Göçle mücadelede yetersiz atılımlar

Kısa süre önce New York Times'da çıkan, AfrAsia Bankası'nın Şubat 2018'de hazırladığı "Küresel Varlık Göçü İncelemesi Raporu" na göre yapılan "varlıklı ve yetenekli Türklerin Türkiye'yi terk etmesini" konu edinen bir haber, büyük ses getirdi…

Öncelikle raporu kısaca özetleyelim… Rapora göre, Türkiye 1 milyon dolar ve üzeri varlığa sahip kişilerin başka ülkelere en çok göç ettiği üçüncü ülke. Ayrıca, 2017'de en kötü performans gösteren varlık piyasaları sıralamasında bir yılda yüzde 6'lık varlık kaybıyla, Pakistan, Nijerya ve Venezüella' nın ardından dördüncü sırada yer alıyor. 2016 ile 2017 yılları arasında, Türkiye'deki varlıklıların yüzde 12'sine denk gelen, en az 12 bin dolar milyoneri, servetlerini yurt dışına aktarmış. Bu varlıkların çoğu ise Avrupa ve BAE'ye gitmiş. Raporda 2016-2017 arasındaki göç öne çıkarılsa da, Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre 2018 yılında da bir önceki yıla göre göç oranı yüzde 42 oranında artarak 253 bin 640 kişiye ulaşmış.

Veriler bu şekilde… Raporda geçen şu ifade ise oldukça önemli: "Tarihte, ülkelerin yaşadığı önemli yıkımlara bakılırsa, bu yıkımların öncesinde varlıklı insanların o ülkeden göç ettiği görülür."

Varlıklı insanların göçüne bir de beyin göçü eklenince yıkım süreci oldukça hızlanıyor elbet. Zira New York Times'ın haberine göre, yalnızca zenginler değil, yetenekliler de gidiyor…

Göçle mücadele

Yetkililer de durumun vahametinin farkına varmış olacaklar ki, beyin göçüyle mücadele etmek adına, özel bir geri dönüş programları hazırlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın "Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı", TÜBİTAK tarafından "Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı" ismi açıklandı. Buna göre, yurt dışında çalışan deneyimli araştırmacılara, aylık 24 bin TL ve altyapı desteği olarak 1 milyon TL; genç araştırmacılara aylık 20 bin TL ve alt yapı desteği olarak 500 bin TL; eş ve çocuklarına aylık 2.250 TL aile ödeneği, sağlık sigorta desteği ve Türkiye'ye geliş uçak biletleri verilerek, Türkiye'ye dönmeleri sağlanmaya çalışılacak.

Programı duyduğumda ilk aklıma gelen ülke içerisinde çalışan mevcut araştırmacılar. Oldukça yetersiz koşullarda ve tatmin etmeyen ücretlerle çalışan bu araştırmacılara haksızlık olmayacak mı? Herkese Bilim Teknoloji dergisinin Ocak sayısında neden beyin göçü arttığını ile ilgili olarak değerlendirme yapan Prof. Metin Balcı da tam olarak bu noktaya dikkat çekiyor ve yurtdışında zaten maddi açıdan bu olanaklara fazlasıyla sahip araştırmacılar, yalnızca 3 yıllık açıklanan geleceği belirsiz bu programa güvenip, kurulu düzenlerini bırakıp neden Türkiye'de sıfırdan başlasınlar diye soruyor. Gerçekten de, Balcı'nın dikkat çektiği hususlar göçte geri dönüş oluşturmayı amaçlayan bu programın etkili olamayacağını gösteriyor.

Peki, ne yapmak gerekiyor?

Balcı'nın bu hususta çok önemli bir açıklaması var: "Bir diğer önemli husus, gelecek araştırmacılara özgür ortamın sağlanmasıdır ki bu nokta ödenecek olan maaşlardan daha da önemli. Doğruların eleştiriler sonucunda ortaya çıktığı gerçeği göz ardı edilmemeli. Bugün maalesef üniversitelerimiz suskun. Acaba neden? Bilim insanı hür olmalı, fikirlerini serbestçe kamuoyu ile paylaşabilmelidir. Fikir özgürlüğünün olmadığı bir ortamda bilim özgürlüğü de olmaz."

Özgürlüklerin korunduğu bir ortamın oluşturulması önemli. Demokratik haklar ve bağımsız yargının güçlendirilmesi, bireylere temel hak ve özgürlüklerin korunduğu ortamın sağlanması ve buna ilişkin güven verilmesi, yeni mezunların işsiz kalmayacağı eğitim ve ekonomi politikalarının oluşturulması göçü büyük oranda önleyecektir. 'Doğduğun değil, doyduğun yer' demişler ya; ancak öncelikle doyurmak için gereken ortamı sağlamak gerekiyor…

***

Pazar Okuması

Bugün size bahsetmek istediğim kitap okuması, metin değil; grafik okuması aslında. Oscar, Hugo ve Alma-Priset gibi oldukça prestijli ödüllerin sahibi Shaun Tan'ın karakalem çizimleriyle oluşturduğu "Uzak" adlı grafik romanından bahsediyorum… Tan'ın babası 1960 yılında Malezya'dan Avustralya'ya göç edenler arasında. Romana esin kaynağı olan da bu hikaye. Göçmen bir babanın geride bıraktığı ailesi ile daha iyi bir gelecek hayali için yaptığı yolculuğu ve bu bilmediği topraklardaki uyum süreci anlatılıyor. "Yabancılaşma", "yalnızlık" ve "göçmenlik" ana temalar. Çizimler oldukça etkileyici, sonunu merak ettirecek kadar derin anlamlar taşıyor. Desen Yayınları tarafından okuyucuya sunulan bu kitapla, dünyada günden güne yayılmaya başlayan grafik roman türü ile tanışmak için iyi bir başlangıç yapabilirsiniz…

 

Yazarın Diğer Yazıları