Hiçbir şey değişmedi
Haftayı bu haftanın cümlesiyle kapatalım istedim: “Hiçbir şey değişmedi.” 6 Şubat’ta, 7.6 ve 7.7 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremleri ikinci yılında yeniden andık.
53 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği, tahminen 150 milyara yakın hasarın oluştuğu, 10 şehri etkileyen depremin ardından iki yıl geçti, ancak hala konteynırlarda ve geçici barınma alanlarında yaşayan insanlar var. Hala altyapı yetersizliği var; depremin etkileri ve izleri duruyor.
Umudunu daha çok yitiren, acıları hala çok taze olan insanlar, kendilerine mikrofon uzatıldığında “iki yıl geçti ama hiçbir şey değişmedi” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, depremi anma konuşmasında “Başkası altından kalkamazdı” minvalinde bir ifade kullandı.
Gerçekten de her ülkenin etkileneceği büyük bir yıkım yaşandı.
Peki ama her ülkenin bu denli büyük yıkım yaşayacağı bir deprem mi yaşandı? Her ülke, depremde bu kadar yıkılır mıydı?
Ve biz bu depremin altından mı kalktık, yoksa altında mı kaldık?
Hatalardan ders almak değil
Deprem, sel, yangın veya diğer kriz yönetiminde başarılı olunamayan tüm felaketlerde, hatalardan ders alınmasından bahsediliyor.
Ancak hatalardan ders almak, şahsidir. Hatalardan ders almak, vicdani bir meseledir.
Oysa bir felaketin tekrarının yaşanmasını engellemek kimsenin vicdanına bırakılamaz. Zira bir kimsenin ıslah olması, iyi niyetli, vicdanlı olması, kişiseldir, subjektiftir ve değişkendir.
Dolayısıyla, kişiler için nizam içerisinde bir toplum, ceza ve uygulanacağından emin olunan yasalarla sağlanır.
Bunun için de emsal teşkil eden, caydırıcı cezalandırmalara ihtiyaç var.
Ancak bu yapılmadığı için, yalnız Hatay için değil, Türkiye’de kötü vaziyetteki hiçbir şey için değişim mümkün olmuyor.
Geç gelen adalet mi gelmeyecek adalet mi?
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yargı sistemini eleştiren sözleri nedeniyle jet hızında başlatılan soruşturmalarla karşı karşıya kaldı; oldukça süratle hazırlanan iddianameyle hakkında hapis cezası istendi.
On şehrin etkilendiği Kahramanmaraş depreminin üzerinden iki yıl geçtiği halde yıkılması tartışmalı bazı apartmanların yıkımından sorumlu tutulabilecek kişilerin haklarında hala iddianame hazırlanamadı.
Yargı kimine karşı hızlı, kime karşı kayıtsız.
Adalet kimine geç, kimine hiç gelmiyor.
Hal bu olunca, ne eğriler düzeliyor ne de eksikler giderilebiliyor.
Ege sallantıda, İstanbul tetikte, oteller denetimsiz, restoranlar ve gıdalar güvenilir değil; biz hala birilerinin vicdanlarının sızlayıp ders almalarını bekliyoruz.
Kurumlar, kurallar, yeterli şekilde çalışmayınca, bir şeylerin değişmesi, işte böyle, insanların vicdanına kalıyor.
Siber Güvenlik Yasası
Hukuk devletinden taviz vermek…
Kamu sağlığı ve güvenliğine gerçekten önem veriliyorsa…
Geçinemeyen de "geçiniyorum” mu diyecek?
Bazıları Susacak Bazıları Konuşacak Mı?
Sistemin eleştirilemezliği
Türkiye’nin en önemli sorunu ve RTÜK
Hiçbir şey değişmedi
Hukuk Güvenliğine Bir Tehdit Daha
Kim Konuşacak? Kim Denetleyecek?









