Birçok muhafazakar dindar kişi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türk Devrimlerini Latin Alfabesinin kabul edilmesi üzerinden eleştirip, batı hayranı ve hatta batı kopyacısı olmakla suçlar durur.
Oysa Mustafa Kemal Atatürk’ün öncelikli hedefi batıyı taklit etmek değil insanlarımızdaki derin ve yaygın cehaleti ortadan kaldırıp, memleketin kalkınmasını sağlamaktı.
Cehaletin ortadan kalkabilmesi için dünyada bulunmuş ya da geliştirilmiş yol ve yöntemleri araştırıp incelemiş faydalı gördüklerini almış memlekete getirmiş, kendi kültürümüze uyarlamış ve halkın kısa bir süre zarfında okuyup yazmayı öğrenmesi doğru düzgün hesap kitap yapabilmesi için gerekli olan bilgi seviyesine ulaşmasını sağlamıştır.
Eğer Mustafa Kemal Atatürk çözüm odaklı değil de batı hayranlığı ile hareket etse Hint Arap rakamlarını ve ondalık hesap sistemini değil batı tarafından geliştirilmiş Romen rakamlarını ve ona özgü hesap sistemini uygulamaya koyardı değil mi?
Bakın Roma Rakamları Harf tabanlı bir sistemdir (I = 1, V = 5, X = 10, L = 50, C = 100, D = 500, M = 1000) ve bu sistem konumsal değil, toplama ve çıkarma mantığına dayanır. Matematiksel işlemler hele hele kompleks matematiksel işlemler için hiç uygun değildir bunu bilen Mustafa Kemal bu sistemi alıp uygulamaya koymamış.
Arap alfabesi ve yazım sisteminin ilkellik ve yetersizliğini bilen Mustafa Kemal batı uygarlığına ait Latin harflerinden türetilmiş Türk Alfabesini ve Türk yazım sistemini uygulamaya koymaktan çekinmemiş ama diğer taraftan doğunun geliştirdiği batı uygarlığının bile doğudan aldığı Hint Arap rakamlarını ve hesap sistemini alıp uygulamaya koymaktan da çekinmemiştir değil mi?
Eeee hani Atatürk Batıcıydı doğudan ve Araplardan nefret ediyordu?
Eğer Atatürk Batıcı olsaydı niye Hint Arap rakamları ve hesap sistemini alsın ki?
Konuyu daha iyi açıklayabilmek için bu Hint Arap rakam ve hesap sisteminin gelişimi hakkında da biraz bilgi paylaşayım:
Hint Arap rakamları ve hesap sistemi
Pek farkında olmadığımız ama bugünkü uygarlığımızı etkileyen çok büyük bir buluş onluk sayı sistemidir. Rakamların sadece kendi değerine değil, bulundukları konuma göre anlam kazandığı bu yapı, modern matematiğin temelidir.
Belki de çocuk yaşta öğrendiğimiz için bizlere çok sıradan geliyor, ama gerçekte bu sistem, insanlık tarihinin en etkili ve devrimsel keşiflerinden biridir.
Peki, onluk aritmetiği tam olarak kim keşfetti?
Bu sorunun kesin bir yanıtı yok, ancak bazı isimler öne çıkıyor. Bunlardan birisi de Hintli matematikçi Aryabhata’dır. Aryabhata, 499 yılında yalnızca dört işlem değil, karekök ve küpkök hesaplamaları için de sistemler geliştirdi. Ayrıca pi sayısını 3.1416 olarak vererek, bu değeri dört basamak doğrulukla ifade eden ilk kişi oldu.
Arapların, Hint rakam sistemi ile bilinen ilk tanışmalarından biri M.S. 773 yılında Halife Mansur’a sunulan Hint astronomi kitapları ile olmuştur. İslamiyet’in yayılması ile birlikte artan Hint-Arap ilişkileri sonucunda da Hint rakamları Ortadoğu’da zaman içinde yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu esnada da akla gelen en önemli isim elbette M.S. 825 tarihlerinde Halife Memun’un izni ile, Hint matematiğini incelemek üzere Hindistan’a giden Harezmi gelmektedir.
El-Harizmi’nin en önemli eseri, el-Kitâb el-Muhtasar fî Hisâb el-Cebr ve’l-Mukâbele başlığını taşır. Bu başlık, “Tamamlama ve denkleştirme yoluyla hesap yapma üzerine kısa bir kitap” anlamına gelir. Burada geçen “cebr” kelimesi, eksik bir terimi gidermek için denklemde her iki tarafa aynı ifadeyi eklemeyi ifade eder. Avrupa dillerinde “cebir” anlamındaki algebra terimi buradan gelir.
Ayrıca Hint Hesabı Üzerine adlı eseri, ondalık sayı sistemini ve sıfır kavramını Arapça olarak sistemli biçimde açıklayan ilk çalışmalardan biridir. Bu kitap, Hint matematiğinin Arapça konuşan dünyaya geçişinde tam bir köprü görevi görmüştür.
Ondalık sayı sisteminin Avrupa’ya ilk olarak girişi ise 10. yüzyılda daha sonra Papa II. Silvester olarak kısa süre görev yapacak olan Gerbert D’Aurillac ile oldu fakat Gerbert D’Aurillac’in bu girişimi şeytani işler ile uğraşmak olarak yaftalandı.
1202 yılında, Leonardo da Pisa ya da diğer adıyla Fibonacci, Liber Abaci adlı kitabıyla Hint sayı ve hesap sistemini Avrupa’ya yeniden tanıttı. Ancak bu sistem muhafazakar dindar çevrelerce şeytani olarak damgalandığı için uzun süre yaygınlaşmadı.
Onluk sistem, 15. yüzyıldan itibaren bilim insanları arasında kullanılmaya başlandı. Kopernik, Galileo, Kepler ve Newton gibi isimler bu sistemi benimsedi. Ancak Avrupa’da ticaretin ve günlük hesapların bu yönteme tam anlamıyla geçmesi 1800’lü yılları bulmuştur.
Görüldüğü gibi Araplar bu sistemi Hintlilerden, Avrupalılar ise Araplardan almış eğer bir sistem işe yarıyor, çözüm üretiyorsa kökeninin neresi olduğu kimse tarafından önemsenmiyor alınıyor ve kullanılıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çözüm ve gelişme odaklı politikaları da bu yüzden batıdan Latin Harflerini doğrudan ise Hint Arap sayı ve hesap sistemini almaktan çekinmemiştir.