Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

"Geldikleri gibi giderler..."

Tarihe mühür vuran sözlerin sahipleri, o sırada 100 yıl, bin yıl sonra o sözlerin terennüm edileceğini bilmiyorlardı. Bilseler belki de o sözlerle kendilerini bağlamaktan imtina ederlerdi. Düşmanlarının bile hakkını teslim etmek zorunda kaldığı Mustafa Kemal Atatürk o dehaların önündedir. Çanakkale'de yedi düvelin savaş gemilerine geçit vermeyenlerden Yarbay Mustafa Kemal, General rütbesiyle Suriye Cephesinden İstanbul-Haydarpaşa Garı'nda işgal kuvvetlerinin donanmasını görünce: "Geldikleri gibi giderler" demişti. Ve sözünde durdu. Aradan yüz yıldan fazla geçmesine rağmen Gazi'nin o koşullarda umut veren cümlesi bu gün bizlere yol gösteriyor. Bin yıl sonra da ışık saçmaya devam edecek.

Mustafa Kemal sadece çok iyi yetişmiş bir kurmay subay değil aynı zamanda tartışılmaz bir devlet adamı olarak halen aramızda yaşıyor. Günlük hayatımızda yol göstermeye devam ediyor. Genç yaşta girip hayal kırıklıkları yaşayarak terk ettiğim siyasette çok acı tecrübeler yaşadım. Tanık olduğum olayları yazma fantazimi sürekli ertelemenin binlerce sebebi var. "Siyasal sorgulama kültürü" tamamlandığında yazmayı arzuluyorum. Bu yüzden ajandalarıma sürekli notlar karalarım... Siyasi tarihimizi her fırsatta uzak-yakın yeniden okurum. Corona günlerinde okumanın yanında arşiv karıştırmaya da fırsatım oldu. 17 yılı geride bırakan AKP iktidarının artılarını, eksilerini hesaplayıp "Yerel yönetim bilançosu" çıkarmaya gayret ettim. CHP'nin neden umutla beklenen iktidarının gerçekleşmeyişini mercek altına almaya çalıştım. Çok gerilere gitmeden, detaylarla boğuşmadan bir kaç hatırlatma yapmak niyetimdeyim. 12 Eylül'ün öncesi ve sonrasını yaşamış kuşağın temsilcisi olarak CHP'nin kuruluş felsefesinden zaman zaman uzaklaştığını ifade etmek zorundayım. "Halkçılık" ilkesi ile halk ile bütünleşmişti geçmişte "Halkçı ecevit" sloganı boşuna değildi. Anadolunun en ücra köşesinde örgütlüydü. Köyden kente göçüşlerin yaşandığı 60'lı, 70'li yıllarda bugün "Varoş" adı verilen gecekonduluların umuduydu... Fakir ve yoksul insanların can simidiydi... 80 darbesinin şüphesiz etkileri çok. Sol kültürün "Bölünerek çoğalırız" anlayışı ayrı tartışma konusu. CHP'nin kapatıldığı günlerde boşluğunu bir türlü dolduramayan Halkçı Parti, SODEP, SHP, DSP gibi girişimler esnasında "Elitist" tavır halktan kopuşunda vesile oldu. 1989 yerel seçimlerindeki "Limon gibi sıkılmayın" ve "Süpürün" sloganı ile ciddi hamle yapılmasına rağmen "Kadro"laşma gerçekleşemeyince çabalar heba oldu. "İslamcı ideoloji"nin rüzgarına karşı hazırlıksız yakalandıklarını söylemekte mümkün. 1994 seçimleri dönüm noktasıdır. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde farklı sol partilerin birden fazla adaylıkları dönemin RP'sinin ekmeğine yağ sürmüş. Yüzde 20'lerle belediyeler kopup gitmişti. Siyaset biliminde "O dönemin koşullarında değerlendirme" ilkesi vardır. Lakin özellikle yerel yönetimlerde "Aday faktörü" olmazsa olmazların başında geliyor. Uzun süren kısır çekişmelerin ardından CHP geçtiğimiz yıl gerçekleşen yerel seçimlerde son derece isabetli adaylar ile başta 11 büyük şehir olmak üzere çok başarılı sonuçlar almıştır. Bunda "Millet İttifakı"nın İYİ Parti ve Sayın Meral Akşener'in katkısı çoktur. 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti tabanındaki itirazlara rağmen kararlı tutumu başarının anahtarı olmuştur. Türkiyemizin her bir yeri ayrı inceleme konusu. Ancak Ankara örneği hepsinin önüne geçmiş, siyasette dengeleri değiştirmiştir. "Siyasette kriz yönetimi"nin önemini kanıtlamıştır. Devletin tüm imkanları ellerinde iken "Maske dağıtımı"nı bile beceremeyen hükümet sınıfta kalırken, Recep Tayyip Erdoğan fenomeninin de sonuna gelinmiştir. "AKP demek Erdoğan demek" efsanesi çökmüştür. Corona krizi hiç bir şey eskisi gibi olmayacak gerçeği ile yüzleştirirken, halkın lider arayışlarındaki tercihlerini ortaya çıkarmıştır. Metropol'ün son araştırması çok ilginç... Corona ile güvenirlik kat sayılarında Erdoğan efsanesi yer ile yeksan olmuş. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 üzerinden 8.8 puan alırken farklı seslerin yükseldiği Bilim Kurulu 8.6 puan ile ikinci... Sadece Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı şapkası olan Mansur Yavaş 8.18 ile üçüncü. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 6.65 ile dördüncü. Süleyman Soylu 5 nci Ekrem İmamoğlu 6 ncı...

Bu not ortalaması 2023'e hazırlanan Türkiye'de çok şeyin değişeceğinin de özeti. Okuyucularımız "Peki ama geldikleri gibi giderlere ne oldu?" diye sorabilir. Bugün yerimiz dardı. Sadece AKP'nin yerel yönetimlerle iktidara geldiğini hatırlatalım. Bu konuda değerlendirmeye devam edeceğiz. Mansur Yavaş'ın yükselişine de değineceğiz...

 

Yazarın Diğer Yazıları