Eski Google CEO'su bombayı patlattı: Yapay zeka nükleer silahlar kadar güçlü olacak

Eski Google CEO'su bombayı patlattı: Yapay zeka nükleer silahlar kadar güçlü olacak
Eski Google CEO'su Eric Schmidt, yapay zekanın nükleer silahlar kadar güçlü olduğunu iddia etti. İlerleyen zamanlarda bu yapay zekaların ülkeler arasında anlaşmazlık çıkaracağını belirtti.

Google''ın eski CEO''larından biri olan Eric Schmidt, ABD''nin Colorado eyaletinde düzenlenen Aspen Güvenlik Forumu''nda yaptığı bir konuşmada, devletler arasında yapay zeka alanında, geçmişte nükleer silahlarla ilgili anlaşmalara benzer anlaşmalar yapılabileceğini söyledi.

67 yaşındaki yazılım mühendisi, "1950''lerde ve 60''larda, nükleer silah testleriyle ilgili ''sürprize yer yok'' kuralıyla bir dünya kurmayı başardık ve testler de nihayetinde yasaklandı. Şimdi bir ülke test için füze fırlatmak istediğinde diğerlerine haber veriyor. Diğer ülkeler de füze savunma sistemlerini kullanarak test edilen füzeyi takip ediyor ve böylece sistemlerini buna göre eğitebiliyor. Bu ''sürprize yer yok'' kuralı, karşılıklı güven ya da güvensizlik dengesi meselesi" dedi.

Schmidt, gelecekte ABD ve Çin arasında yapay zeka konusunda karşılıklı caydırma anlaşmalarının yapma ihtimalinden bahsetti.

Mühendis, "ABD''nin Çin''i yozlaşmış komünistler olarak gördüğünü, Çin''in de ABD''nin başarısız olduğunu düşündüğünü" söyledi. Bu durumun ileride bir anlaşmazlığa neden olabileceğini ifade etti.

2001 ve 2011''de Google''ın CEO''luğunu yönetmiş olan Schmidt, bu anlaşmazlıkta her iki devletin birbirine karşı şüpheli ve güvensiz tutumunun artacağını ve karşılıklı olarak silahlandıklarını düşünebileceğini iddia etti.

Schmidt, nükleer silahlarla ilgili "sürprize yer bırakmayan" karşılıklı caydırıcılığın gelecekte yapay zeka için de oluşturulabileceğini savunarak, "Şu anda kimse bununla ilgili çalışmıyor fakat yapay zeka buna yol açacak kadar güçlü" söyleminde bulundu.

Soğuk Savaş döneminde ön plana çıkan "nükleer caydırıcılık", nükleer silahlara sahip bir devletin, sürpriz bir saldırıyla yok edilmemek için düşmanını caydırmaya çalıştığı askeri bir doktrinden oluşmaktaydı. Devletlerin büyük yıkımla sonuçlanabilecek saldırılar gerçekleştirilmemesi için karşılıklı farklı caydırma politikaları geliştirmesi, bu doktrinin temel amaçlarından biri haline geldi.

Nükleer caydırıcılık, ABD''nin II. Dünya Savaşı''nda 6 Ağustos 1945''te Hiroşima''ya, üç gün sonra da Nagasaki''ye atom bombası saldırısı düzenlemesiyle önem kazandı.

İlgili Haberler