'Maraş Katliamı' saptırmaları (2)

Katliamlar elbette unutulmamalı… Tekrarlanmaması için unutulmamalı.

Maraş Katliamı, hepimizin yüreğini yakmıştır. İnsanlarımız katledildiği için yakmıştır, insanlarımız birbirine düşürüldüğü için yakmıştır.

Senin katliamın benim katliamım ayırımı olamaz.

19 Aralık 1978'de başlayan olaylarda en az 120 kişi öldürüldü. 42. Yıl oldu. Yaramız derinlerde bir yerde hâlâ kanıyor.

 Yıkıcı, bölücü örgütler, Alevî vatandaşlarımız üzerinde kesif propagandaya girişmişler, sanki Alevîysen, sen solcusun, noktasına getirmek istemişlerdir.

Alevîlik meselesini araştırdım. Biliyorsunuz, gazetede dizi yazılarımız çıktı. Arnavutluk ve Makedonya'da Alevî tekkelerinde ağırlandım. Anadolu'da Kazdağlarına, Tokat'a, Zile yöresine gittim, cemlere katıldım. röportajlar yaptım. Ve kitap yazdım. Alevî muhitinde çok iyi bilinen Çemal Şener'le birbirimizi kırmadan atıştık. Bir yazımdan alıntı yapacağım:

"Yazdıklarım 'dindar sayılan' bir Sünnî'nin gördükleridir. Alevîlerin bir kanadının ideologlarından müteveffa Cemal Şener 'dindarlığı' belirtmemi bir tavır gibi görmüş ve bayağı bir tartışmaya girmiştik. Uzun tartışmaların hepsi kitapta. Neden  'Sünnî'  ve  'dindar'  deme ihtiyacı duydum? Karşısındakinin 'inanç kimliği'mi bilmeleri, sonra yazdığımda kendilerini aldatılmış hissetmemeleri için 'şuurlu' olarak söylemiştim. Çok da memnun kalmışlardı."

Evet, aynen öyle. Müraî olmamalıyız. Birbirimizi anlamanın bir yolu, birbirimizin sınırlarını zorlamamaktır. 

Belirttiğim gibi; 1974 affından sonra, yıkıcı bölücü militanlar hapisten çıktılar ve faaliyetlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Kan gövdeyi götürdü desem yeridir.  Çok acılar yaşandı. Üzerine bir de darbe geldi, acılar katlandı.

Hakkı Öznur, tarihe imza atmış bir isim. Altı cilt "Ülkücü Hareket" kitabını yayınladı. Pek çok bilgi ve belgeyi o ciltlerde bulursunuz. İtiraz edemeyeceğiniz, yanlış verilmiş, yanlış yorumlanmış diyemeyeceğiniz bilgi ve belgeler.

Bu eserin üçüncü cildinde, Maraş Olayları, bütün ayrıntılarıyla, şahitler ve belgeler ışığında bir bir anlatılmıştır.

Kitle psikolojisini bilir misiniz? Le Bon "Kitleler Psikoloji"sini yazmıştır. Bu eser talebeliğimizde elimizdeydi. Le Bon kitle psikolojisinde "ortak ruh", "ortak şuur" ve "şuuraltı"ndan bahseder. Bir an gelir ki, kolektif hareketler karşısında çaresiz kalırsınız. Artık insan "sürü"dür; kontrolsüzdür. Şiddetin önünü alamazsınız.

Önce meseleye "kitle psikolojisi"nden bakılmalıdır. Ortalığı bulandırmak isteyenler bunun hesabını yaparak, kıvılcım çıkarlar.

Kahraman Maraş'ta, karanlık güçler, kitleleri harekete geçirmek, sürüleştirmek için, hem "sağ", hem "sol" diyeceğimiz gruplara saldırmışlardır.

Maraş'ta ilk bomba nereye atıldı? "Ülkücü Hareket" kitabından takip edelim:

Çiçek Sineması'nda "Güneş Ne Zaman Doğacak?" adlı film oynarken atılan bombanın patlamasından sonra olaylar tırmanıyor. 21 Aralık günü sol görüşlü iki öğretmen öldürülüyor. Bir gün sonra, bu öğretmenler için cenaze töreni düzenleniyor. Şehirdeki ve dışardan gelen sol örgütler, cenaze törenine katılıyorlar. Halkı tahrik etmek için provokatif tavırlar sergiliyorlar ve cinayetlerden Ülkücüleri sorumlu tutuyorlar. Cenaze töreni sonrasında gerilimi tırmandırmak için sağa sola silah sıkıyorlar. Olanlara sağın her grubu tepki gösteriyor. Çatışmalar, sağ ve sol çatışmasını aşarak bir anda Alevî-Sünnî çatışmasına dönüşüyor.

Kitle psikolojisini ve kışkırtıcıları tahlil etmeden, bir hareketin mensuplarını her yıl dönümünde "İşte katliamcı!" diyerek, öfkeyi doruğa çıkarmak kasıtlıdır, ülkeye zarardır.

Yazarın Diğer Yazıları