Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışılırken... Halk hangi kimliğe itibar gösterir?
CHP bir garip gerçekten… Cumhurbaşkanlığı seçimi ne zaman yapılacak, belirsiz ama şimdiden, kendi partilerine kayıtlılar arasından oylamayla cumhurbaşkanı adayını belirleyecekler.
Milletvekili adayları için sıralama istense, tamam. Zaten, “tek adam” eline bırakmadan halk kendi adayını sıralayacak. Her zaman bu tercih edilir.
Önceleri böyle ön seçimler vardı. Sonra milletvekili adayını “tek adam” seçmeye başladı. Genel başkana kime yakın durursa, kim genel başkanın hoşuna gitmeyecek laf etmezse, o ilk sıralara oturur ve TBMM’ye girer.
Yeni sistemde cumhurbaşkanını halk seçiyor.
CHP’nin yeni yönetimi her defasında tecrübesizliğini ortaya koyuyor. Kendi partilerine kayıtlı 1 milyon 600 bin kişi aday olmasını istedikleri kimse ona oy verecek. En tehlikelisi şu: Parti içi çekişme ayyuka çıkacaktır. Kaybeden cumhurbaşkanı adayının seçileni destekleyeceğini düşünebiliyor musunuz? Mümkün mü? Hâliyle ilk sırada çıkana, cumhurbaşkanlığı seçiminde, aday olamayana oy veren, ne kadar destek sağlayabilir?
Saçmalığın böylesi ne görülmüş ne duyulmuştur.
***
Cumhurbaşkanı partili de olsa bütün halkı temsil edecektir. Cumhurbaşkanlığına adayı, Türkiye’nin siyasî bölünmüşlüğünde iki ayrı kanattan gösterilir.
Partiler geçen seçimde kimi ortak aday göstereceklerini tartıştılar ve iki taraf da adayını belirledi. Bir taraf Ak Parti’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, bir taraf CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu “inanç” ve “siyasî” kimliği muarızları tarafından hep öne çıkarılmasına rağmen azımsanmayacak bir oy aldı: Yüzde 48. Cumhurbaşkanı seçilmesine iki adım kalmıştı.
Seçilemedikten sonra “başarı” kavramı ister istemez sıfıra iniyor. Evet, sıfıra iniyor ama bir de fikir veriyor. Halk nasıl kucaklanır ve halk nasıl ikna edilir?
CHP’nin halkla bütünleşmesi hep arızalı...
Prof. Dr. Erol Güngör’ün Töre’nin 1971’de, 30. sayısında (Töre adıyla çıkışta 2. sayı) bir önceki sayıda çıkan makalenin devamı “Halk Kültürü ve Münevver Kültürü” başlıklı yazısında siyasîler kendilerine muhakkak bir cevap bulacaklardır. Bu cevap yine bahsettiğimiz gibi “inanç” temeline dayanıyor.
“Sol”, inancı hiçbir surette kaale almıyor, umursamıyor; olursa da olur, olmazsa da olur, diyor. Arada, inanç temelli iğreti gösteriyi, halkın fark etmeyeceğini sanıyor.
CHP, “sol” illetinden kurtulmadığı müddetçe, hep geride kalmaya mahkûmdur.
Ünlü sosyal psikolog Prof. Dr. Erol Göngör’den okuyalım:
“Geleneksel kültürde dinin çok büyük yeri olduğu için, münevverlerin en çok hücumuna uğrayan da din oldu. Türkiye’de halâ dindarlık bir kiminin münevver tabaka arasına girmesine büyük bir engel teşkil etmektedir, çünkü standart Türk münevverine göre din ancak geri kalmış halk kitlelerinin kültürünü temsil eder; münevverin vazifesi bu kültürün bir üyesi olmak değil, fakat onu ortadan kaldıramasa bile ıslah etmek, modernleştirmektir. Bu yüzden halk dindar, münevver ise din reformcusudur. Halkın genel kanaatına göre Türk milleti dindar oldukça yükselmiş ve yücelmiş, dinden uzak kaldıkça da kudretini kaybetmiştir. Münevverin genel kanaatına göre ise Türk halkı dinin veya dinî liderlerin tesiri altında kaldığı müddetçe gerilemiştir. Standart Türk münevverine göre, yüksek tahsil ve ihtisas yapmış bir insanın dindar olması imkânsızdır, dindar görünüyorsa bu onun nüfuz kazanmak ve halkı sömürmek istediği manâsına gelir.
Münevveri halktan ayıran sadece dinin inanç ve ibadetleri değil, aynı zamanda kaynağını büyük ölçüde dinden alan birçok tavırlar ve davranışlardır. Halk kültüründe ahlâkın kaynağı ve müeyyideleri esas itibariyle dine dayanır.”
(“Münevver” kelimesinin “aydın” karşılığı kullanıldığını biliyorsunuz.)
***
CHP’de iki cumhurbaşkanı adayı görünüyor. Biri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, diğeri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Cumhurbaşkanı adayının parti içi oylamayla belirlenmesine Mansur Yavaş karşı çıkarken, Ekrem İmamoğlu, parti için oylamayla adayın belirlenmesi gerektiğini dün çok açık söyledi.
İki belediye başkanın da temeli genel anlamda “sağ” çizgiye dayanmakla beraber, Mansur Yavaş’ta “sağ” daha belirgindir. Bu belirginlikle CHP’yi halka açıyor.
Prof. Dr. Erol Güngör’ün, “halk” ve “münevver” kavramları Mansur Yavaş’ta yerini buluyor, diyebiliriz. O, CHP içinde ayrı bir görüntü veriyor.
Bu “ayrı” görüntü, Mansur Yavaş’ı, halk nezdinde öne çıkarıyor.
Mahsur Yavaş’ın kamuoyu yoklamalarında, mevcut cumhurbaşkanının da önünde çıkması üzerinde önce partiyi yönetenlerin düşünmesi gerekir.
Anketlerde, soru, parti ayırmaksızın herkese soruluyor.
Seçimlerde de herkesten oy bekleniyor.
Önce bunu düşmemiz gerekmez mi?!
TÜSİAD başkanlarını da derdest ederler mi?!
‘İşaretler’ ruh kapısını aralıyor
CHP’nin erken aday belirleme telaşı boşa düştü
Halk neyin derdinde CHP neyin derdinde?!
CHP’nin üzerine üzerine gidiyorlar
CHP’nin aday mı yoksa milletin adayı mı?
Öcalan turpun büyüğünü açıklayacak ‘PeKeKe’ bitecek!
‘Türk Karikatüründe Yahudiler’
Suriye PKK’sı çıtayı yükseltti
Trump’ın aptalca teklifleri









