İlk altısı neyi düzeltti ki?

İlk altısı neyi düzeltti ki?

Dün bu yazıyı hazırladığım saatlerde, 7. Yargı Paketinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından kabine toplantısı sırasında açıklanması bekleniyordu. Bu açıklamanın ardından ise, paketin Meclis''e gönderilmesi bekleniyor.

Elbette artık alıştığımız şekliyle "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" adıyla… Meclis''in internet sitesinden bakarsanız, yeni kanunların çoğunun bu şekilde olduğunu görüyorsunuz. Farklı "bazı kanunlarda" aynı anda değişiklikler yapılıyor ve bir şeylerin düzeltilmeye çalışıldığı iddia ediliyor. Oysa, yanlış yoldan doğru yere ulaşmamız mümkün değil.

Pakette neler var tek tek burada değerlendirmeyeceğim. Zira, 7. Yargı Paketi adı verilen bu düzenlemenin yargı sistemindeki temel sorunları düzeltmeyeceğini biliyorum. Nitekim bundan önceki altı paketin ardından da görüyoruz ki, bugün yargı sistemimiz adaleti sağlama ve güven vermede oldukça eksik ve sorunlu.

Ne olabilirdi?

Dünkü toplantıda, yürütme erkinin bir tarafı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ''ın bundan böyle Hâkimler ve Savcılar Kurulu''na başkanlık etmeyeceğini açıklaması, gerçekten ikna edici olabilirdi, yargının sorunlarının samimiyetle düzeltilmek istenildiğine dair.

Elbet bu beklentilerden oldukça uzağız artık.

Ancak en azından önceki reformlarda vadedilenler gerçekleştirilseydi, belki bu reformda da beklentimiz olurdu.

Hatırlarsanız, 30 Mayıs 2019''da Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yargı Reformu Strateji Belgesi"ni sunarken "Hâkim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz" demiş; "mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor" diye de sisteme eleştiri getirmişti.

Dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de "hâkim bir karar verdi diye İstanbul''dan alıp Kars''a göndermeyeceksiniz" diyerek tanımlamıştı, coğrafi teminatı.

Peki sonra ne oldu?

İmamoğlu davasına bakan hâkim Samsun''a atandı.

Anlaşılan, Bakan Gül''ün coğrafi teminat tanımı, verdiği örnekle sınırlıydı. Hâkimler, İstanbul''dan Kars''a atanamıyor ama Samsun''a ve diğer illere atanabiliyor.

Bağımsızlık yoksa…

Bu açıdan, 7. Yargı Paketi de göstermelik ve faydasız siyasi bir hamle.

Yargı bağımsız olmadıkça, tarafsız kalamadıkça sistemin düzelmesinin mümkünatı yok.

Türkiye''de yargı, siyasi iktidarın demokratik hesap verilebilirliği sağlayan araçları baltalamasıyla, hatta bu araçları kendi çıkarlarına maşa etmesiyle çökmüştür.

Yargı sisteminin düzelmesi ve değişmesi için öncelikle sistemi baltalayanların değişmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları