Dolar nereye kadar?

Dolar kuru, yalnız Türkiye de değil tüm Dünya da arttı. Bir yandan FED genişlemeye giderek dolar bolluğu yaratırken, öte yandan dolar kurunun bütün Dünya ve Türkiye de artması  ilk bakışta çelişkili görünüyor. Virüs krizinin yarattığı panik havası, normal piyasa düzenine uymaz.

1. Virüs krizi bütün Dünyada ekonomik istikrarı bozdu. Finansal yatırım araçlarına yatırım yapanlar  gelişmekte olan ülkelerin hazine bonoları gibi riskli gördükleri yatırım araçlarından çıkarak dolara yöneldi. Dolar talebi arttı.

Virüs krizi, Uluslararası piyasalarda gelişmekte olan ülkelerin beş yıllık devlet tahvillerinin sigortalanması için kredi temerrüt risk pirimi (iflas risk pirimi)'ni de artırdı. Geçtiğimiz haftalarda daha yüksekti. Bu hafta düşmeye başladı.

Bazı ülkelerde CDS oranları (baz puan)

 

                                  ÖNCEKİ                    DÜNKÜ   

TÜRKİYE                    667 (6 Nisan )              560

BREZİLYA                  383 (12 Mart )              263

RUSYA                       288 (23 Mart )             156

 İSPANYA                    171 (18 Mart )              155

 

İlk günlerin panik havası kaybolmaya başladı. Gelişmekte olan ülkeler beş yıllık devlet tahvillerinden çıkışta azalacaktır. Bu demektir ki dünyada dolar talebi de önceki panik günlerine göre düşecektir.

CDS oranlarında anlamlı düşme olursa, Borsada artış olur, dolar kuru düşme eğilimine girer.

2. Dünyada dolar bolluğu, yatırımcıları reel sektör hisse senetlerine -Borsaya yönlendirdi. Borsa ilk günlerde panik içinde düştü. Sonrasında bol dolardan korkan yatırımcılar hisse senetlerine yönelince  hisse senedi satın almak için dolar talebi arttı. Kur arttı. Bir yerden sonra dengeye gelecek ve  dolar kuru artışı duracaktır.

3. Virüs krizi nakit talebini artırdı. Ancak FED'in dolarda genişlemeye devam etmesi, yani dolar bolluğu hem nakit talebini karşılayacak hem de dolar bolluğu nedeniyle kur artışı duracaktır.

4. Türkiye'nin ilave sorunları var;

Ekonomi yönetiminin  ve MB'nın kur artışına müdahale araçları sınırlıdır. Başta MB rezervleri yetersizdir. Elindeki dövizi de kullanmak istemiyor. Çünkü özel sektörün dış borçlarda temerrüde düşme riski var. İster özel sektör olsun ister kamu dış borçlarda temerrüde düşerse ülke temerrüde düşmüş demektir. Böyle bir sorunda MB rezervlerini kullanacaktır. Dahası ekonomi yönetimi kur artışının dolara talebi düşüreceğini düşünmüş olabilir.

Öte yandan turizm gelirlerinin düşmesi ve dört aydır yeniden başlayan cari açık döviz talebini artırdı.

MB'nın para genişlemesine gitmesi de TL'nin düşeceği yönünde algı yaratı. Dolara yönelme oldu ve dolar talebi arttı.

Bankalar mevduata  3 aya kadar yüzde 12 veriyor. Yani reel faiz yok. Ancak bir yıla kadar yüzde 17 veriyor. Reel faiz var. Buna rağmen enflasyonda belirsizlik var. Nisan ayı enflasyonu enflasyonda yıllık gidişatı daha net gösterecektir.

Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksinde  TL yüzde 30 dolayında daha düşük değerdedir. Bu durum kurun artışını frenleyen bir etki yapmaktadır.

Sonuç Dünyada kur artışı devam etmez, Türkiye de ekonomi yönetiminin becerisine bağlı olarak değişebilir.

 

dfs-004-001-011.jpg

 

Yazarın Diğer Yazıları