Küreselleşme Sürecinde Sevgililer Günü Ritüelleri ve Hıdırellez
Medyanın etkisiyle hiç bir kültürle ilintisi olmayan romantik ilişkiye dayalı, özel bir gün olan Sevgililer Günü, masumane duyguların sergilenme alanı iken ülkemizde de kutlanan masraflı bir gün haline gelmiştir.
Dünyanın birçok ülkesinde kutlanan Sevgililer Günü, sevdiğimiz kişiye sevgimizi göstermek için aldığımız hediyeler, yaptığımız hazırlıklar ve kutlamalar gibi romantik duyguların etkisiyle yapılan ritüellerde amacını aşıp tüketim çılgınlığının en üst düzeyde yaşandığı gösteriş yarışına dönüşmüştür. Tüketiciler bu özel günde yaşadıkları romantik duyguların etkisiyle alışveriş merkezleri ya da mağazalara giderler. Halkın, bu güne özel ritüelleri gerçekleştirmek, aynı zamanda haz duyacakları, eğlenceli bir alışveriş deneyimi yaşamak istemeleri; alışveriş merkezleri, mağazalar, gazinolar, restoranlar, barlar vb. mekan sahiplerinin işlerine gelmektedir.
Uluslararası düzeyde yaygınlaşan tüketim kültürüyle sundukları farklı seçeneklerle halkın, zevk ve eğlence beklentilerini karşılayarak, alışveriş duygularını arttırmakta, sadece düşük fiyatlı ürün ve çeşit arayan tüketici modelinden; alışveriş yaptıkları yerde zevk, eğlence ve keyif gibi duyguları da yaşamak isteyen tüketici modeline dönüştüğü görülmektedir.
Özel günler ve bu günlerin vazgeçilmezi olan hediyeleşme ritüelleri, alışveriş yapma, para harcama ve bu yolla da bir başkasını mutlu etme, ona olan sevgiyi kanıtlayabilme fikri üzerinde inşa edilmektedir.
Bireyin toplumsal yaşam içinde davranışlarını şekillendirmesindeki biçimlerden olan hediye verme eylemi somut dayanaklardan çok, soyut bileşenleri kapsayan bir özelliğe sahiptir. Sevgililer Günü konulu televizyon reklamlarında öne çıkan temalar incelendiğinde Duygu/Sevgi: %25, Ürün kalitesi: %15, Satış/Fırsat: %60 olduğu görülmekte ve küreselleşme sürecinde sevgi ikinci plana düşmektedir.
14 Şubat geleneksel olarak kuşların bir birine kur yapma ve çiftleşme günü olarak bilinmektedir. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar vermekte, bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap etmektedirler.
Valentine isimli bir aziz, imparatordan gizlice genç çiftleri evlendirirmiş. Bir gün imparator, bu durumu anlamış ve azizi idam ettirmişir. İşte, o gün bu gündür, kendisini başkaları için feda eden Valentine adına, öldüğü gün olan 14 Şubat, ’’Sevgililer Günü’’ olarak kutlanır olmuştur. Oysa, kutlama, değil, Valentina’nın vefatını anma günü olmalıdır. Ölüm günü niye kutlansın ki?
Türk kültürü için sevgililer günü Asya'dan Balkanlara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Hıdırellez ya da Nevruz olmalıdır.
Hıdırellez, Türk halklarının kendi kültür değerleriyle özdeşleşmiş, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı ve coşkuyla karşılandığı bir bakıma aşkın ve sevginin sembolü olan bir gündür.
Halkbilimi’nde Hızır ya da Hızır İlyas kültünü en iyi biçimde yansıtan merasimler özellikle Türk dünyası söz konusu olduğu zaman Hıdırellez bayramında yapılır.
En çok bilinen ritüel ise gül ağacına dilek dilemektir. Hıdırellez dileği olarak kağıtlara yazılan ve gül dibine gömülen isteklerin gerçekleşeceğine inanılır. Hıdırellez gününde Hızır’ın uğradığı yerlere bolluk ve bereket getirdiği düşünülür. Bu yüzden Hıdırellez gecesi ambarlar, para keseleri, yemek kaplarının ağzı açık bırakılır.
Bağ, bahçe, araba, ev isteyen insanlar, eğer o gün istedikleri şeyin küçük bir modelini yaparlarsa, Hızır’ın kendilerine yardım edeceğini düşünürler. Hıdırellez kutlanırken genelde yeşillik, sulak, ağaçlık yerler tercih edilir çünkü Hızır’ın oralarda gezdiği düşünülür.
