Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Metal yorgunuz" diye tanımladığı AKP iktidarı ekonomik çöküntü ile milleti perişan ederken Kahramanmaraş depremleriyle birlikte büyük çöküntüye uğradı.

Depremzedelerin bugün dahi en büyük sorunu şudur:

- Çadır…

Saraylarda yaşayan, devletin uçak filoları ve yüzlerce makam aracı ile polis koruması ve bakanlık memurları ile seçim gezilerine çıkan bakanların umurunda değil depremzedeler.

Erdoğan'ın bakanları şimdi seçilip paçayı meclise atma derdinde…

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Eskişehir'de valilik önündeki meydana şu dev çadırı kurdu:

Depremzedeler için mi?

Hayır.

Erdoğan kabinesinin 21 yılda yaptıklarını sergileyip göz boyamak, propaganda yapmak için…

Korkutma ve sindirme operasyonuyla birlikte depremdeki kayıpların sayısını açıklamayan , enkazı apar topar kaldırarak hayatlarını kaybedenler için toplu enkaz mezarlıkları oluşturmak günah değil mi?

İhalesiz çakma hastane temeli atarak, fay hatlarına deprem konutu projesi başlatarak seçim yatırım haline getirmek ahlaki mi?

Diğer dev bir çadır ise Milli Savunma Bakanı ve AKP Kayseri milletvekili adayı Hulusi Akar tarafından Ankara'da Armada alışveriş merkezinin otoparkına kuruldu:

AKP'nin, "Türkiye Yüzyılı" sloganı ile sözde Milli Savunma Bakanlığı dijital gösteri merkezi tarafından kurulan bu dev çadırda "Etkin caydırıcı saygınlık" teması ile marşlar eşliğinde seçim propagandası yapılıyor.

Recep Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar'a soruyorum:

11 ilde depremzede Türk Milleti, "Çadır, çadır, çadır" diye yağmur, soğuk altında inim inim diyerek yaşam ve geçim derdinde…

Siz ise seçim derdindesiniz.

Siz de hiç akıl fikir yok mu?

Siz de hiç vicdan yok mu?

Siz de hiç acıma duygusu yok mu?

Siz de hiç Allah korkusu yok mu?

Siz de hiç kul hakkı yeme endişesi yok mu?

Ayıptır, günahtır…

Milletin derdi yerine seçim derdi ile uğraşmak ve devlet imkanları ile AKP propagandası yapmak cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir skandaldır.

Yandaş medya üstünlüğüyle, taraflı anketlerle, her türlü karalama ve algı operasyonuyla, tehditle, şantajla, kanun kural tanımadan, sonuçlarını umursamadan her şeyi göze alarak seçimi alma ve iktidarda kalma çabasıdır Erdoğan kabinesinin sergilediği bu tutum.

Kızılay'ı çadır satar Erdoğan kabinesi depremzedeler için değil seçim propagandası için dev çadırlar yapar…

Millet de bu rezaletlere bakar…

Seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu'na oy atar…

Erdoğan ise Hüda Par ve Yeniden Refah ile Türk kadınının yasal haklarını ortadan kaldırmak için protokoller imzalar…

Vatan ve millet konusundaki hassasiyetler rafa kalkar.

Hizbullah'ın Hüda Par'ı ülkeyi federasyonlara bölmek istiyor Erdoğan ve hatta Devlet Bahçeli görmezden geliyor…

Hizbullah'ın Hüda Par'ı Kürtçeyi ikinci resmi dil yapmak ister Erdoğan ve hatta Devlet Bahçeli görmezden gelir…

Hizbullah'ın Hüda Par'ı anayasanın değişmez değişesi teklif dahi edilemez ilk dört maddesini kaldırmak ister, Erdoğan ve Bahçeli görmezden gelir…

Yeniden Refah genel başkanı kadın haklarını ortadan kaldırmak için protokol imzalama şartı koyar Erdoğan güle oynaya imzalar. Bahçeli görmezden gelir…

Erdoğan'ın kazanmak için anayasayı da çiğnedi, yasaları da…

Yüksek seçim kurulu üyeleri de anayasayı çiğneyerek Erdoğan'ın 3. Kez adaylığını onayladı.

Göreceksiniz büyük Türk milleti Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçerek anayasayı çiğneyenlere Osmanlı Tokadı atacak…