Dağ Başını Duman Almış Marşı'nın yazılış öyküsü

Sanatçının kaderi unutulmaktır Türkiye''de. Eğer arada bir anımsanıyorsa ulusu da ilgilendiren belirgin bir iz bırakmış olabilmesindendir bu anımsanış.

Ali Ulvi Elöve de anımsanır ama okullarda ve bayram günlerinde olur çoğu kez bu iş.

Daha çok açtığı sergilerde dikkati çeken Itır Gürdemirel''i ziyaretimde Itır Hanım''ın dedesi olan, edebiyatımızın eski ustalarından değerli öğretmen, şair, dilci Türk edebiyatının ilk çocuk şairlerinden, edebiyat tarihi ve Türkçenin tarihi ve grameri üzerine araştırmalar yapan, Dağ Başını Duman Almış sözleriyle başlayan Gençlik Marşı''nın söz yazarı Ali Ulvi Elöve''yle görüşme olanağı bulmuş ve bugüne değin yayınlanmamış ''Dağ Başını Duman Almış'' marşının son dörtlüğünü Ali Ulvi Elöve''nin ağzından dinleyebilmenin mutluluğunu yaşamıştım.

Dağ Başını Duman Almış Marşı''nın unutulmaz şairi merhum Ali Ulvi Elöve, İstanbul''daki evinde görüştüğümüz 29 Ekim 1973''te yani, Cumhuriyetin 50. yılında, 92 yaşında idi.

Servet- i Fünun Dönemini hazırlayan kalemlerden biri olan canlı tarih Ali Ulvi Elöve''nin anılarını yokladığımda Servet-i Fünun öncesinden kalanları şöyle anlattı:

"Selanik''te Meşrutiyet''ten evvel ''Çocuk Bahçesi'' adlı haftalık bir mecmua vardı, orada çalışıyor, terkibsiz bir dille ve temiz Türkçeyle:

Arı gezer çiçek emer,

Kuşlar uçar, bir yem arar,

Orman renkten renge girer

Her tarafta çalışmak var

biçiminde şiirler, yazılar yazıyordum. O zaman Servet-i Fünun dergisi çıkmıyordu. Filozof Rıza Tevfik, Mehmet Emin''i beğeniyor ve onun şiirlerini yayımlıyordu.

Bir sıra geldi ki Frenkler Rumeli''yi paylaşıyorlardı. Zorunlu olarak dergi kapandı. Ömer Naci, Rıza Tevfik ve beni hapsettiler. Çuval çuval kitaplarımı aldılar. O zamanki Umumi Ecnebiye müdürü beni bıraktırdı. Ömer Naci de kaçtı. Sonra 31 Mart vak''ası oldu.

Selanik''ten Hareket Ordusu''yla Anadolu''ya geldim. Talebem asıl adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin ve asıl adı Enis Avni olan Aka Gündüz de benimleydi.

Hareket Ordusuyla İstanbul''a gelirken yanımda Rûşenî diye biri vardı. ''Bu Hareket Ordusunun bir marşı olsa'' dedi. Ben de yazarım dedim ve

Bir tarafta Anadolu bir tarafta Rumeli

Hürriyete nişanlıdır 10 Temmuz''dan ileri

Bugün de bir düğünümüz var Osmanlılar gelmeli

Hürriyete nişanlıyız dokunmayın vururuz

Biz Osmanlı evladıyız hürriyeti koruruz.

şiirimi yazdım. Bu şiirim pek tutulmadı ama ''Dağ Başını Duman Almış'' tuttu."

Ali Ulvi Elöve''ye neden hep Türkçeyi savundunuz dediğimde "Osmanlı Dili, milletçe anlaşılmaz bir dildir. Ben anlaşılsın, milletimin dili olsun istiyordum ve:

Arapça isteyen Urban''a gitsin

Acemce isteyen İran''a gitsin

Frengiler Frengistan''a gitsin

Ki biz Türküz, bize Türki gerektir

Bunu fehmeylemeyen cahil demektir

diye şiirler yazdım.

Ben Türkçe''nin Orhun Yazıtlarını da okurum. Onu okudum. Basmak istediler, basamadılar." dedi.

Cumhuriyetin 50. yılında dilimiz ve şiirimiz için neler düşünüyorsunuz? Dediğimde:

"Yıllardır okuyamıyor ve kulaklarım iyi duymadığından edebi sohbetler yapamıyorum. Yalnız serbest vezin denilen ve şu yeni yazılan şiirleri yavan ve cılız buluyorum. Şiirde âhenk önemlidir. Dilerim ki daha mazbut edebiyat ortamı olsun" dedi.

Sözü 50. yıla getirmişken ''Dağ Başını Duman Almış'' marşı hangi duygularla yazıldı diye sordum Elöve''ye. Şöyle bir düşündü Ali Ulvi Hoca, sonra:

"İstanbul Muallim Mektebine beni ilk tatbikat hocası yaptılar. Orada bir heyet toplandı ve tüm şairleri bir araya getirdiler. Sonra Muallim Mektebi Müdürü Sati Bey, bir konferans verdi.

Tevfik Fikret, ''Ne paşayız biz, ne beyiz, ilim aşıkı talebeyiz.'' diye bir manzume yazdı. Maarif Müdürü Süleyman Nesip de çocuklar için bir şiir yazmıştı. Biz o zaman küçücük çocuklara ders numuneleri hazırlıyorduk ve çocuk şiirlerine ihtiyacımız oluyordu. Örnek çok azdı.

O zaman çocuklar için çok şiir yazmıştım. Bu arada Harb-i Umumi oldu. Kadıköy''deki Sen Jozef''i Fransızlardan aldığımız sırada Selim Sırrı Tarcan Bey bana gelerek ''İsveç''ten bir beste getirdim. Buna Türkçe elbise giydirebilir misin?'' dedi.

Gençler endişeli ve huzursuzdu. Bunlara kalp kuvveti olsun diye Selim Sırrı''nın verdiği ölçüye göre ''Dağ Başını Duman Almış''ı yazdım.

Dağ Başını Duman Almış''ın halkça bilinmeyen son bölümüyle birlikte tamamı şöyledir:

 

GENÇLİK MARŞI

 

Dağ başını duman almış

Gümüş dere durmaz akar

Güneş ufuktan şimdi doğar

Yürüyelim arkadaşlar!

*

Sesimizi yer gök su dinlesin

Sert adımlarla her yer inlesin

Sesimizi yer gök su dinlesin

Sert adımlarla her yer inlesin

*

Bu gök deniz nerede var

Nerede bu dağlar taşlar

Bu ağaçlar güzel kuşlar

Yürüyelim arkadaşlar

Sesimizi yer gök su dinlesin

*

Her geceyi güneş boğar

Ülkemizin günü doğar

Yol uzun da olsa ne var

Yürüyelim arkadaşlar."

dedi. Ali Ulvi Elöve ile Türk dili, edebiyatı ve kültürüne emek verenlerin ruhu şad olsun.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları