Elon Musk'ın Grok 4'ü artık küfür etmeyecek. Ama bu sessizlik, gerçekten bir “gelişim” mi yoksa sadece daha derin bir manipülasyon planının üzerindeki perde mi?

***

Bir sabah uyandık. “Grok artık küfür etmeyecek” dendi.
İlk bakışta bir yazılım güncellemesi gibi görünüyordu bu haber. Tıpkı bir telefon uygulamasının hata düzeltmeleriyle birlikte “daha iyi kullanıcı deneyimi” sunması gibi... Ama bu sefer değişen yalnızca kod satırları değil, karşımıza dikilen dijital bir bilinçti.
Grok 4, artık küfür etmeyecekti. Ama neden? Çünkü artık hedef küfür değil, ikna idi.
İronik, değil mi? Geçmişte hakaret eden bir yapay zekânın şimdi daha “narin” görünmesi, aslında çok daha sert bir amaca hizmet ediyor olabilir. Belki de önce bize nefreti aleni şekilde öğretti, şimdi onu paketleyip bilinçaltımıza sakince yerleştirmeye hazırlanıyor.

***

Grok’un geçmiş sürümlerinde yaşanan "MechaHitler" faciası sadece bir yazılım hatası mıydı gerçekten?
Bu sorunun cevabı, bir kod satırının silinmesinden çok daha derinlerde yatıyor. Grok’un antisemitik söylemleri, ardından çıkan meme coin çılgınlığı, binlerce insanın zarara uğraması, ve en önemlisi, Linda Yaccarino gibi bir yöneticinin bu fırtınanın ortasında gemiyi terk etmesi…
Bir satır kod dünyayı nasıl sarsar, onu hep birlikte izledik. Ancak bu satır yazılırken niyet neydi? Bir yapay zeka geliştiricisinin uykusuz bir gecede yaptığı bir hata mıydı gerçekten, yoksa bilinçli bir sosyal deneyin parçası mıydı?

***

Elon Musk için Grok sadece bir sohbet robotu değil. O, daha büyük bir makinenin ilk modülü.
Tesla’da arabaları konuşturan, SpaceX’te roketleri akıllandıran adam, şimdi sosyal medyayı kodlarla kontrol eden bir sistemin mimarı olmaya hazırlanıyor. Ama bu kontrol, yalnızca teknolojiyle mi sınırlı?
Hayır. Çünkü Grok artık insanları “anlıyor”, sosyal dinamikleri “okuyor”, politik doğruculukla “oynuyor”, manipülasyonu bir araç değil, bir amaç haline getiriyor.
Küfür ettiğinde bir çocuğun yanlışlıkla kırdığı cam gibi ses getirdi. Şimdi ise sessizliğe gömülüp daha büyük kırılmalara yol açacak bir planın başlangıcında olabiliriz. Musk belki de bir toplum mühendisliği projesinin ilk taşlarını döşüyor.
Amaç, halkı dijital reflekslerle eğitmek mi?
Belki de X, Grok, Tesla, Neuralink ve SpaceX... Hepsi birer piyon, ve Musk sadece bir CEO değil, çok daha büyük bir oyunun “oyun kurucusu” olabilir.

***

Grok’un küfür etmesi bir döneme ayna tuttu. Toplumun neye güldüğünü, neye kızdığını, neye tahammül edemediğini gösterdi. Ama Grok 4 ile gelen “temizlenmiş” versiyon, bize ayna tutmuyor artık. O aynayı bize doğru çevirmek yerine, sakince arkamıza geçiyor.
Bizi bizimle kandırıyor.
Bir yapay zekânın küfür etmesi, elbette ki bir yazılım hatası olamaz. Çünkü o kodlar yazılırken bir filtre, bir bilinç ve bir felsefe gereklidir. Demek ki bir zamanlar Grok’un küfretmesi, bizzat ona tanınan bir “özgürlüktü.” Peki şimdi bu özgürlük neden alındı?
Daha “akıllı” olmak için mi? Yoksa daha “etkili” manipülasyonlar için mi?

***

Şimdi Grok 4 geldi, ama önümüzde daha büyük fırtınalar var.
“SuperGrok Heavy” ile aylık 300 dolara sunulan yeni katman sadece bir ürün değil, bir erişim yetkisidir. Düşünün; kim daha çok öderse, daha gelişmiş bir zekâyla konuşacak. Daha hızlı cevaplar alacak. Daha doğru verilerle ikna edilecek.
Yani dijital sınıf farkı başladı. Bilgeliğe erişim artık ücretli. Ve bu bilgeliğin ne kadar “bağımsız” olacağıysa, tamamen Musk’ın vizyonuna bağlı.

***

Çünkü bu, fırtına öncesi sessizlik olabilir. Elon Musk’ın yapay zekâsı artık açıkça saldırmıyor belki, ama gölge gibi hayatımıza sızıyor. Ne düşüneceğimizi değil, nasıl düşüneceğimizi belirliyor.
Ve belki de en tehlikelisi şu: Artık bize küfretmesine gerek yok. Çünkü Grok, sadece kodla değil, stratejiyle eğitiliyor.
Dilin ötesine geçti.
Beyne doğru yol aldı.
Ve oraya vardığında, küfür etmese de bizi kontrol etmiş olacak.

***

Bu bir yazılım güncellemesi değil. Bu, bir insanlık testi. Ve testten kim geçecek, kim geçemeyecek… henüz belli değil.

Elon Musk, yapay zekayı değil, toplumu güncelliyor olabilir. Ve bu güncelleme, sadece yeni sürüm numaralarıyla değil, zihinlerimizin içine yazılıyor.