Derin yara: Sığınmacılar

Derin yara: Sığınmacılar

Sığınmacılar mesesi alevlenecek. "Ne zaman gidecekler?" sorusu beyin burgusu. İltica etmişler. Niçin gitsinler ki... Pek çoğu düzen kurmuş. Yeni hayatlarına alışmış. Onların çocukları artık Türkiyeli. Gitseler, ülkelerinde yabancı kalacaklar.

İstanbul Aksaray''da akşam vakti hiç dolaştınız mı? Siz kendinizi sığıntı görüyorsunuz. İş yerleri de başka ülkeden gelenlerin. Siyahı, beyazı o kadar çok yabancı var ki... Dirsek dirseğe yürüyorlar. Geç vakit bir programdan dönüyordum. Saat gece 24.00''ü geçiyordu. Her yer cıvıl cıvıl... Kafeler, lokantalar, pastahaneler açık ve hemen hepsini sığınmacılar işletiyor.

Bir tarihte Roma''daydım. O kadar çok Uzakdoğulu vardı ki... Şaşırmıştım. Birkaç yıl sonra gittiğimde Uzakdoğulular yoktular. İtalya hükûmeti tedbir mi aldı, yoksa İtalya Uzakdoğulular için geçiş alanı mıydı, bilemedim.

R. T. Erdoğan önce ne demişti?

"Veda Hutbesi''ndeki ''Müminler, sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler'' Arakanlı, Suriyeli, Türkistanlı mazlumlar bizim kardeşimizdir. Hani birileri diyor ya ''Suriyeliler gitsin.'' asla biz bunlara eyvallah edemeyiz. Bizim Peygamberimiz unutmayın muhacirdi. Medine Müslümanları ensardı. Şimdi Allah bizlere ensar olmayı nasip etti." (8 Kasım 2019)

Yine:

"Mesele kadim değerleri yeniden ihya edebilmektir. Ne diyorlar, seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz diyorlar, biz göndermeyeceğiz... İktidar olurlarsa Suriye''ye, Afganistan''a tekrar göndereceklermiş. Biz göndermeyeceğiz. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz... Biz ensarız." (15 Mart 2022)

Sonra "kadim değerleri ihya"dan vazgeçiyor:

"Güvenli bölgelere 500 bin Suriyeli dönüş yaptı. 1 milyon Suriyeli kardeşimizin dönüşünü sağlayacak bir projeyi hayata geçireceğiz." (3 Mayıs 2022)

R. T. Erdoğan''ın bütün umudu briket evlerde. Türkiye''de rahatlığa alışmış, düzen kurmuş, intibak etmiş insanların kaçta kaçı gidecek? Bir milyondan bahsediliyor. Yan yana dizilmiş, küçük küçük evlere bunları sığdırabilecek misiniz? Sosyal hayata geçebilecekler mi? Ya iş, aş, eğitim? Mümkün görüyor musunuz?! İnsan dönmek istese; atasının yaşadığı, düzen kurduğu, hayat bulduğu, kıymet kazandığı eski yurtlarına dönmek ister. Döndürebilir misiniz? Mesele budur.

Suriye yok artık. Birlik yok, bütünlük yok... Bahsedilmeyen bir gerçek: Beşşâr Esad, bir "Başmüftülük" makamını feshetti. Dinî kararları, bundan böyle "Fıkıh Âlimleri Konseyi"ne devredildi.

Suriye''de çokluk Sünnîdir. Başmüftü de, diktatörün uşağı olsa bile Sünnîydi. "Fıkıh Âlimleri Konseyi" muhtemelen çoklukla Nusayrîlerden teşekkül ettirilecektir. Sünnî fakih de diktatöre kesin inkıyat eden bir isim olacaktır.

Türkiye Suriye''nin ne kadarını kendisine bağlarsa o kadarına belki oralardan gelmiş insanları gönderebilir. Nihayet ata yurtlarına dönüyorlar. Beşşâr''ın bölgesine kaç kişi gider dersiniz?

Beşşâr güya af çıkarmış. Kime af çıkarmış?

İran ve Rusya destekli Beşşâr''ın bölgesine Sünnîleri bırakın, Beşşâr''ın kendisine kayıtsız şartsız bağlı gördüğü Nusayrîleri bile gönderemezsiniz. Giden her göçmen Beşşâr bölgesinde şüpheyle karşılanacaktır.

İstanbul''un nüfusu16 milyon. Valiliğin açıklamasına göre; 1 milyon 305 bin 307 yabancı yaşıyormuş. 542 bin 45''i Suriyeli. 763 bin 262''si Kanunî giriş yapmış ve ikamet izni almış göçmenler. Bunlar resmî rakamlar. Kayıtlı olmayanlar kim bilir ne kadar... İstanbul''da başını çevirdiğin her yerde yabancı görüyorsun. Diğer büyük şehirler de öyle.

Saray''dakinin derdi iktidarda kalmaktır. "Ensar" diye diye, kendi altını oyuyor. Muhacirden oy beklerken, yerlinin oyunu kaybedeceğini düşünmeli.

Yazarın Diğer Yazıları