Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enise Altınok AVŞAR

Enise Altınok AVŞAR

Dilek Taşı beklentileri karşıladı mı?

Dilek Taşı beklentileri karşıladı mı?

Dev kadrosu ve nostaljik havasıyla başrolleri açıklandığından beri merakla beklenen Dilek Taşı 7 Eylül Perşembe günü seyirciyle buluştu. Başrollerini Salih Bademci, Hazal Subaşı, Ozan Dolunay'ın paylaştığı ve Perihan Savaş, Özge Özberk, Teoman Kumbaracıbaşı, Elif Doğan, Çiçek Dilligil, Engin Yüksel, Afra Karagöz gibi başarılı isimlerin yer aldığı Dilek Taşı ilk bölümüyle çok konuşuldu. Bu hafta bir süredir benim de merakla beklediğim Dilek Taşı dizisinden konuşacağım.

Dilek Taşı 1980’lerde geçen bir yapım. Hikâyesine göz atarsak, Salih Bademci’nin canlandırdığı Mustafa’nın, eşinin vefat etmesinin ardından idam cezasıyla yargılanması ve kızının zengin bir aileye evlatlık verilmesini konu alıyor. Kızı Cemre’nin evlatlık verildiği evin yardımcılarından olan Figen’in yolu da Mustafa ile kesişecektir.

Mustafa eşinin hastalığıyla çıkmaza sürüklenirken bir gün ölüm döşeğinde para bulabilmek için çalıştığı fabrikanın yolunu tutar. Amacı hak ettiğini almak olsa da tartışma esnasında patronunu iter ve bir iğnenin üstüne düşmesiyle orada can verir. Geri döndüğünde eşi çoktan ölmüş olan Mustafa, tutuklanarak cezaevine götürülür. Kızı Cemre ise Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilir.

Varlıklı bir aile olan Rona’lar hasta çocuklarına arkadaşlık etsin diye evlatlık çocuk ararken Cemre’ye rastlarlar ve hemen evlat edinirler. Evdeki hizmetlilerinden olan Figen, Cemre’yle ilgilidir. Babasına kavuşmak isteyen Cemre, Figen’i harekete geçirir ve kızın babasını bulmayı kendine görev bilir.

Yeni sezonun en çok merak edilen dizilerinden Dilek Taşı ilk bölümüyle seyircisini ikiye böldü. Buradaki kastım sosyal medyadaki tepkiler. Kimisi diziyi çok severken kimisi ise hayal kırıklığı olarak nitelendiriyor. Bana kalırsa ben hayal kırıklığı kısmındayım. Nedenlerimi ise hemen anlatayım.

Dilek Taşı’nı özellikle Salih Bademci’nin başrolünde ve dönem dizisi olduğu için bekliyordum. Tabii diğer oyuncular Hazal Subaşı ve Ozan Dolunay'ı da beğenerek izliyorum. Ama ilk bölümde Mustafa ve Rona ailesi olarak dizi kopuk ilerledi. Mustafa’nın dramına boğulan izleyicinin dikkati Rona ailesi ve diğerleriyle dağılıyordu. Sanki sadece hikâye Mustafa ve cezaevine düşüşü gibi olmuş. Mesela orada da patronuyla tartışırken aslında patronunu o öldürmüyor, bir başkası öldürüyor ve bu sıradan bir sahneymiş gibi geçiliyor. Patronu boğan kişiyi ise oradaki bir kız görüyor. Daha farklı bir entrika beklerdim çünkü bu durum Mustafa’yı darağacına götürüyor.

Mustafa’nın karısının hastalığı ve ölümüne dair sahneler beklenilenden daha hızlı geçildi. Mustafa’nın cezaevi süreci başlarken Rona ailesini izledik. Rona’ların hizmetlisi olan Figen biraz haddini aşan bir yardımcı. Tahmin edersiniz ki Figen karakterini sevmedim. Çalıştığı insanlar çocuklarıyla yakınlığını ayarlamasını istiyor ama Figen bunu takmıyor. ‘Neredeydin Figen?’ diye evin hanımı soruyor, Figen ukalalık yaparak yaptığı işleri yüzlerine vuruyor. Cemre aileyle başka bir evdeyken alenen onu arıyor ve gidip babasıyla görüşüyor. İyi de ne sıfatla?

Figen ile Mustafa’nın yolları kesişecek ve bir aşk başlayacak sanırım ama bu durum bence zorlama olmuş. Cemre bir aileye evlatlık verildi ve o aileye alışması üvey annesiyle kaynaşması gerekirken tutup Figen’in araya girmesi, öne çıkıp kendini daha çok sevdirmesi ve babasıyla görüşmesi doğru değil. Bu en önce üvey annesine düşer, evin hizmetlisine değil. Figen bunları yapardı belki de ama bir tanışmışlığı bir bağlantıları olmaları gerekirdi. Birden eve gelen kızı babasıyla buluşturma hayali bence saçma olmuş. Hikâye daha doğru bağlanabilirmiş.

Sosyal medyada dizinin ‘günümüzde geçen 80’ler dizisi’ olduğu yönünde pek çok eleştiri okudum. Buna ben de katılıyorum, nedendir bilinmez o nostalji havasını çok hissedemedim. Dediğim gibi dizinin konusu da ilk bölümde yavaş ve kopuk kalmış. Tabii biz ilk bölümü izledik ama zamanla konunun ilerledikçe oturacağını düşünüyorum. Yoksa bu mantıkla giderse dizi uzun soluklu olmaz.

Dilek Taşı merakla beklenen dizilerden olduğu için ilk bölümüne dair düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Aslında oyuncuları sevdiğim için fragmanlardan hikâyenin de iyi olacağını düşünüyordum ama ilk bölüm beklentilerimi karşılamadı. Tüm bunların yanı sıra zamanla hikâye oturabilir pek çok izleyenin beklentilerine karşılık verebilir. Bakalım ilerleyen günlerde Dilek Taşı’nda neler olacak. Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın.

Yazarın Diğer Yazıları