İstanbul’da kayyıma açılan yol!
Siyasî depremler, yer sarsıntıları peş peşe... Yer sarsıntılarından sonra, İstanbul’da hükûmet edenler Cumhurbaşkanı’nın riyasetinde toplanıyor. Depremler yüzünden alınacak tedbirler görüşülüyor. Asıl İstanbul’dan mesul İstanbul Büyükşehir yönetiminden kimse bu toplantıda yok...
Belediye bir tarafa bırakılrsa, hükûmet halka ne kadar yardımcı olabilir?
Madem hükûmetle uyum gerek, bence artık İBB’ye kayyım getirilmeli. Mevcut seçilmiş belediye başkanı mahpus. Denge kurulabilmesi için hükûmetle belediyenin mutlak uyuşması lâzım. Herkesin üzerindeki vazife ne ise yapmalı. Ama İstanbul’da bir türlü uyuşulamıyor. Hükûmet kanadı, hiçbir surette “seçilmiş” başkanın kendileriyle yakınlaşmasını istemiyor. Şimdi hapisteki İBB Başkanı, Geçmişte, Recep T. Erdoğan’la görüşmek istediğini defalarca açıkladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı gerekirse görüşüyor, ama İstanbul’un belediye başkanı görüşemiyor.
Halk kimi muhatap alacağını bilmeli. Belediye, hükûmet desteği olmadan halka ne kadar yardım sağlayabilir?
İstanbul’da kaç senedir, Cumhurbaşkanı imzalamadığı için Sefaköy – Beylikdüzü metro hattının yapılmasına başlanılamadı. Bunu da panolara afişler asarak halka duyurdu. Belediye yönetiminin tutuklanmasında belki bu tavırların da etkisi var.
Bir de İstanbul Kanalı projesine karşı sert açıklamalar yapılıyor. Olacak şey mi?! Kanala engel çıkaran İSKİ’nin yönetimi de karakola toplandı.
***
Her şerde bir hayır vardır, derler. Kur’ân-ı Kerim’de “şer” de “hayır” da çok açık:
“Size zor geldiği hâlde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu hâlde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu hâlde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216).
Kur’ân-ı Kerîm yolunda yürüyenler bu ayet-i kerîmeyi bilirler!
Deprem bir şer... Halk hizmet bekliyor. Hükûmettten kopuk bir belediye ne kadar hizmet verebilir?!
Herkesin “cumhurbaşkanı”, depremde alınacak tedbirleri görüşmek için İstanbul’da toplantı yapıyor ve toplantıda asıl olmaları gereken İBB yetkililerini çağırmıyorsa, “deprem” şerrini “hayır”a çevirmek için hamleler yapmak gerektiğini akla getirmiştir. Bunun başka izahı olabilir mi?
İşte İSKİ’deki gözaltılar... “Saraçhane”ye giden yolların taşlarının döşendiğini çok açık gösteriyor.
Bir tarafta da “halk” var. 31 Mart 2024’te yapılan mahallî seçimlerinde yurt sathında CHP yüzde 37.8 oyla birinci. Ak Parti Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün çabalarına rağmen yüzde 35.5’te kaldı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yürek sızısı İstanbul.
CHP, önceki tartışmalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden de daha fazla oy aldı. 1 milyon oydan bahsediyoruz.
CHP, İstanbul’da büyük şehir başkanlığı yanında 39 ilçenin 26’sını da aldı. Önceki seçimde sadece 14 belediye CHP’de idi ve İBB Meclisi’nde çokluk Ak Parti’nindi. Son seçimde ise çokluk CHP’ye geçti.
CHP, İstanbul’da, Ak Parti’ye karşı yüzde 11 oy farkıyla seçimi kazandı. Ankara’da fark çok daha büyük. Daha önce kendisinin yüzde 25’le kazanarak belediye başkanlığı yaptığı, Ankara başşehir olduğu hâlde yarı haftasını geçirdiği İstanbul’da böyle açık fark belli ki Recep Tayyip Erdoğan’ı huzursuz ediyor. İster nostaljiden, ister siyasî ihtirastan o vaziyette onu da anlamamız gerek!
TRT Haber’i bu sıra özellikle seyrediyorum. Gazetecinin işi ilk önce farklı yayınları seyretmektir. TRT Haber’in hemen bütün ilk haberi, İBB ve yolsuzluklar üzerine... Dün meselâ; İBB Başkanı da dâhil birçok kişinin otele girişi verildiği gibi, korumaların görüntüleri kesmek için kameraları bantladığı yayını da verildi ve taşınan valizler gösterildi. Para dolu olduğu ima edildi.
Sonra CHP’nin il başkanı yok öyle para filan, dedi. İçinde Başka şeyler olduğunu söyledi. TRT Haber “tarafsız” haber sunduğunu göstermek için olacak, CHP İl Başkan’ının açıklamasından da kısa bir kesit verdi. Ben de TRT gibi “tarafsız” bir gözle “iki taraflı” açıklamayı vermiş olayım!
***
TRT’nin birinci haberi Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen her gün yaptığı açıklamalar, görüşmelerse, ikinci haberi bu sıra mutlaka İstanbul Büyükşehir’de olup bitenler, gözaltılar, ithamlar falan...
Efkâr-ı umumiye ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor, ama anlayamıyor.
Deprem bir tarafa, yine gözaltılar peş peşe geliyor.
Bugün yarın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyım getirilir mi dersin?
Öcalan, Diyarbakır’da MHP’nin mitingine katılır mı?!
‘Moskof’la İttifak’
Beyazıt Meydanı’nda neler olmuştu?
Dr. Devlet Bahçeli: ‘Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?’
Öldüre öldüre kadınları bitirecekler!
‘Soykırım’ diye diye nereye varabiliriz?
Bir ‘Ermeni’nin gönderdiği not
‘Özgürlük Felsefesi ve Din Devrimi’
İtalya-Öcalan bağlantısı nasıldı?
İtalya’da ne olmuştu?









