İkinci tur açısından muhalefet seçmeni, uğradığı hayal kırıklığının etkisiyle umudunu büyük oranda yitirdi.

Bu sebeple, muhalefetin, seçmeninin umudunu mümkün olduğunca koruması, ikinci tura katılımın ilk turdakinden az olmaması için oldukça mühim. Bunu anlıyorum.

Bu açıdan "ekonomi böyle kötüyken nasıl bu kadar oy alabildiler" sorusuna cevap arama çabasını da anlıyorum.

Ancak sosyal medyada dolaşan bazı komplo teorilerini gülünç buluyorum.

Komplo teorilerini bırakın

Öyle şeyler yazılıyor, öyle insanlar tarafından savunuluyor ki -sosyal medya kullanmıyorsanız- duysanız şaşırırsınız. İki ana rakip siyasetçi arasında anlaşma yapıldığını dahi söyleyen var. Gerçekten gülünç iddialar bunlar.

Diğer açıdan, daha yaygın olan sandık güvenliğinin sağlanamadığı iddiaları, muhalefete de duyulan güvenin azalmasına ve demokrasi inancının zayıflamasına yol açarak sandığa giden seçmen sayısında azalmaya mahal verebilir.

Partilerin içinde görevini layıkıyla yerine getirmeyen kimselerle elbette hesaplaşılsın.

Seçimlerin ikinci turunu gerçekleştirdikten sonra, bu ikinci turun sonucu her ne olursa olsun, muhalefet partilerinin de seçimlerde nerede ne yanlış yaptıklarını, kimin hatalı olduğunu düşünmeleri muhakkak ki gerekiyor.

Liderlerden sahada görev alan kimselere kadar herkes, hatalarıyla hesaplaşmalı.

Ama şimdi, muhalefet siyasetçileri, ikinci tur için seçim çalışmalarına odaklanmalı; seçmen de ne istediğini veyahut neyi istemediğini ortaya koymak adına uzun bir süre için son şansı olan bu seçimleri en az ilk tur kadar takipte olmalı, oyunu vermeli ve verdiği oya da sahip çıkmalı.

Nitekim, iktidar da 10 ay sonraki yerel seçimde, son seçimde kaybettiği illeri geri almak adına oylarındaki düşüşle hesaplaşacak, açığı gidermek için çalışacaktır. Muhalefet için de öncelikle hataları kabul etmek en doğrusudur.

Gerçeklere odaklanın

Evet, muhalefetin bu seçimleri lehine çevirme ihtimali zor. Ancak zor olması pes etmeyi gerektirmiyor.

Milletin iradesini ortaya koyabildiği tek imkân yasal düzenlemeye göre 5 yılda bir karşılaştığı seçim sandığı ise eğer, o iradeyi ortaya koyacağı bu tek şansı da sonuna kadar değerlendirmeli.

O yüzden, küsen, kızan, bıkan veya tatil planı yapan, bu sebeple oy vermeye gitmeyecek olan seçmenlerin tekrar düşünmelerini ve imkânlarını zorlamalarını tavsiye ederim.

Memnuniyetsizliğinizi ortaya koyacağınız başka bir imkân -çok düşük olan erken seçim ihtimali dışında- beş yıl boyunca mümkün olmayacak.

Sosyal medyada, geride olan adayın ikinci turda seçimleri kazandığı Karadağ seçimleri sıklıkla örnek gösteriliyor. Evet koşullar ve oy oranları çok farklı ancak yine de Karadağ'da, Slovenya'da, Şili'de, Ekvador'da, Uruguay'da, Avusturya'da, Kuzey Kıbrıs'ta ikinci tur seçimlerinde, ilk turda birinci olan adayın dışındaki adayların siyasi güçlerini birleştirmesiyle, ilk turun ikincisi olana adayın galibiyet elde etmesi mümkün olabilmiştir.

Düz matematik yaptığımızda toplam seçmen sayısı üzerinden bakarsak; toplam seçmenin yüzde 42'si Erdoğan'dan yana oy kullanmıştır.

Bunun mefhumu muhalifinden giderek yorum yaparsak; seçmenin yüzde 58'i Erdoğan'ı seçmemiştir.

Umut burada, yani ilk turda sandığa gitmemiş olan seçmenin sandığa gitmeye ve lehe oy kullanmaya ikna edilmesindedir.