İktidara yakın bir gazetede Merkez bankasının faiz kararının 7,5 puanın üzerinde indirim olacağı yazıldı; hiçbir veri, kaynak sunmadan yapılan bu habere karşılık, Merkez Bankası beklenildiği gibi 2,5 puanlık faiz indirimi yaptı.
Peki söz konusu gazete, bu haberi nedeniyle bir yaptırımla karşılaştı mı? Hayır.
Oysa olağan görülebilecek yanılma payının çok daha üzerindeki bu haber, manipülatif etkisi nedeniyle soruşturulmaya değer bir haberdi.
Ancak verilerle, rakamlarla konuşup, bu verilere dayanarak “ekonomi kötü” diyen, sisteme eleştirel bir yorum getiren TÜSİAD başkanları hakkında 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İşte son zamanların olağanı olan soruşturmaların yarattığı huzursuzluk, güvensizliğin öncelikli sebebi bu tutarsız siyasi yaklaşımlar.
Arkasını önünü düşünmeyecek kadar…
Ticaret Bakanlığı da İBB’nin Kent Lokantası’na giderek yemeklerle ilgili video çeken Vedat Milor hakkında örtülü reklam soruşturması başlattı.
Son derece başarısız bir siyasi hamle olduğu ve esas olarak kent lokantalarının reklamını yapmaya yaradığı çokça tartışıldı.
Gerçekten de halkın erişeceği bilginin adeta seçildiği dönemde açılan bu soruşturma, şüphesiz ki siyaseten önemli bir hata.
Birileri kraldan çok kralcı olmanın dozunu mu kaçırdı ya da artık arkasını önünü iyice hesaplamadan agresif siyasi hamleler mi yapılıyor bilemiyorum ancak bir hukukçu olarak, hukuki bir sürecin siyasi olarak yorumlanması ve siyasi çerçevede tartışılmak zorunda kalmasını çok üzücü buluyorum.
Son dönemde başlatılan pek çok soruşturmanın hukuki değerlendirmelerle açıklanamaması veya bu çerçevedeki açıklamaların tatmin edici olmaması, siyasi yorumlarla anlam kazanması, hukukun geldiği hal ve geleceği hakkında kara kara düşündürüyor.
Hangi soruşturma ve kovuşturmalar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Bazı hukuk uygulamaları, kimi soruşturma ve kovuşturmalar eksik veya sorun içerebilir” diyerek eksiklikleri ve sorunları kabullendiği yazısında, “Türkiye’de hukuk devleti taviz verilemez bir anayasal esastır” da demişti.
Ancak bahsettiği eksik ve sorunlu soruşturmalar da hukuk devletinden verilen tavizin bir sonucudur.
Bugün, Türkiye’nin çözmek için çabaladığı her sorunun ardında da taviz verilen bir hukuk ilkesi bulunmaktadır. Gerçek bir çözüm arayışı, gerçek bir çaba ancak hukuk devleti ilkesini gerçekçi bir yaklaşımla sahiplenmekle mümkün olacaktır.