Bu gibi yerlerden çiçek toplanır, oyun oynanır, bahar mevsiminin ilk kuzusu kesilerek yenir. Toplanan çiçeklerin kaynatılıp içilerek hastalıklara iyi geleceği düşünülür. Kesilen kuzunun yenmesi de şifa getireceğine inanılır. Hıdırellez günü camlar, kapılar açılarak bereket duaları edilir ve Hıdırellez şarkıları söylenir. O gün sanki bir bayram gibi geçirilir ve insanlar sevdiklerine Hıdırellez mesajları atar.
Ritüelleri, şarkıları ve birleştirici gücü ile birçok kişi için değerli olan bu özel gün; insanların niyetlerini açıkça isteyebildikleri, çevreye ve doğaya saygı gösterdikleri ve sevdikleri insanlarla vakit geçirebildikleri birkaç andan biridir.
Gelenekler açısından en zengin toplumlardan biri Türk toplumudur. Bu geleneklerin en önemlilerinden biri de bayram özellikleri kazanmış olan hıdrellez gelenekleridir.
Hıdrellez, doğaya müdahale edemeyen, doğa olayları karşısında güçsüz ve çaresiz kalan insanların, çareyi doğaüstü güçlerde aradığı zamanlardan günümüze kadar, doğa ve suyun kutsandığı bolluk, bereket beklentisiyle oluşmuş bir ritüeldir.
Türk toplumlarında kışın soğuğundan karından kurtuluş, can bulan doğaya sevginin biçimlenmesi Hıristiyanlarda Paskalya bayramı, İranlılarda Mihrican ve Nevruz, Türklerde de Hızır-Nebi, Nevruz ve Hıdrellez adları ile çeşitli pratikler içinde biçimlenmiş, bayram kimliğine bürünmüş önemli günlerdir.
Türklerde çok eskiden beri doğanın canlanması önemsenmiş, masallarda, destanlarda şiir ve türkülerde coşkuyla dile getirilmiştir. Hıdrellez bütün Türk halkının topluca katıldığı, birtakım töreleri yerine getirdiği bir bahar bayramıdır.
Sevgililer gününde hediye kadar yaratılan ortam da önem taşır. Bu ortam Hıdırellez gününün bir parçası olarak daha güzel ve daha anlamlı gerçekleşebilir.
Sevgililer Günü çok sayıda evlenme teklifinin de gerçekleştiği bir gündür. Edebiyatta aşk, en çok işlenen konudur.
Divan edebiyatında gazellerin ve mesnevilerin başlıca konusu aşktır. Fuzulî, Nedim ve Şeyh Galip aşkı en üst düzeyde dile getirenlerdendir. Nedim’in:
Bir söz dedi cânan ki kerâmet var içinde
Dün giceye dair bir işaret var içinde
beyiti aşk duygusunu sergileyen güzel örneklerdendir.
Aşk, âşık edebiyatının temelini oluşturan konudur.
Aşkın iğnesi ile dikilen dikiş
Kıyamete kadar sökülmez imiş
diyen Seyranî’ye göre insanlar arasında en güvenilir bağlılık aşk ile kurulabilir.
Karacaoğlan’ın şiirlerinde işlenen temel konu sevgidir.
Ben güzele güzel demem
Güzel benim olmayınca
biçiminde söyleyişleri olan Karacaoğlan’da sevgi somut bir görünümdedir.
Âşık Veysel ise aşkı bir deyişinde:
Güzelliğin on par'etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönüldeki köşk olmasa
diyerek aşkın yüceliğini kendi tavrı içinde ustaca tele dökmüştür.
Bir Hıristiyan azizinin yaşamı içinde oluşturulan mitin ‘’Sevgililer Günü’’ olarak küreselleştirilmesinin karşısına Türk halkları kültür havzasında köklü bir geleneğe sahip, Türk kültürüne özgü ritüellerle donatılı Hıdırellez kültünü koyup Sevgililer Günü’nü Hıdırellez etkinlikleri içine alıp Türk kültüründe Sevgililer Günü olarak lanse etmek yerinde bir uygulama olacaktır kanısındayım.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE KUŞAK
Türk Kültürünün Halk Bayramı Nevruz
Çanakkale Savaşına Girişimiz Ve Anılardan Yansıyanlar
İstiklâl Marşımız, Türkiye Cumhuriyetinin bir belgesi, vatanımızın tapusudur.
Dünyanın güzelliği, kadınların gücünde saklıdır
Balkanlardaki Anadolu
Batı Müziğini Anadolu Müziğiyle Harmanlayıp Bir Döneme Damgasını Vuran CEM KARACA
Küreselleşme Sürecinde Sevgililer Günü Ritüelleri ve Hıdırellez
TOKATLI GEDAÎ VE GEDAİ’DE TELMİH SANATI
Kıbrıs Türk Edebiyatında Kadın Şairler









