Erzincan olayı ve düşündürdükleri

Erzincan olayı ve düşündürdükleri

Erzincan''ın ekonomisi tarıma dayanır. Faal nüfusun %70''i tarım sektöründe çalışır. Tahmini nüfusu 235 bin. Maden ve sanayi sektörü gelişme hâlinde. Hayvancılık tarımdan sonra en büyük gelir kaynağı.

Yani ekonomisi yok denilecek kadar az ve il ekonomisini şehirde görev yapan memurlar daha çok oluşturuyor.

Erzincan''ı neden anlatıyorum çünkü bu küçücük doğu ilimiz Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu verilerine göre, İl Bazında İnşaat Sektörü Takipteki Alacaklar oranına göre, ilk sırada geliyor. Erzincan''daki takipteki alacaklar oranı rekor seviyede yüksek. Bu şehirdeki oran yüzde 60,07 olarak kayıtlara geçti.

Bu sadece Türkiye değil aynı zamanda dünya rekoru. Amerika''daki büyük mortgage krizinde bile böyle bir batık olmamıştı. Erzincan''ı yüzde 45 ile Hatay ve onu da yüzde 25 ile Adana izliyor.

Tekrar Erzincan''a dönersek, bankaların bu ilde konut ve inşaat kredisi olarak verdikleri her 100 kredinin 60''ı batmış ve yasal takibe geçmiş. Tabii ki bu verilerin içerisinde daha ötelenen ve yüzdürülen krediler yok. Onlar da eklenince ortaya çıkan rakamı siz düşünün.

Erzincan''da ne oldu ki, bu kadar büyük batak var. Oysa bankalar teminatın sağlamlığı açısından mümkün olduğunca konut ve inşaat kredisi veriyorlar. Hatta üretim yapan KOBİ''ye vermedikleri krediyi bu söktüre bol keseden veriyorlar.

Bunu daha iyi anlamak için emlak ilan sitelerini dolaşmak lazım. Erzincan satılık daire yazdığınızda sizi ilk, ilginç bir ilan karşılıyor. Bir kamu bankası tarafından verilen ilan.

Erzincan Merkez Ergenekon Caddesi''nde satılık giriş katı daire. Fiyatı ise 1 milyon 50 bin lira. Evet yanlış okumadınız, bir kamu bankası tarafından kredisi ödenmediği için el konulan ve satışa çıkartılan giriş katı apartman dairesi 1 milyon 50 bin liraya satılıyor. Oysa bu dairenin fiyatının en fazla 300 bin lira etmesi lazım.

Öncelikle Erzincan''ın ekonomisi nedir ki, giriş katı bir apartman dairesi bu kadar pahalıya satılsın diyebilirsiniz.

Evet onu ben de dedim!

İlginç bir şekilde konut ve inşaat kredilerinin kamu bankalarında yoğunlaştığı dikkatimizi çekiyor.

Bu büyük bir tesadüf de olabilir.

Ancak benim anlayamadığım, bir kamu bankası Erzincan''ın sıradan bir mahallesinde giriş katı daireye 1 milyon liranın üzerinde nasıl kredi verebilir?

Bankacılık sektörünü yakından bilen bir gazeteci olarak Erzincan''daki bazı özel bankaları aradım ve bu yüzde 60 takipteki alacaklardaki paylarını sordum. Bazı bankaların bir ya da iki çıkarken, büyük bir bölümü bizde yok yanıtını verdi.

Gelelim asıl soruya: Bir kamu bankası hangi ekspertiz değerlendirme raporu ile giriş katındaki daire için 1 milyon küsur lira kredi verebildi?

O halde kamu bankalarından alınan kredilerde ciddi bir ekspertiz sorunu var. Olayın bir başka boyutu ise banka tarafında. Bu bankanın kredi tahsis yöneticileri küçücük bir il olan Erzincan''da 1 milyon liranın üzerinde bir apartman dairesi olur mu diye hiç muhakeme yapmıyorlar mı? Bu krediyi nasıl onaylıyorlar.

Hükümet sürekli olarak konut sektörüne kamu bankaları üzerinden kredi pompalıyor. Özel bankaların vermediği kredi, kamu bankalarından çok rahat çıkartılıyor.

Esnaf için, çiftçi için kurulmuş kamu bankalarına bakıyorsun en büyük görev alanı müteahhitleri desteklemek olmuş.

Ondan sonra KOBİ niye battı, tarım neden bitti diye yakınıp duruyoruz.

Türkiye''nin kamu bankacılığını yeniden düzenlemesi gerekiyor. Öncelikle her kamu bankası kuruluş amacına dönmeli. Türkiye yıllarca küçük ölçekli işletmelerle ayakta durdu. Şimdi bakıyorsun Erzincan gibi küçücük bir ilde boş arsa kalmamış, herkes inşaat yapıyor.

Nasıl olsa kamu bankaları kredi veriyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları