Hayat pahalılığına çözüm bu mu?

Hayat pahalılığına çözüm bu mu?

Gıda fiyatlarındaki artışlar malum. Markete, pazara gitmeye korkar olduk. 2 poşet gıda ürününe dünya para ödüyoruz. Marketten çıkan, fişine bakıp kalıyor, doğru mu diye. Uzmanlar, bu kış gıda fiyatlarındaki artışın daha da fazla olacağı yönünde uyarıyor.

E, hâl bu olunca, ülkeyi bu hale getirenler de kendisini aklamak için suçlu arayışına girdi ve 5 adet zincir marketi hedef gösterdi.

Oysa…

İlk suçlu iktidar

Şunda hiç şüphe olmasın; gıda fiyatlarının artmasının başlıca sorumlusu iktidardır. Zira, fiyatların artması bir sonuçtur; iktidarın yanlış politikalarının bir sonucudur.

Pek tabii, söz konusu zincir marketler masum değil. Bu açıdan denetimlerin yapılması, her ne kadar Türkiye''de serbest piyasa ekonomisi uygulansa da başıboşluğun, fırsatçılığın önüne geçmek için gerekli.

Zira, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu bu yüzden var. 2015 tarihli 6585 Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanununda Nisan 2020''de yapılan değişikliğe ve Mayıs 2020 tarihli Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliğine göre, üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına karşı denetim yapmak veya Ticaret İl Müdürlükleri aracılığıyla yaptırmak, bunun sonucunda yaptıkları ihlallere göre 10.000 liradan 500.000 liraya kadar idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu''nun vazifesi.

Ancak gerçek sorumlu 5 market olabilir mi?

Evet, pandemiden kaynaklı olarak tüm dünyada üretimde yaşanan sıkıntılar, girdi maliyetlerine yansıdı, tedarikte sıkıntılar yaşandı ve sadece gıdada da değil, her türlü ürünün fiyatında artış yaşandı.

Ancak Türkiye''de,

Tarım politikasının ithalata bağlı hale getirilmesi,

Dış politikadaki başarısızlıklar,

Türk lirasının değer kaybetmesi,

Uzmanların gıda enflasyonunun artacağına dair yaptığı uyarıların dikkate alınmayışı,

Kuraklığa karşı yapılan desteklerdeki yetersizlik,

Öngörülemez ekonomi yönetimi,

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yarattığı güvensizlik ortamı gibi kötü yönetimden kaynaklı unsurlar da bir araya gelince gıda fiyatlarındaki artış dünya genelinin çok daha üzerinde oldu.

Fahiş fiyata çözüm olarak marketçilik

Tüm bunların üzerine, günden güne oy kaybeden ve devlet yönetimini yalnızca oya endekslemiş olan iktidar yine sorunun temelini çözmekten uzak, geçici bir çözüm buldu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından açılmış markette alışveriş yaptıktan sonra "fiyatlar gayet uygun" diyerek, 1000 kadar daha bu marketlerden açılacağını müjdeledi!

"Devlet onu yapar mı, devlet bunu yapar mı" diyerek onlarca kurum satılmışken, şimdi devlet, marketçilik yapacak ve Türk lirası bunca değer kaybetmişken, ekonomi hâlâ dışa bağımlıyken, döviz el yakıyorken, tedarik böylesine güçleşmişken; hükümet, hayat pahalılığının önüne bin tane ucuz (!) market açmakla geçecek ya da bu bin marketle, seçimlerin öncesinde -pek tabii yine oy uğruna- vatandaşın ağzına bir parmak bal çalmış olacak…

***

İzninizle…

Değerli okurlarım, 4 seneyi aşkın süredir, Salı ve Pazar günleri bu köşede yazılarımı hiç izin kullanmadan yazdım. Artık izninizle bir tatil yapacağım. İki hafta sonra yeniden görüşmek umuduyla, hoşça kalın.

Yazarın Diğer Yazıları