Hodri meydan siyasetinde ''referandum'' tehlikesi

Hodri meydan siyasetinde ''referandum'' tehlikesi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu''nun başörtüsüne yasal güvence getirme çağrısı üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadelerle referandum çağrısında bulundu:

"Haydi sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim. Öyle mi, parlamentoda bu iş çözülemiyorsa millete götürelim, kararı millet versin…"

Cumhurbaşkanına yakışmayan bu üslubu bir kenara bırakalım, ilgili konuda yasa yapma fikri ortaya atılmışken, bu hususu önce anayasa konusu yapma çağrısı ve ardından ilgili konuda henüz parlamentoda anayasa değişikliği tartışılmamışken demokrasinin kilit kurumlarından olan siyasi partileri devre dışı bırakma çabasıyla dile getirilen referandum söylemi üzerine söylenecek çok şey var…

Popülistler ve referandum ilgisi

Referandum, uluslararası anlaşma, kanun veya anayasa değişikliğinin seçmen tarafından oylanması usulü ve doğrudan demokrasi araçlarından biri.

Halkın görüşünü ortaya koyabilmesi açısından demokrasiyi pekiştiricidir ancak mevcut yönetimin fikirleriyle paralel bir referandum sonucu, yönetimin de meşruiyetini pekiştirmede rol oynayabilir.

Bu açıdan konuları "evet" veya "hayır" şeklinde cevabı olan bir soruya indirgeyerek basitleştiren referandum, en çok kim tarafından sevilir, derseniz; son dönemde yeni bir dalga ile yükselişe geçen popülistler tarafından ve demokrasi karşıtı baskıcı eğilimleri olan yönetimler tarafından, derim.

Genellikle kendisine sorulan konu hakkında pek fazla bilgi ve deneyimi olmayan seçmen, desteklediği partinin söylediği doğrultuda oy vermeye eğilimli olur, yani ulusal çıkarlar partizanlığın gölgesinde kalır ve bu da seçmenin manipüle edilme riskini beraberinde getirir.

Seçmenin yeterince bilgilendirilmediği, siyasi manipülasyona açık olan ve aslında kapsamlı tartışma gerektiren konularda, bireyleri seçimde bulunmaya zorlamak, mevcut sorunları çözmek şöyle dursun, yeni sorunlara yol açar.

Baskıcı ve serbest bir tartışma ortamının bulunmadığı yerde demokrasi araçları, yönetimin sertleşmesinin aracı haline dönüşür.

Pek tabii, demokrasi taraftarı herkes halk iradesinin ortaya konulmasını destekler ancak hangi şartlarda bu iradenin ortaya konulmasının önünün açıldığına, hangi amaçla halka başvurulduğuna da dikkat etmek gerekiyor.

Bu açıdan, referandum söz konusu olduğunda öncelikle şu soru cevap bekliyor: Ulusal çıkarlar açısından en iyiyi bulmak mı, yoksa mevcut iktidarın meşruiyetini pekiştirmek için mi referandum çağrısı yapılıyor?

"Hodri meydan" zihniyetini bırakın

Burada, her ihtimale karşı, muhalefeti de uyarmakta yarar var. "Hodri meydan", "cesaretin varsa" gibi ifadelerle yapılan meydan okumalara karşı akil bir duruş sergilemek ve temkini elden bırakmamak gerekiyor. Zira, muhalefet, kamu gücünü elinde tutan iktidarla yarıştığını aklından çıkarırsa, ortaya çıkan telafisi güç kayıplar hepimizin hayatını etkiler.

Referandum bir günlük bir faaliyet olsa da sonuçları uzun yıllar etkili olabiliyor.

Yapılan son referandumun Türkiye''nin ekonomi ve hukuk başta olmak üzere, pek çok alanda geriye gidişine kapı aralayan rejim değişikliğine neden olduğunu, bu rejimin etkilerinin bugün bizi 2018''de yarım kilo kıyma aldığımız fiyata bir kilo domates alamaz hale getirdiğini kimse unutmasın.

Popülist yönetim anlayışıyla halkı etkilemek için yapılan hamaset, temel hak ve hürriyetlerimiz için yıkıcı etkileri olacak siyasal değişimlere kapı açabilir. Aman dikkat!

Yazarın Diğer Yazıları