Kader çizmek

Kader çizmek

Her seçimde kullanılan oy, aslında millete bir kader çizmektir. Nasıl bir Türkiye istediğimizi oylarımızla gösteririz.

Bugün yerel seçimler yapılacak, yerel yöneticileri seçeceğiz. Hem ülkenin hem de yerel yönetimlerin hangi politikalar ve hangi kadrolarla yönetileceğine karar vereceğiz.

Ülkeyi 22 yıldır Erdoğan yönetiyor. Önce Kemal Derviş'in ekonomi politikaları uygulandı, kısmi bir rahatlama sağlandı. Sonra Erdoğan güçlendikçe demokrasi ve hukuk sağından solundan tırtıklanmaya başlandı. Bir kişinin ihtirasları, bir milletin çıkarlarının önüne geçti. Gittikçe akıl devre dışı bırakıldı. Netice olarak her yönden iflas etmiş bir ülke haline geldik. İnsanlar günlük ihtiyaçlarını temin etmekte zorlanıyor, emekli perişan, 70-75 yaşında ayakta durmakta zorlanan insanlar -yaşayabilmek için- ek iş arıyor. Tek adam ve bu düzenden nemalananlar dışında kimse hayatından memnun değil.

Bu siyasete, bu kibir ve talan düzenine mecbur değiliz. Kaderimizi değiştirecek, ülkeyi bu sarmaldan kurtaracak imkâna sahibiz. Yeter ki oylarımızı, tercihlerimizi doğru yapalım. Erdoğan'ın ekonomi bilmediği akla ziyan, -faiz sebep enflasyon netice- politikasıyla ortaya çıktı. Dinimizi de bilmiyor ve bilmiyorlar. Sadece şahsi emellerini gerçekleştirmek için -kullanmayı- biliyorlar. Biraz dine saygılı olsalardı Türkiye bir rüşvet ve yolsuzluk ülkesine dönmezdi. Yargı bu kadar siyasallaşmaz, mahkemeler adalet dağıtan kurumlar olmaktan çıkmazdı. Din adalettir, ahlaktır, kul hakkı gözetmektir, millî menfaatleri her şeyin üstünde tutmaktır. AKP bunların hepsini yerle bir etti.

Bütün bunları değiştirmek elimizde. Demokrasi ve hukukta gerileme, ekonomide bozulma olarak döner. Adalet avdet etmedikçe bu çürümeden kurtulmak mümkün değil. Bugün sandıkta buna karar vereceğiz, ya tek adamın keyfi düzeni, ya da demokrasi ve hukuk düzeni diyeceğiz.

Çaresiz değiliz

Evet değiliz, bir şeyi değiştirmek veya düzeltmek elimizdeyse çaresiz değiliz. Türkiye Cumhur İttifakı’na mecbur değil. Farklı politikaları savunan, yeni kadrolarla milletin önüne çıkan, bünyesinde son derece kıymetli, vatansever kadrolara yer veren partiler var. Milliyetçilik lafla olmaz, şimdi yüreği milleti için atan, çirkinliklere bulaşmamış, iktidarın sofrasında meze olmayı reddetmiş kadrolara sahip çıkma zamanı.

Milliyetçilik ve ülke, milliyetçiliği ayaklar altına alanlara kapıkulu olmayı kabul edenlere teslim edilemez. Bu akşam sonuçlar gelmeye başladığında, muhtemelen genel seçimlerde Kılıçdaroğlu yerine iki belediye başkanından birinin aday gösterilmesi halinde CB seçiminin kazanılacağını görecek, eyvahlar edeceğiz. Ama siyasette zamanında doğru karar vermezseniz gideni geri getirme imkânı yoktur. Öngörümü söyleyeyim, bu seçimi muhalefet kazanacak ve genel seçimlerde kaybolan umutlar yeniden dirilecek. Bunun anlamı bir dahaki genel seçimde her şeyin güzel olacağıdır.

Yazarın Diğer Yazıları