İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener İzmir’deki ziyaretlerine devam ediyor. Akşener, Bayraklı’daki İzmir Adliyesi önünde PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen polis memuru Fethi Sekin’in anıtını ziyaret etti. Akşener, beraberindeki heyetle birlikte anıta çelenk koyarak dua etti.
Akşener, burada kendisini bekleyen partililerle bir süre sohbet ettikten sonra Çeşme ilçesindeki programlara katılmak üzere, Bayraklı Adliyesi'nden ayrıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir programının dünkü bölümünde de Ege Üniversitesi'nde 20 Şubat 2015 tarihinde PKK terör örgütü tarafından şehit edilen Fırat Çakıroğlu adının verildiği parkın açılışını yapmıştı. Akşener, parkın içerisinde yer alan Fırat Çakıroğlu anıtına karanfil bırakmıştı. Açılışa, İYİ Parti Milletvekilleri ve belediye başkanları da katılmıştı.
FETHİ SEKİN KİMDİR?
Polis memuru Fethi Sekin, PKK’lı teröristlerin İzmir Adliyesi’ne yönelik saldırısını son anda püskürterek büyük bir kahramanlık örneği göstermişti.
5 Ocak 2017 tarihinde teröristlerin C kapısına yaklaşarak saldırıyı planladıkları gibi yapmalarını engelleyen Sekin, yanlarında 2 kalaşnikof, RPG-7 roketatar ve 8 mühimmatı, el bombaları bulunan teröristleri püskürterek olası faciayı önledi. Kahramanlığıyla canı pahasına çok sayıda insanın yaşamını kurtarmıştı. Sekin, teröristlerle girdiği çatışmada şehit olmuştu.
Hain saldırıda Sekin ile adliye personeli Musa Can da hayatını kaybetti, 3 avukat, 2 polis memuru, 2 adliye memuru ve 2 sivil olmak üzere 9 kişi yaralanmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren 2 terörist ise olay yerinde öldürülmüştü.
“TARIMDA DEVLET DESTEĞİ YOK”
Ardından Çeşme İlçe Başkanlığına giden Akşener, burada düzenlenen Tohum Takas Şenliği etkinliğine katıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Meral Akşener, tarımda tohumun önemine değinerek, Türkiye’nin pek çok üründe ikinci kez aynı tohumun yetiştirilemediği bir sistemin içine girdiğini söyledi. Akşener, buradan çıkmanın yolunu ise şu sözlerle açıkladı: “Milli ve yerlilik diyorlar ya; asıl milli ve yerlilik Anadolu’nun keçisini, Anadolu’nun koyununu muhafaza etmekle olur. Ben bir köylü kızıyım; ay çekirdeği yetiştirirdik, buğday ekerdik. Kimseye muhtaç olmadan bir hayat yaşanırdı. Şimdi köylü için toprağı ekmesin, toprak boş kalsın diye teşvik veriliyor ve köylü evinde tutunmak zorunda kalıyor. Ekerse ektiği ürün para etmiyor girdiler çok pahalı ve sonuç itibariyle burada bir devlet bakış açısı yok. Bu tohumdan üretilen ürünü satın almak zorundasınız. Ama ben inanıyorum sizin gibi inisiyatif sahibi ve inanmış insanlar bu işi başaracaklar. Belki de 1-2 sene sonra buraya tekrar geldiğimizde başka şeyler konuşuyor olacağız. Rant rant onun dışında başka bir şeye bakılmıyor. Türkiye nasıl saman ithal ediyorsa, nasıl buğday tohum, mercimek, soğan, sarımsak ithal ediyorsa birgün dış politikada bir problem olduğunda bunları satamazlar ve bu ülke aç kalır aç. O yüzden kendimiz yetiştirmek zorundayız. Anadolu’nun tohumlarını yetiştirmek ve satmak zorundayız. Buradaki hanımefendi ve beyfendilere teşekkür ediyorum zor bir şeye soyundunuz ama başardığınız zaman her şey çok farklı olacak” dedi.
