Kamu sağlığı ve güvenliğine gerçekten önem veriliyorsa…
İstanbul Valiliği’nin Ağustos 2023’te genelgeyle, park, plaj, mesire gibi alanlarda alkol tüketimine getirdiği yasak, Avukat Ümit Erdem’in başlattığı hukuki sürecin ardından İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi tarafından verilen karar ile kaldırıldı.
Yasağın gerekçesi, çevrenin rahatsız edilmemesi, olumsuz görüntülerin oluşmaması olarak açıklansa da bu açıklanan gerekçe siyasi iktidarın genel politikaları nedeniyle inandırıcı olmamış, hayli tepki almıştı.
Ancak yasağın içeriği kadar getiriliş yöntemi de önemliydi ki, mahkemenin her iki hususa da dikkat çekerek iptal kararı vermesi, bu açıdan oldukça önemli.
Hatırlarsanız, Covid-19 döneminde uygulanan sokağa çıkma yasaklarında da usule aykırılıktan sıklıkla söz etmiş ve usulün önemini vurgulamıştık. Nitekim sonunda dediğimiz olmuş, o dönemde verilen cezaların hukuksuzluğu Anayasa Mahkemesi tarafından da tespit edilmiş ve cezalar iptal edilmişti.
İdarenin kanuniliğine vurgu
Söz konusu açık alanda alkol tüketme yasağı daha önce Ankara, Kastamonu gibi illerde de uygulanmaya çalışıldığı için, yasağı iptal eden karar, vurguladığı hukuki değerler açısından oldukça önemli.
Öncelikle, idarenin bir yasak getirebilmesi ya da bir yasağı kaldırabilmesi ancak bu hususta yetki sahibi olmasıyla mümkün olabilir.
Bahse konu yasağı iptal eden kararı veren BİM de bu kuralı yani idarenin kanuniliği ilkesini ve de Anayasanın 13. maddesi gereği temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlanabileceğini hatırlatıyor.
Dolayısıyla, karar ilk olarak bu açıdan önemli.
İkincisi ise, devleti yönetenlerin siyasi saiklerini ardına gizledikleri ve ileri sundukları gerekçelerine dair. Bu açıdan, Kabahatler Kanunu’ndaki yasağın sarhoşlukla ilgili olduğuna dikkat çekiliyor.
“Alkol tüketilmesinin sarhoşluk düzeyinde başkalarının huzur ve sükununu bozacak düzeye gelmesi halinde 5326 sayılı Kanun'un 35. maddesinde ilgili yaptırımlara yer verilmiştir. Dolayısıyla alkol tüketilmesi kamu düzeni ve güvenliğini bozacak düzeyde bulunması halinde idarece gerekli tedbirler alınabilecektir. Davaya konu işlemde ise bu yönde bir ayırım yapılmaksızın salt alkol tüketimi yasaklanmaktadır” denilen kararda, kamuda huzur ve güvenliğin sağlanması için gereken tedbirlerin vali tarafından alınabileceği, ancak salt alkol tüketilmesinin kamu düzeni ve güvenliği bozduğundan söz edilemeyeceğinden bahsediliyor.
Nitekim, zaten alkolden bağımsız olarak, çevreyi rahatsız eden, kamu düzenini bozan davranışlara karşı hukuki tedbirler alınabilir.
Mahkemenin verdiği karar idarenin keyfiyetini engellemesi, bu açıdan kanuni idare ilkesine vurgu yapması açısından önemli. Çünkü diğer hürriyetlerimizin de güvencesi, burada vurgulanan kanunilikte.
Sahte içki ölümleri
Alkol yasağından bahsederken, devam eden ve endişe veren sahte içki nedenli ölümlere de değinmeden olmaz.
Ankara’da 63, İstanbul’da 79 kişinin canını alan sahte içki konusu yok sayılamaz.
Ciddi bir suç ve büyük bir sorun olduğunu gösterecek kadar fazla tehlike söz konusu.
Bu açıdan yüksek vergilerin sebep olduğu sahte içkiye bilinçli yönelimin yanısıra, bir de denetimlerin arttırılmasını gerektiren önemli bir sorun var.
Devleti yönetenler, kamu sağlığını ve güvenliğini gerçekten önemsiyorlarsa, esas olarak, sahte içki meselesini acil olarak çözmeliler.
Erken seçim istemi üzerine
Koruma tedbirleriyle cezalandırma
Erken seçim: İmamoğlu için mi Erdoğan için mi?
Savunma Makamının Gücü
Merdivene çıkma cesareti
RTÜK Cezaları ve Adil Yaklaşım Beklentisi…
Adaletsizliğe gösterilen tepki
Hepsine eksi yazdı: Demokrasi, Ekonomi Hak ve Özgürlükler
Diploma iptal edilecek mi?
Sırbistan’da Tarihi Protesto









