Bir süredir borsada sabaha karşı yapılan polis operasyonları gündemden düşmüyor. Birkaç “oyuncu” gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, medyada flaş haberler çıkıyor. Sonrası? Sessizlik. Kimin ne kadar ceza aldığı, ne zaman tahliye edildiği belirsiz. Yatırımcı yalnızca operasyon anına kadar bilgilendiriliyor.

Evet, bu operasyonlar kâğıt üzerinde doğru hamleler. Ama işin özü değişmiyor. Çünkü bu sorun bugünün değil, yılların meselesi. Borsa yıllardır aynı yöntemlerle soyuluyor. Küçük yatırımcı yine kaybediyor, büyük oyuncular kazanmaya devam ediyor.

Asıl meseleye gelelim: Ortak satışları.

Son üç yılda ortakların yaptığı satışlara bakın. Hep aynı senaryo. Önce hisse şişiriliyor. Bir ay içinde yüzde 100, hatta yüzde 150’ye varan artışlar yaşanıyor. Ardından ortak satışa çıkıyor. Kimliği belirsiz fonlar alım yapıyor, patron malını boşaltıyor. Satış tamamlanınca hisse tabana çakılıyor. Patron kurtuluyor, küçük yatırımcı batıyor.

Bu oyunun aktörleri de belli. Bir dönem evinde balyalarla poz veren, kolunda altın saat, elinde puroyla medyaya yansıyan o borsacıları hatırlayın. Onlar buzdağının sadece görünen kısmı. Arkada onlarca isim var. Patronların hisselerini organize şekilde satan, ortak satış pazarını kuran bu gruplar piyasayı kontrol ediyor.

Peki SPK ne yapıyor?
Hiçbir şey.
Ellerinde bilgi mi yok, yoksa irade mi yok, bilinmez. Ama bildiğimiz bir şey var: Bu düzen yıllardır böyle devam ediyor.

Oysa çözüm belli:

  • Ortak satışlardaki para trafiği masaya yatırılmalı.
  • “Garip” fonların kuruluş tarihleri, işleyişleri incelenmeli.
  • Halka arzdan bir yıl sonra satışa çıkan patronlar mercek altına alınmalı.

Bunlar yapılmadan borsa asla güvenilir bir finans merkezi olamaz. Operasyonlarla birkaç “oyuncu” yakalayarak yatırımcıyı koruduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü asıl vurgun ortak satışlarda yapılıyor.

İstanbul’un gerçekten bir finans merkezi olmasını istiyorsanız, önce bu çarpık düzeni yıkın. Yoksa yapılan operasyonlar sadece vitrin süsü olarak kalır.