“Neler oluyor demeyelim mi?” diyor!..

“Neler oluyor demeyelim mi?” diyor!..

Recep K. adlı bir sevgili okurum, bana WhatSApp’tan bir not göndermiş…

Kendisi, uzun yıllar tanıdığım bir insan.

Bilgisine, düşüncesine ve ahlâkına güvendiğim, yüksek eğitimli bir ticaret adamı.

*

Kendisi samimi bir Müslüman…

Üstelik de siyasi olarak yıllarca ‘Millî Görüş Düşüncesi’ni benimsemiş, hâlâ da benimsemeye devam eden…

Yıllarca mevcut iktidara oy vermiş, ancak bugün iktidarın politikalarını eleştiren…

İTİBARIN para ile satın alınan şeylerde olmadığına…

Kişilikte…

Ahlâkta…

Doğrulukta…

Dürüstlükte…

Üretimde…

Çalışkanlıkta…

Ve aklı doğru ve yerinde kullanmakta olduğuna inanan, samimi ve modern biri.

Yazdığım yazılarımla ilgili, eleştirel yorum ve değerlendirmelerinden yararlandığım bir güzel insan.

*

Bu sefer bana kısa ama oldukça etkili…

Oldukça düşündürücü…

Hatta beni tedirgin eden gönderdiği o notu, sizinle paylaşmak istedim.

*

Bana göre notun özeti:

‘İçinde bulunduğumuz bu kötü şartlardan, bir parça da olsa her birimizin dahli olduğunu, o nedenle de bu olumsuzluklara karşı çıkmadığımız, aklımızı kullanmadığımız sonucunu’ çıkarttım.

*

“Memleket, son 21 yıldır bu noktaya gelmişse, bunun suçlusu bu süreçte bizi yöneten Erdoğan iktidarı kadar, söylenenleri hakkıyla sorgulamayanlar olarak, bizler de sorumluyuz” diyorum.

*

O notta:

" ‘Allah büyüktür’ deyip erteliyorlar!..

‘Allah affetsin’ deyip sıyrılıyorlar!..

‘Allah rızası için’ deyip çalıyorlar!..

‘Allah bilir’ deyip oyalıyorlar!..

‘Allah korusun’ deyip çarpıyorlar!..

‘Allah böyle yazmış’ deyip susturuyorlar!..

‘Allah yanınızda” deyip terk ediyorlar!..

‘Allah görüyor’ deyip gizliyorlar!..

“Demek ki hakkınızda hayırlısı buymuş’ diye de teselli ediyorlar!..” diye yazıyordu.

*

Anlaşılan, burada bugünün iktidar mensuplarının sözleri anlatılmak isteniyor.

Pekâlâ, o zaman bunlar onları söylerken, ‘Allah’ı kullanırlarken yani, bir anlamda garibanlara da şükretmeleri…

Sabretmeleri…

Dua etmeleri düşmüş oluyor, öyle mi anlayayım?

*

Oysa İslamiyet; öyle insanı aldatan, oyalayan, cehalete izin veren bir din değildir. Aksine aklın ve düşünmenin, vicdanın ön plana alındığı yüce bir paylaşım medeniyetidir.

Öyledir de bizim insanımızın bunu da akletmesi lâzım değil midir?

*

Ve yarın hesap gününde:

“Beni Erdoğan kandırdı!..” deme şansımız olabileceğini düşünemiyorum.

Denilse dahi, “Ondaki akıl sende yok muydu? Ben, sana da aynı aklı verdiğim halde neden kullanmayı, öğrenmedin?” denildiğinde, nasıl cevap veririz onu da bilemiyorum!..

Çünkü O, her birimizi mükemmel yarattı.

Öyleyse neden “Ben niye bunun farkında değilim?” diye kendimize sormayalım ki?

*

Hayatımızdan memnunsak sormayalım elbet!..

Oysa, pek azın dışında, kimse hayatından memnun görünmüyor!..

*

Ben bu kadar söylüyorum, onu da inananlara söylüyorum!..

Yazarın Diğer Yazıları