Kasım Süleymani suikastı sonrasında Orta Doğu'yu neler bekliyor?

Kasım Süleymani suikastı sonrasında Orta Doğu'yu neler bekliyor?
ABD, İran'ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney'in "oğlum" dediği, İran Ordusu'nun yaşayan en güçlü isimlerinden biri olarak kabul edilen ve "İran'ın kılıcı" diye anılan General Kasım Süleymani'yi öldürdü. Peki bundan sonra ne olacak?

Fatih ERGİN / YENİÇAĞ

İran Devrim Muhafızları'nın en etkili askeri kolu olan Kudüs Gücü'nün başındaki General Kasım Süleymani suikastı, gerek ABD-İran çekişmesi gerekse de Ortadoğu tarihinin bugüne kadar ki en kritik gelişmelerinden biri olarak yorumlanıyor.

İran-Irak savaşına da katılan Süleymani'nin ABD tarafından gerçekleştirilen bir suikast sonucu öldürülmesi, bölgede etkisi yıllar sürecek yeni süreçleri tetikleyebilir. 

IRAK'TAKİ OLAYLARDAN SÜLEYMANİ SORUMLU TUTULMUŞTU

Dikkat edilirse, geçtiğimiz günlerde, ABD'nin Haşdi Şabi üslerine saldırısı sonrası, Bağdat Büyükelçiliği'ni basanlar duvara 'Kasım Süleymani liderimiz' yazdıktan birkaç gün sonra Kudüs Gücü Komutanı Süleymani'ye suikast düzenlendi.

Süleymani sadece Irak'ta değil, Suriye ve Lübnan'da da, İran politikalarının beyni olan bir isimdi.

Son 20-25 yılda Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerde etkili olan ve İran için sembolik bir değeri de bulunan Süleymani'nin yerinin doldurulması kolay değil.

Dahası, ABD bu suikast ile İran'ın en değer verdiği isimlerden birini katlederek, İran'a adeta savaş ilan etti. 

İRAN NE YAPABİLİR?

Süleymani sukiastı sonrası gerilimin boyutunun ne olacağını ya da bu olayın bir savaşa neden olup olmayacağını İran'ın göstereceği tepkinin ölçüsü belirleyecek.

Saldırının ardından İran Devleti'nin en üst düzey makamlarından yapılan açıklamalarda 'intikam' vurgusu öne çıktı. Bu saldırıyı görmemezlikten gelmeyeceğini gösteren İran, ABD'ye gereken cevabı vermek için, tüm gücünü ve fırsatları değerlendirecektir. Ancak İran, açıktan bir sıcak çatışmaya girmesi beklenemez. 

Bölgede Rusya ile işbirliğini daha da yoğunlaştırarak, gerilla tipi saldırı yöntemleri belirleyen örgütleri kullanabilir. Özellikle ABD etkisi altındaki ülkelerin yönetimlerini zor durumda bırakacak hamleler yapabilir.

ABD ile İran arasındaki bilek güreşinin arenası olan Irak merkezli olmak üzere Orta Doğu itidalli gerginlikten doğrudan çatışmaya hatta savaşa doğru gidilen bir sürece ilerliyor.   

İRAN EKONOMİSİ HER ŞEYE GEBE

ABD-İran gerginliği son dönemde yapılan açıklamalarla kontrol altına alınmış gibi gözükse de İran'a yapılan ambargolar dikkat çekiyordu. Özellikle İran'da hayat pahalılığı ve enflasyon, İran halkına zor günler yaşatıyor.

Irak'ta ABD karşıtlığı ve Büyükelçilik olaylarıyla başlayan süreç ise İran-ABD gerilimi bir anda farklı bir noktaya taşıdı.

Aslında ABD yeni bir yöntem kullandı. Ekonomik ambargo ve diplomatik sıkıştırma yerine doğrudan, IŞİD ve El-Kaide örneklerinde olduğu gibi nokta operasyon gerçekleştirdi.

Ancak ABD'nin bu eylemi üst düzey bir devlet yöneticisine ilk kez yöneliyordu.

Dolasıyla İran'ın El Kaide ve IŞİD ile bir tutulamayacağı açık.

Bundan sonraki süreçte İran'ın ekonomik anlamda daha da köşeye sıkıştırılmak isteneceği mutlak. Ancak unutulmaması gereken konu İran'ın tüm baskı ve ambargolara rağmen güçlü bir devlet geleneğinin olması.

Bölgede Rusya ve Esad ile birlikte hareket eden İran, bu noktada çok yeni hamleler yapabilir.

TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK

Türkiye'nin süreçten olumsuz etkileneceği çok açık bir şekilde ortaya çıkmış gözüküyor.

Suikast sonrası TL, Dolar karşısında hızla değer kaybetmeye başlarken, petrol fiyatlarının sanayi ve otomotiv sektörüne yeni zamlarla dönmesi muhtemel bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Özellikle Suriye, Irak ve İran bölgelerinde yeni örgütlenmeler, yeni intihar saldırıları ve hiç beklenmeyen suikastlerle karşılaşmamız mümkün.