 seçimlerinde MHP, RP ve IDP ittifakından MHP kontenjanından milletvekili adayı idi. Aslında seçilmişti! Yani MHP’nin 20. Vekili olmuştu(!) MHP’nin bu seçilmiş vekili dönemin Adalet Bakanı’na (Oltan Sungurlu’ya) şirin görünmek isteyen seçim kurulu başkanı işgüzarlığından (konuyu birçok yerde kendi anlatıp, Yaşar abiden helallik istemesine şahitler var) milletvekili seçilemedi! MHP TBMM’de 19 kişilik sandalyede kaldı. Yani MHP’nin kaderi bu işgüzarlıkla etkilendi! Türkiye’ye böyle değerli bir siyasetçi kazandıramadık… Uzun yıllar Şehit Muhsin Yazıcıoğlu ile çok yakın siyaset yaptı.
Cezaevinden çıktıktan sonra hayatımda etkilendiğim ve kendime örnek almaya çalıştığım bir kişilik Yaşar Koç ağabey. Kardeşleri Tuncay ve Tuna Koç, ağabeyleri gibi çok değerli uzun yıllardır birlikte olduğumuz dava arkadaşlarımızdır. Kendi çapımızda böylesine gönül insanlarını millete mal edememenin eksikliğini hep hissediyoruz. Yaşar abi ve onun kuşağının mücadelesini Türk milleti sevdi ve takdir etti. Onların etkisi azaldığında gördük ki, milliyetçi siyaset korkular ve kuşkulardan kulelerde millete tepeden bakmaya başladı.
2025 İZSMMMO Yönetim Kurulu Adayı olduğunu duyduğumda, ülke ideallerini meslek ideallerine taşıdığını düşündüm. Tanıyanların hiç tereddüt etmeden beraber olacağını biliyorum.
“Ne için rahatını bozuyorsun?” ağabey dediğimde, “mesleki sorumlulukları anlattı ve sorumluluk alma zamanı” dedi. Bende bugün Mali Müşavirlerin, sorunlarını ve çözümlerini anlatması için Yaşar abiye sözü bırakıyorum:
Her birimizin omuzlarındaki yük, sadece sayfalarca defterin, beyanname takviminin ya da denetim raporlarının değil… Aynı zamanda bir mesleğin onurunun, emeğin ve adaletin yüküdür. Bizler; iş dünyasının görünmeyen rehberleri, ekonomik sistemin sessiz mimarlarıyız. Bugün geldiğimiz noktada, yalnızca geçmişin sorunlarıyla değil, geleceğin belirsizlikleriyle de yüzleşiyoruz.
Bu bağlamda, değerli meslektaşım İzmir Mali Müşavirler Meslekte Birlik Derneği’nin açıklamış olduğu 2025 seçim beyannamesini dikkatle inceledim. Ortaya koyduğu vizyon ve proje başlıkları, mesleğimizin geleceği adına umut verici. Her vizyon, ancak ortak akıl ve güçlü bir ekip ruhu ile ete kemiğe bürünür. Burada, bu yaklaşımları desteklemekle birlikte, bazı önerilerimi ve geliştirilmesi gereken noktaları da paylaşmak istiyorum.
Dijitalleşme: Artık Bir Lüks Değil, Zorunluluktur.
İzmir Mali Müşavirler Meslekte Birlik Derneği beyannamesinde öne çıkan dijital dönüşüm vurgusu yerinde bir tespittir. Ancak biz bu dönüşümü yalnızca ofislerimize yeni yazılımlar kurarak değil, zihinsel dönüşümle birlikte gerçekleştirmeliyiz. Teknolojiye sadece yatırım değil, aynı zamanda strateji olarak bakmak zorundayız. Tüm üyelerimizin dijital yetkinlik eğitimlerine erişimini sağlamak, odamızın asli sorumluluğu haline gelmelidir.
Genç meslektaşlarımıza sadece platform değil, güvence gerekir. Genç Meslektaşlar Platformu fikri oldukça değerlidir. Ancak genç meslektaşlarımızın en büyük ihtiyacı, belirsizlikten korunmak ve kariyer planlarını güvende hissetmektir. Onlara sadece bir ses değil, güvenli bir yol haritası sunmamız gerekiyor. Bu nedenle, yeni ruhsat alan meslektaşlara yönelik rehberlik programlarını zorunlu hale getirmeyi ve ilk beş yılda mentörlük desteği sunmayı planlıyorum.
Meslek Yasası ve Etik Reform: Bugünün değil, dünün gecikmiş meselesi. İzmir Mali Müşavirler Meslekte Birlik Derneği’nin önerdiği Mevzuat İzleme Merkezi, önemli bir adımdır. Ancak bunu sadece pasif bir izleme değil, aktif bir müzakere mekanizması haline getirmeliyiz. Meslek yasamız günümüz koşullarına uygun hale gelmeden, ne haklarımızı koruyabiliriz ne de itibarımızı. Odamız, artık sahada değil masada güçlü olmalıdır.
Ekonomik Gerçekler ve Mesleki Değer: Tabloyu değil, sistemi güncelleyelim. Asgari ücret tarifesi her yıl yayınlanıyor ama uygulanabilirliği hâlâ zayıf. Bunun nedeni sadece ekonomik koşullar değil, etik dışı rekabetin sistemleştirilmiş olmasıdır. Bizler kendi emeğimizin değerine sahip çıkmazsak, başkalarının saygı duymasını da bekleyemeyiz. Bu nedenle, sadece tarife güncellemesi değil, etkin ve caydırıcı bir denetim mekanizması kurmalıyız.
Uluslararasılaşma: Slogan değil, strateji olmalı. Yeşil pasaport, arabuluculuk yetkisi, yurtdışı eğitim programları… Bunlar kulağa hoş geliyor, ancak bunları söylem olmaktan çıkarıp politikaya dönüştürmeliyiz. Ben, odamızın uluslararası muhasebe birlikleriyle stratejik iş birlikleri kurarak, üyelerimizin dünya standartlarında yetkinliklere sahip olmasını savunuyorum.
Sonuç olarak, biz bu mesleği seviyoruz. Bizler günü kurtarmak için değil, geleceği inşa etmek için bu mesleği seçtik. Her şey değişiyor. Teknoloji, ekonomi, iş yapış biçimleri. Ama değişmeyen tek şey, emeğimizin kıymeti. Ve o değeri savunmak, yalnızca yöneticilerin değil, her bir meslektaşın görevidir.
Bugün bu düşüncelerimi bir aday olarak değil, bu mesleğe gönül vermiş bir meslektaş olarak ifade ediyorum. Çünkü değişim, sadece sandıktan çıkmaz; birlikte yazılır, birlikte yaşatılır…
Yaşar Koç ağabey meslek ideallerine de, Türkiye idealleri gibi bakıyor.
Kendisinin bu yolda, meslektaşlarına çok önemli ve değerli katkılarda bulunacağına inanıyor,
2025 İZSMMMO Yönetim Kurulu Adaylığında başarılar diliyorum.
Dindarlar savaşı
Melekler ve Şeytanlar
Muhalefetsizliğin tehlikesi
İşte CHP Yazı Dizisi
Bir ülkücü portre
Müdafaa-i Hukuk Kongreleri ve İYİ Parti
Asıl tehdit ortak aklı kaybetmedir
Adalet mi? İnsaf mı?
İstanbul depremi devleti sarsmamalı
Toplumların Özgürlüğü









