İyi dirlik, bol harçlıkla oluyormuş!..

Efendim… güzel şeyler yazmak istiyorum.

Yazarken ben mutlu olayım, okurken de okur mutlu olsun.

*

Oysa eskiden ne güzel aşk yazıları yazardım…

Harcıalem dediğim hayata dair yazılar…

Yok yok, biliyorum daha yakın zamana kadar güldüren, düşündüren yazılar dahi yazardım ya, hem gülmeyi hem de düşünmeyi unuttuğum için olsa gerek, artık yazamıyorum.

*

“İlişkiler iyi olsun bari” diyorum ya, “İyi dirlik bol harçlıkla oluyor” deniliyor, bol harçlık bende de olmayınca ilişkilerim de iyi olamıyor.

*

Dostluktan…

İnsanların birbirlerini sevmesinden…

Kardeşlikten…

Sahiplenmeden…

Yardımlaşmadan söz ediliyor da bir türlü ittifaklar birbirlerine çamur atmayı bir tarafa bırakıp, “Söz konusu memleketse, gerisi teferruat” deyip, birbirleriyle karşılıklı hasbihâl olamıyorlar.

Hep kuyruklar dik tutuluyor.

*

Ve bugün, sahiden de söz konusu memleket!.. Ancak şu ekonomiye bir çözüm bulunamadı gitti.

Tamam kendileri ekonomist…

Kabul…

Ama tek başına ne yapılabilir ki!..

Bir kişi -her ne kadar biliyormuş gözükse de- her şeyi bilemez ki!..

Her gün yeni gelişmeler yaşanıyor…

Siz bir şeyi bilirken, bir başkası, başka bir şeyi bildiğinden, düşünceleri paylaşmak lâzım.

Ama yok… bizde her şey üstü kapalı olmalı.

Neyse o da ayrı bir yazı konusu ya!..

*

Peki, paylaşım oluyor mu?

Olmuyor.

Varsa yoksa itelemek…

Ötelemek…

Meydan okumak…

Küçümsemek…

Aşağılamak… da… nereye kadar?

*

Ha bütün bunlar tek taraflı değil elbet, iki taraf da öyle…

Sonuçta olan memlekete oluyor.

Vatandaş bulamadığı umudun peşinden koşmaktan perişan olup gidiyor ya, bundan rahatsız olmaları gerekenlerin umuru bile değil.

*

Şu ana kadar tükenmeyen ne kaldı?

Sağlık…

Eğitim…

Ekonomi…

Çiftçi…

Köylü…

Kültür-sanat…

İlişkiler… komşuluk, elde avuçta ne varsa tükendi.

“Şu tükenmedi” diyebileceğim tek bir kalem yok niyeyse!

*

Hadi gelin de bu ortamda nasıl güzel şeyler yazalım…

Hayat pahalılığının ucu bucağı yok…

Biz emeklilerle resmen dalga geçiliyor.

Bir de ‘2024 emekliler yılı’ icat edildi, nereden akla gelmişse böyle bir yıl icat etmek!

*

Gönül almak mı?

Devletin gönül alması öyle olmaz ki?

Emeklileri yoksulluk sınırından da açlık sınırından da kurtarmış olmalı ki emeklilerin yılı olsun.

*

Neyse… neyse!..

Hepimiz mutlu ve mesuduz sayelerinde!..

Hangisinde, hangisi daha ucuz diye market market dolaşarak spor da yapıyoruz.

Bakın, mutlu mesut spor yapıyor emekli…

“Allah sizi başımızdan eksik etmesin!” derken, nedense “Âmin” diyemiyorum işte!..

Yazarın Diğer Yazıları