Bülent Akarcalı neye itiraz etti?
Eski Sağlık ve Turizm bakanlarımızdan Bülent Akarcalı’dan “Yunanistan” yazılarıma dair not aldım. Önce notu vereceğim. Sonra açıklamalarım olacak.
Bülent Akarcalı
“Arslan Bey merhabalar. Yazınızı okudum. İki nokta hariç tümüyle tamamen aynı görüşteyim. Biri şu: Yunanlılar bize karşı bağımsızlıklarını kazanmadılar. Türkler sayesinde Katolik baskısından kurtulup dil, din, kültürlerini korudular. Askere gitmeyip çoğaldılar ve tarihte hiçbir zaman oluşmamış ilk Yunan devletini kurabildiler. Antik dönemdeki kentsel yapılaşmadan Devlete dönüştüler. Biraz akılları olsa kutlayacakları o da İngilizler sayesinde kurulan Devletçikleri olur.
İkinci nokta Yunan ile İstanbul’un Ayasofya’nın tarihsel hiçbir bağı yoktur. Her ikisi de Roma’dır. Bırakın Fetih esnasında ölen imparatoru fetihler sonra bile Sultan Mehmet Roma imparatoru olarak tanımlandı. Ondan çok önce de Mevlâna ‘Rumî’ yani ‘Romalı’ sıfatını taşıyordu. İstanbul ve Anadolu’daki Ortodokslar hiç Grek olmadı. Onlar Hep Rum - Romalıydılar. Maalesef mübadele ile Rumları biz Grek yaptık. Greklerin gelip ellerini öptükleri Patrik Bartholomeos imzasını ‘Roma Patriği’ unvanıyla atar. Konstantiniye bir Grek şehrinin değil bir Roma şehrinin adıdır.
1990 yıla kadar Fransızların meşhur Larousse ansiklopedisinde Grek karşılığı Yunan vatandaşı takımından sonra hırsız, güvenilmez, üç kağıtçı yazardı. AB’ye üye olduktan sonra bu tanımı bin bir uğraş vererek sildirdiler. Tanım silindi ama fiilen yaşıyor. Tüm komşularından sürekli bir şeyler çalma peşindeler. Yemek, türkü, toprak, şerefsiz tarihe şeref vs.
Selam ve sevgiler.”
Bülent Akarcalı
Sağlık ve Turizm eski bakanı
***
Bülent Akarcalı Bey’in açıklamaları “Türk” hassasiyetinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Hepimiz, bu hassasiyeti taşımalıyız.
Bülent Akarcalı’ya dair bilgiye kolayca ulaşırsınız. Yazının bütünlüğü içinde biz de o bilgileri hatırlatmak isteriz:
Saint Joseph Fransız Lisesi ve Brüksel Üniversitesi Ekonomi Bilimleri Fakültesi mezunu. Aynı fakültede iktisadî analiz ve iktisadî politika alanında yüksek lisansını tamamlıyor. Türkiye Demokrasi Vakfı kurucusu ve başkanı, İstanbul Bilgi Üniversitesi kurucusu ve yöneticisi. 17., 18., 19., 20. ve 21. dönemde ANAP’tan İstanbul milletvekili seçildi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı yaptı.
***
Bülent Akarcalı Bey, “Yunanlılar bize karşı bağımsızlıklarını kazanmadılar. Türkler sayesinde Katolik baskısından kurtulup dil, din, kültürlerini korudular.” diyor.
Tarih araştırmalarında “Katolikler”in ağır baskısından, bizim koruyuculuğumuzdan bahsedilir. O yazılarımızda konu dışında olduğu için girmedim.
Biz “Yunan Devleti”, “Yunanistan” diyoruz. Türkiye’de yaşayanlar için ise “Rum” diyoruz. Yine de “Yunan”dan çok “Rum” kullanılır.
Rum ne demek, Yunan ne demek?
“Rum” “Roma İmparatorluğu”, “Roma İmparatorluğu'nda yaşayan kimse”, “Romalı”, “Arap ilinden başka ilden olan kimse”, “Anadolulu”, “Osmanlı” gibi anlamların karşılığı olarak kullanılmıştır. Çoklukla Türklerin sonradan gelip yerleştiği, Anadolu’ya ve Trakya’ya Diyar-ı Rum (Roma ülkesi) denirdi. Hâlen Trakya ötesi “Rumeli” diye adlandırılır.
“Yunanlar”, dilimize “Yunanlılar” olarak yerleşmiştir. “Yunan”, İyon”dan geliyor. Bizim Yunan dediklerimiz kendilerini “Helen” gösterirler.
Bir de “Grekler” sözü var. Bu adı, Yunanlılar Osmanlı’dan koptuktan sonra İngilizler vermişlerdir. İngilizce “Greece’dir. Yunan ve Yunanlar için “Grek” ve “Grekler” kullanılır.
Bülent Akarcalı Bey’in bir itirazı da şu: “Yunan ile İstanbul’un Ayasofya’nın tarihsel hiçbir bağı yoktur. Her ikisi de Roma’dır. Bırakın Fetih esnasında ölen imparatoru fetihler sonra bile Sultan Mehmet Roma imparatoru olarak tanımlandı.”
Meseleye nasıl bakarsak bakalım, Rumlar/Yunanlılar Ayasofya’yı kendilerinden görmüşlerdir. Ortodoks Hristiyan mabedi olarak, ister istemez sahiplenmişlerdir. İstanbul fethedildiğinde, Rumlar, Ayasofya’da “kurtuluş” duası ediyorlardı. (“Akşemseddin Fatih Fetih” kitabımızda ayrıntılı verdik.)
Yakarak, yıkarak ne yok edilebilir? Sadece kin ve düşmanlık ekilir.
Yunanistan’da Atina’da iki, Larissa (Yenişehir)’da bir, Selanik’te bir cami gördüm ama başka amaçla kullanılıyordu. Çok sayıda cami yıkılmıştı. Yıkmakla ne kazandılar? Tarih camileri, yıkımları, zulümleri yazıyor zaten. Var olsa Yunan ne kaybedecekti?
Ayasofya’yı kutsuyorlarsa, itiraz etmeyelim, onları kazanalım. Tarihin akışı değiştirilemeyeceğine göre iyi niyetimizi gösterelim sadece diyorum.
Geçmişte Fener Rum Patriği Bartholomeos’la birkaç defa görüştüm. Uzun bir röportajım da vardır. Yunanistan’da kadını bırakın, dişi hiçbir mahlûkun girmesine izin verilmeyen Aynaroz Yarımadası’na ilk giren Türk gazeteciyim. “Aynaroz Papazı” kitabımızda ne gördüysem ne öğrendiysem ayrıntılı yazdım. Ayrıca kitabımızda Bartholomeos’la uzun bir röportajım yer alır. Sonra bu mülâkatın geniş özetini köşemde de verdim. (https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bartholomeosla-ne-konustum-812851h.htm
Dosta dost, düşmana düşmanız.
Öcalan, Diyarbakır’da MHP’nin mitingine katılır mı?!
‘Moskof’la İttifak’
Beyazıt Meydanı’nda neler olmuştu?
Dr. Devlet Bahçeli: ‘Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?’
Öldüre öldüre kadınları bitirecekler!
‘Soykırım’ diye diye nereye varabiliriz?
Bir ‘Ermeni’nin gönderdiği not
‘Özgürlük Felsefesi ve Din Devrimi’
İtalya-Öcalan bağlantısı nasıldı?
İtalya’da ne olmuştu?









